FRANSIZ RİVİERASININ İNCİLERİ Nice-Cannes ve Monte Carlo

Fransa’nın güney sahillerinin büyüsüne kapılmamak mümkün değil. Ülkenin, en fazla turist çeken bölgelerinden biri olan, Cote d’Azur olarak da adlandırılan bu sahil şeridinin en ünlü merkezlerine kısaca bir göz atalım.

Cako TARAGANO Seyahat
13 Ocak 2016 Çarşamba

NİCE

Fransa’nın Cote d’Azur bölgesinin ve dünyanın en güzel ve güneşli şehirlerinden Nice, Avrupa’nın en çok turist çeken yerlerinden biri. St. Tropez’den buraya uzanan otoban Fransızlar tarafından ‘güneşli yol’ olarak adlandırılıyor.

Burası, dar sokakları ve eski binalarıyla, şehrin en tarihi bölgesi. Nice ve çevresi aslında uzun yıllar İtalyan egemenliği altında kaldı. Halkın büyük çoğunluğu da İtalyan’dı. 19. yüzyılda Fransa, İtalya’ya göre daha zengin ve güçlü olduğundan, 1860 yılında yapılan referandum ile Nice ve bulunduğu bölge Fransa’ya bağlandı.
Bu nedenle, o dönemden kalma evlerde tipik İtalyan mimari özellikleri görülüyor. Konuşmayı ve yakın iletişimi seven İtalyanların yaptığı, birbirine yakın binalar ve pencereleri kepenkli evler yan yana sıralanmış.

Yürüyerek keşfedebileceğiniz bölgeye en az birkaç saatinizi ayırmak gerekir. Eski şehrin, cıvıl cıvıl, sürekli hareketli sokaklarında gezerken yorulduğunuzda, mola vererek, yöresel lezzetleri keşfedebileceğiniz birçok restoran da bulunuyor.
Eğer yolculuğunuz ekim – haziran ayları arasındaki döneme rastlarsa, Opera Binasında da birçok opera, bale ve konsere de seyirci olabilirsiniz.

Cours Saleya Pazarı: Nice Eski Şehir’de kurulan açık pazarları da içinde barındıran bölge, şehrin mutlaka görülmesi gereken yerlerinden biri. Rengârenk çiçekler, yöresel lezzetler, hediyelik eşyalar, mis kokulu sabunlar, bulabileceğiniz ürünlerden sadece birkaçı.
Pazarda vakit geçirirken yorulursanız çevrede, oturup dinlenebileceğiniz, kahve içebileceğiniz veya yemek yiyebileceğiniz birçok restoran ve cafe alternatifi de bulunuyor.

Nice Sahilleri: Nice şehrinin en güzel kısmı hiç kuşkusuz, kilometrelerce uzanan sahilleri. Nice’te istediğiniz yerden denize girebiliyorsunuz. Plajlarda ücret karşılığında şemsiye ve şezlong kiralayabilirsiniz. Plajların taşlı olduğunu da belirtelim.

Place Massena Meydanı: Massena Meydanı, şehrin en merkezi yeri. Tarihi Eski Şehir bölümü, Nice’in en ünlü ve geniş caddelerinden Jean Medicine ve trafiğe kapalı Rue Massena arasında kalan meydanın ortasındaki fıskiyeler de çok meşhur. Şehirde bazı dönemlerde yapılan etkinlikler ve festivaller bu meydanda düzenleniyor. Her yıl 13 Şubat – 1 Mart arasında düzenlenen Nice Karnavalı’nın merkezi de bu meydan oluyor.

Garibaldi Meydanı: Garibaldi adı Nice’de birçok yerde karşınıza çıkıyor. Meydanı, restoranı, Provence Bölgesi’nde bazı yerleşim yerlerinin ismi olarak duyuyorsunuz. Köklü Garibaldi Ailesi dünyanın en küçük ikinci ülkesi Monaco’yu yönetiyorlar.
Nice’in en ünlü ve güzel vakit geçirebileceğiniz meydanlarından bir tanesi Garibaldi Meydanı. Meydanda aynı isimli bir cafe - restoran hiçbir zaman boş kalmıyor.

Parc de la Colline du Chateau Tepesi: Şehrin kuşbakışı manzarasını seyretmek ve fotoğraflarını çekmek için en uygun yerlerden biri Parc du Chateau Tepesi. Kale tepesi anlamına gelen Parc du Chateau’da eskiden yer alan kale sonraları yıkılmış. Rue des Ponchettes yolunda bulunan asansör ile buraya çıkılabilir veya yürüyerek tırmanılabilir. Eski Nice bölgesi, liman bölgesi ve Nice sahil bölgelerinin fotoğraflarını buradan çekebilirsiniz.

Nice Liman Bölgesi: Adeta Kalamış Marinasını andıran Nice liman bölgesi ve çevresinde kahvaltı sonrası ya da akşam vakti keyifli bir gezinti yapılabilir.

Parc Floral du Phoenix Parkı: Şehrin yemyeşil parklarından olan Parc Floral du Phoenix, ayrıca şehrin en büyük camdan evini de içinde barındırıyor.

Cathedrale Saint Nicolas Katedrali:  Saint Nicolas Kilisesi, Rusya dışında bulunan en büyük Ortodoks kilisesi. Bu bölgede yaşayan Rusların ibadet etmeleri için yapılmış. Rus Katedral mimarisini Rusya’ya gitmeden incelemek isteyenler için bulunmaz fırsat.

Müze sever misiniz? Paris’in dünyaca ünlü müzesi Louvre gibi müzeleri olmasa da Nice’de sanat ağırlıklı müzeler bulmak mümkün. Özellikle Yahudi sanatçı Marc Chagall’ın eserlerinin bulunduğu müzeyi tavsiye ederim.(Salı günleri kapalıdır. Giriş 8€)

Yeme İçme: Bildiğiniz gibi Fransız mutfağı dünyaca meşhurdur. Sahildeki restoranlarda özellikle deniz mahsulleri ile birer kadeh Beyaz Şarabı tavsiye ederim. Ayrıca balık çorbası ile Fransızlara özgü soğan çorbası damak çatlatan lezzetler arasında sayılabilir. Salade Niçoise (Nis Salatası) da ismini bu şehirden almıştır. Yemek sonrası Çikolata ve muzlu Krep yanına 2 top Vanilyalı Dondurma ısmarlayın.

Son Olarak Birkaç Not: Yaklaşık her bir şehre ayrılmış birer gününüz var ise. Tatili olduğunu göz önünde bulundurup, fazla koşturmadan keyifle gezip dinlenerek, yıllık yorgunluğunuzu atmanızı tavsiye ederim. Örneğin sabah kahvaltısı sonrası saat 10.00 gibi yollara düşmeye, akşam yemeklerini sahillerdeki lokantalarda keyif ile yemeğe, yemek sonrası varsa bir müzikal ya da gösteriye gitmeyi tavsiye ederim. Ya da hava uygunsa sahildeki cafe’lerde insanlara karışıp şehri yaşamanızı öneririm.

Bir şehri en pratik ve hızlı gezmenin yolu Hop On - Hop Off çift katlı turist otobüslerine binmek geçerken beğendiğiniz yerleri haritadan işaretlemek daha sonra tekrar buraya gelip gezmektir.

CANNES

Bu seyahatte Nice’de konaklamayı düşünüyorsanız, araba kiralayarak ya da tren ile rahatlıkla Cannes’e gidebilirsiniz.

Sahil şeridinde olan Cannes şehrinde kültürel olarak yapılacak maalesef çok fazla etkinlik yok. Müzelere meraklı iseniz, tarih ve deniz müzeleri, kilise olarak da Notre dame de l’Esperance gibi ziyaret edilebilecek yerler arasında. Mayıs ayında yapılan Cannes Film Festivali ile ünlenen bu şehirde yazın insanlar plajlarda ünlüler ile birlikte güneşlenme fırsatı bulabiliyor.

Marinada dolaşıp cafe’lerde oturup restoranlarda yemek yemek, Cannes’ı yaşamanın en güzel yollarından biri olacaktır. Şehir turu kapsamında ise yapılabilecek en ideal şey, çift katlı otobüs ile tur aldıktan sonra şehri La Croisette yürümek, Roseraie Parkını gezmek olabilir.

MONTE CARLO

Fransa’nın güney sahilinde ayrı bir devlet olarak kurulan, dünyanın ikinci küçük ülkesi Monaco’nun kartal yuvası gibi tepede kurulu olan başkenti olan Monte Carlo, casinoları ve zenginlerin yatlarını demirledikleri marinası ile meşhur.

Monte Carlo’da gezilecek yerler arasında ilk sırada ünlü Monte Carlo Casinosu sayılabilir. 1863 yılında ünlü Mimar Charles Garnier tarafından yapılan Monte Carlo Casinosu, bugün de Monaco’yu ziyaret eden turistlerin mutlaka fotoğrafını çekip, görmek istediği yerlerin başında geliyor. İçeriye, kumarhanelerin bulunduğu bölüme girmek isterseniz mutlaka şık bir kıyafet giymeniz gerekiyor.

Monte Carlo Casinosunun sahil tarafında ve çevresinde, ünlü markaların mağazalar yer alıyor. Ayrıca casinonun geniş ve bakımlı bahçesinde gezmeye çok uygun.

Monte Carlo Casinosunun önünde, Monaco ve Fransız rivierası’nın en ünlü kafesi Cafe de Paris bulunuyor. Monaco’yu gezmeye gelen turistler bu cafe’ye mutlaka uğruyorlar. Cafe de Paris’in dondurmaları ve kahveleri çok ünlü.

Grimaldi Forum: Monte Carlo’da gezilecek yerler arasında yer alan Grimaldi Forum, 2000 yılında tamamlandı. Grimaldi Forum, fuar, kongre ve toplantı salonu olarak kullanılıyor. Oldukça modern bir mimarisi bulunan yapının içinde ayrıca şık restoranlar da bulunuyor.

Japon Bahçeleri: Bu şehirdeki gezilecek yerler listenize Mimar Yasuo Beppu tarafından tasarlanan Japon Bahçelerini mutlaka ekleyin. Burayı ücretsiz olarak gezebilirsiniz.

SON OLARAK BİRKAÇ DİP NOT İLE  GEZİMİZİ TAMAMLAYALIM

Nice’de konaklamanız durumunda Monte Carlo’ya tren ile rahatlıkla tren ile gidilebilir. Ancak benim tavsiyem ve önerim, Nice’de havaalanında iner inmez bir araba kiralayıp bu yerlere araba ile gitmenizdir. Eğer arabanız varsa, Monte Carlo’ya giderken mola vermeden devam edip, İtalya’ya geçerek bir zamanlar harika müzik festivalinin düzenlendiği San Remo’ya gidebilirsiniz. İtalya’nın bu şirin sahil kasabasında, değişik bir kültürle tanışıp, öğlen yemeğinizi enfes şarabını yudumlayıp pizzanızı yedikten sonra, öğleden sonra Monaco’ya dönmek ve akşam Monte Carlo’nun casino’sunda gecenizi değerlendirebilirsiniz. Eğer süre kısıtlamanız da yok ise, kiraladığınız araba ile bir gününüzü Fransa’nın batı sahillerinde geçirmenizi tavsiye ederim. Birkaç saatlik yolculukla St. Tropez üzerinden Toulon’a, oradan da Marsilya’ya ulaşabilirsiniz.