Sınırlar ve disiplin

Sınırlar, çocuğun kendisini emniyette hissederek hareket edebileceği alanı belirlemesine yardımcı olur. Disiplin, istenilen davranışların öğrenilmesi ve alışkanlıkların edinilmesini sağlamak için kullanılır. Sınır koyma ve disiplin ailenin tutumlarıyla çok ilişkilidir. Çocuğun uygun yaşam becerileri geliştirebilmesi ve sorumluluk sahibi olabilmesi için dengeli sınırlara ihtiyacı vardır.

Raquel AŞKANER HABİB Çocuk-Aile
16 Mart 2016 Çarşamba

Sınırlar, çocuğun kendisini emniyette hissederek hareket edebileceği alanı belirlemesine yardımcı olur. Her çocuk, kendisini ve çevresini tanıma, keşfetme çabası içindedir. Bu süreçte çocuk, ailesinin davranışlarını gözlemler, neden-sonuç ilişkisi kurabilmek için denemeler yapar. Yaptığı davranışların sonuçlarını görmek ister. Ailesi ve çevresinin davranışlarını gözlemleyerek öğrenmeye çalışır. Anne babaların koyacağı sınırlar çocuğu güvende hissettirir.

Disiplin, istenilen davranışların öğrenilmesi ve alışkanlıkların edinilmesini sağlamak için kullanılır. Çocuğun doğru ile yanlışı ayırt edebilmesini, kendi kendini kontrol edebilmesini, okulda ve dış dünyada başarılı bir yaşam sürdürebilmesini sağlayacak bilgi ve kuralları öğrenmesine yardımcı olur. Disiplin, davranışı yönlendirmeyi amaçlar.

Sınır koyma ve disiplin ailenin tutumlarıyla çok ilişkilidir. Çizilen sınırlar anlaşılır, net ve tutarlı olduğu sürece, çocuğun kuralları anlaması ve uygulaması kolay olur. Çocuğun uygun yaşam becerileri geliştirebilmesi ve sorumluluk sahibi olabilmesi için dengeli sınırlara ihtiyacı vardır. Sınırlar sayesinde çocuğun sorumluluk duygusu gelişir. Çizdiğimiz sınırların geniş ve belirsiz olması, bir anlamda sınır olmaması anlamına gelir. Sınır konmayan çocuk; kendi sınırının nerede başladığını ve nerede biteceğini öğrenemez, başkalarının hakkına saygı gösteremez, sorumluluk almakta zorlanır.

 Sınırlar katı ve değiştirilemez olmamalı

Sınırlar çok katı ve değiştirilemez olduğu zaman, çocuğun kişiliği bastırılmış olur. Bu tarz ailelerde çocuklara yeni yollar deneme ve araştırma için gereken özgürlük verilmemekte ve öğrenme için gereken zemin engellenmektedir. Aşırı disiplin çocuğun korku ve öfke duymasına neden olur.  Kuralların bazen esnetilebilir olması gerekir.  Esneklik ve hoşgörü, çocukta kabul ve sevgi kavramlarını geliştirir. Sevgi ve saygı kavramları aileden taklit yoluyla model alınarak öğrenilir.

Çocukların kabul gördükleri, sevildikleri ortamda kuralları kabul etmeleri kolaylaşır. Fiziksel veya sözel şiddet kullanarak çocuklar kuralları öğrenemezler. Bu yöntemler kısa dönemde hızlı sonuç veriyor gibi gözükse de uzun dönemde kalıcı zararlar doğurabilir. Fiziksel cezalar, utanç ve umutsuzluk duyguları yükleyerek çocuğun kendisine olan saygısını yitirmesine, saldırgan davranmasına, güç kullanarak istediklerini elde edebilmesine neden olur.

 Yanlış Davranış karşısında tutum nasıl olmalı?

 Çocuğun yaptığı yanlış davranış karşısında anne-babanın bağırması, azarlaması, aşağılaması çocuğun özgüveninin azalmasına neden olur. Ailenin kullandığı ‘Tembel’, ‘sorumsuz’, ‘asi’, ‘inatçı’ gibi olumsuz sıfatlar, onun negatif özelliklerini geliştirir. Sevilen ve kişiliğine saygı duyulan çocuk başkalarını sever ve onlara saygı duyar. Çocuğun kuralları, sınırları ve disiplini öğrenmesi için davranışlarının sonucunu yaşamaya ihtiyacı vardır.  Olumlu ile olumsuz davranış arasındaki farkı çocuk,  ödül ve ceza sistemiyle daha rahat kavrar. Ödül ve ceza yöntemi, rüşvet ve tehdit ile aileler tarafından çok karıştırılır. Tehdit ve rüşvet daha çok şartlı cümleleri içerir. Örneğin; rüşvet: ‘ödevini yaparsan TV izleyebilirsin’, tehdit: ‘ödevini yapmazsan TV izleyemezsin’ gibi çocuğu koşullandıran kelimeler içerir

Ödül, çocuğun pozitif davranışını fark etmek, övücü sözler kullanmak, olumlu yüz ifadesinde bulunmak ve ona pozitif geri bildirim vermektir. Örneğin; “Aferin, ellerini yıkadın”, “dersini çok güzel bitirdiğini farkettim, odanı düzenli topladığını görüyorum”, “Odanı vaktinden önce topladığından daha fazla oyun oynama zamanın oldu” gibi olumlu geribildirimler ve manevi ödüller yaptığı iyi davranışların pekişmesini sağlar. Ceza ise çocuğun sevdiği şeylerden mahrum edip, ilgi kaybı yaşamasıdır. Örneğin; “ödevini geç bitirdiğinden oyun oynamaya vaktin kalmadı”, “kötü söz söylediğin için çok kızdım ve şu anda oyun oynamak istemiyorum, bütün keyfim kaçtı” gibi. Bu tip davranış modellerini kullandığımızda çocuk davranışlarının doğal sonuçlarını yaşar ve olumlu ile olumsuz davranışın arasındaki farkı öğrenmeye başlar. Ödül ve ceza, öğrenmenin bir sonucu olarak kullanıldığında ve yapılan bir işin hemen arkasından uygulandığında etkili olur.

Ödül ve cezada ailede tutarlılık

Ödül ve ceza uygulanırken ailede tutarlılık olması önemlidir. Annenin cezalandırdığı davranışı baba ödüllendirmemelidir. Örneğin çocuk kötü söz söylediğinde anne çocuğa kızıyor ve bu şekilde konuşmasından hoşlanmadığını belirtiyor olmasına rağmen baba gülüyor ve “benim oğlum erkek oldu da küfür etmeye başladı” gibi ifadeler kullanıyorsa çocuk hangi davranışın doğru olduğunu ayırt edemez ve duruma göre hareket eder, annesinin ve babasının yanında farklı davranış sergiler.  Ama ebeveynlerde tutarlılık olursa ve aynı duruma farklı tutumlar sergilenmezlerse çocuk hangi davranışın yanlış olduğunu bilir ve çelişki yaşamaz.

 Sınırları öğretirken çocuğun pazarlık yapmasına izin vermemek gerekir. Ağlamak, bağırmak ve vurmak gibi negatif davranışlar ile çocuk kazanç elde etmemelidir. Ağlayan çocuğun istediğini yapmak veya istediğini almak, hatalı davranışı görmezden gelmek olumsuz davranışların pekişmesine neden olur. Olumsuz davranışların nedeni araştırılmalıdır çünkü her davranışın arkasında bir ihtiyaç, amaç veya sorun yatar.

Kaynaklar:

Haluk Yavuzer, (1998), Çocuk Psikolojisi 16. Basım.  İstanbul, Remzi Kitabevi.

Ayla  Oktay, (2000), Yaşamın Sihirli Yılları: Okul Öncesi Dönem. 2. Baskı. İstanbul, Epsilon Yayıncılık.

Mark L. Brenner, (2002), Çocuğa Hayır Demek Çözüm Değil, (Çev. Rahime Demir), İstanbul, Hayat Yayınları.

T.G. Gordon, (1975) Etkili Ana Baba Eğitimi; Aile İletişim Dili, İstanbul, Sistem Yay.  McKenzieR

Uzman Psikolog-EMDR ve oyun terapisti Karin Natan