"Türkiye birçok AB ülkesinden daha Avrupalı"

Almanya Başbakanı Angela Merkel´in mülteci krizinde tek sorumlu olarak atadığı Almanya Başbakanlık Bakanı Peter Altmaier, Türkiye´nin sığınmacı krizindeki tutumu ile birçok AB ülkesinden daha Avrupalı olduğunu söyledi. 

Dünya
10 Mart 2016 Perşembe

AB-Türkiye zirvesinde varılan mutabakatı savunan Altmaier,  zirveden çıkan önerileri “sığınmacı krizinde dönüm noktası" olarak nitelendirdi.

Die Welt gazetesine konuşan Peter Altmaier, insan hakları eksikliklerine rağmen Türkiye'nin önemli bir ortak olduğunu belirtmekten kaçınmadı. Altmaier, Türkiye-AB zirvesi ile ilgili olarak sorulan sorulara şöyle cevap verdi:

 

Welt: Türkiye ile yapılan pazarlık ne kadar iyi? CSU homurdanıyor, SPD memnun, CDU ise ılımlı. Siz nasılsınız?

 

 Zirve bir dönüm noktasıydı. İlk kez bizim insani taleplerimizden vazgeçmeden mülteci krizini çözmek için gerçek bir şans oluştu. Kasım ayından itibaren Türkiye'den Yunanistan'a gelen sığınmacıların sayısında düzenli olarak azalma yaşandı. Ekim ayında günde 7 bin sığınmacı gelirken, Şubat'ta bu sayı 2 bine geriledi. Mart'ta ise bu sayı bin 400 civarında. Bu gerileme sadece kış şartları nedeniyle yaşanmadı. Son aylarda yapılanlar meyvesini vermeye başladı.

 

 Türkiye, Yunanistan'a gelen bütün sığınmacıları geri alacak. Geri aldığı her Suriyeli karşılığında bir Suriyeli legal yollardan AB'ye girecek. Burada kazanç ne?

 

Böyle bir öneri Türkiye tarafından ilk kez gündeme getirildi ve bir anlamı var: Bir sığınmacı insan kaçakçılarına para ödediği zaman bilecek ki bir kaç gün sonra tekrar Türkiye'ye gönderilecek ve parasından olacak. Bu, insan tacirlerinin elindeki kozları tamamen alacak. Biz bu durumun uygulanması halinde illegal sığınmacı göçünün hızlı ve kalıcı şekilde durdurulacağını düşünüyoruz.

AB zirveye fikir ayrılıkları ile gitti ve görüşmelerde de  ortak bir fikir birliği sağlanamadı.

 

 Sığınmacı sorununu AB içerisinde insanları oradan oraya göndererek, sıcak tencerenin  komşunun elini yakmasını bekleyerek çözemeyiz. Kalıcı bir çözüm ancak AB'ye daha az sığınmacı gelmesiyle sağlanabilir. Bu durumda AB içerisinde dayanışma sağlamak daha kolay olacaktır. Ve bu da ancak Türkiye ile işbirliği yapılarak sağlanabilir. Sınırlı sayıdaki sığınmacıların legal yollardan AB'ye alınması önemli.  Türkiye’nin de sığınmacıların yükünü tek başına taşıması beklenemez.

Türkiye'ye karşı kendimizi ne kadar bağımlı hale getiriyoruz? Ve şu anda ne kadar bağımlıyız?

  Bu iş birliğinin özelliği tüm tarafların yararına yönler içermesi. Hem Almanya'nın milli çıkarları, hem de Türkiye'nin çıkarı söz konusu. Bu tarafların sorumluluklarını yerine getirmesinin garantisi. Bana sorduğunuz bu soru Türkiye kamuoyunda da soruluyor. Orada AB'nin Türkiye'ye sadece  sığınmacı sorunu çözülene kadar  değer vereceği endişesi dillendiriliyor.

 Bu çok yanlış mı? Basın özgürlüğü açısından bakıldığında Türk hükümeti işbirliği için pek de yeterli argüman ortaya koymuyor.

Bizim Ortadoğu'daki durumu istikrara kavuşturmak için, karşılıklı büyük bir jeo-stratejik hedefimiz var. Türkiye ile 19.yy kadar uzanan ve NATO üyeliğinde de ifadesini bulan geleneksel jeo-stratejik işbirliğimiz bulunuyor. Türkiye'de 6 bin Alman firması başarıyla faaliyet gösteriyor, milyonlarca Türk'ün Almanya'da akrabaları var, ya da kendileri burada yaşıyor. Ancak bu, temel değerlerdeki sorunların dikkate alınmayacağı anlamına gelmez.

 Muhalefete baskı var, özgür medya engelleniyor. Bildiğimiz kadarıyla, böyle bir ülke Avrupa'nın bir parçası olabilir mi? Ne düşünüyorsunuz?

Ben bazı şeyleri güzel göstermeye çalışmıyorum. Ancak, Türkiye Suriye'de iç savaşın başlamasından ve IŞİD'in yayılmaya başlamasından bu tarafa 3 milyon sığınmacıya kapılarını açtı. Türkiye sığınmacılar konusunda bir çok AB ülkesinden daha Avrupalı bir tutum sergiledi. Her şeye rağmen, demokratik ve hukuk devleti bağlamında bölge ülkelerine göre daha ileride. Bu nedenle somut bir işbirliği girişimini doğru buluyoruz.

 

Kaynak: cnnturk.com ve Ahmet Yıldırım, DHA