Kasım etkinliklerini yazmaya başlayınca, birden aklıma Charlize Theron ve Keanu Reeves’in başrollerini paylaştığı ‘Kasımda Aşk Başkadır’ adlı film geldi. Kasımda aşk var mıdır ya da tadı bir başka mıdır, bilemiyorum ama kasım ayında İstanbul’da yapacak bir sürü şey olduğu bir gerçek. Aralarından kendinize uygun bir şeyler bulacağınızdan eminim.
Ne dinleyelim?
Zorlu Performans Sanatları Merkezi bir ilke daha imza atarak, sahne üstünde, ayakta düzenlenecek konserlere başlıyor. Ana Sahne üzerinde oluşturulacak platformun ilk konuğu, ödüllü şarkıları ve yenilikçi klipleri ile her zaman listelerin zirvesinde yer alan Bedük olacak. Bedük’ün, 14 Kasım’da Bi Dans Etsek albümünün lansman konserinde ilk kez seyirciler de ayakta olacak. Bedük, MFÖ’nün efsane şarkısı ‘Sude’yi kendi üslubuyla yorumlayarak, sürpriz bir cover’a yer verecek. Bedük’ün kendi şirketi olan Audiology Müzik ve DMC işbirliğiyle yayınlanacak ‘Bi Dans Etsek’ albümü dokuz Türkçe şarkıdan oluşuyor. Mazhar Fuat Özkan’ın efsane şarkısı ‘Sude’ albümün sürpriz şarkısı olacak. Albümün çıkış ve klip şarkısı ‘Oynayalım’ ile tüm popüler müzik kalıplarını yeniden yazmaya ve klipiyle müzik severleri yerlerinden kaldırmaya niyetli olan Bedük, albümündeki tüm şarkılarını Zorlu PSM’de hayranlarının beğenisine sunacak. Konser için biletler satışta. Konser başlamadan DJ Stylist, bitiminde ise Funky C de sahne alıp, seyircileri coşturmaya devam edecek. Bilet Fiyatı: 60 TL (Tam) – 40 TL (Öğrenci). Biletlere www.biletix.com, www.zorlucenterpsm.com sitelerinden veya Zorlu gişelerden ulaşabilirsiniz.
Ne okuyalım?
İpek Anamur Genç’in Ceres yayınlarından çıkan Karakalem Aşk adlı ilk romanı, aslında tam da ‘Kasımda aşk başkadır’ temalı bir eser. Tanıtım bülteninden bir alıntı yapmak gerekirse: “Bütün bir ömür şu küçücük kutuya sığıyor, ne garip. Birkaç gençlik fotoğrafı, bir mektup, bir toka, kurumuş bir papatya, istiridye kabuğu, bir şiir defteri. Hepsi bu! Hayatta en kötü şey nedir, bilir misin?” “İhanet mi?”
“Geç kalmak... Hayatta en kötü şey geç kalmak.”
Hayaller içinde yaşayan sıra dışı bir ressam. O’na tutku ile bağlı bir kadının aşkı uğruna ödediği ağır bedel. Yağlıboya bir tablonun gölgesinde hayatının rotasını değiştiren Gül. Berf in ve Demir’in çarpıcı, ezber bozan hikâyesi... Kitaplığınızın tekrar okunacaklar rafında yerini şimdiden hazırlayın... (www.idefix.com)
Nereye uğrayalım?
34. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı, TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi-Büyükçekmece’de 7 Kasım Cumartesi günü, İstanbul Valisi Vasip Şahin tarafından düzenlenen törenle açıldı. Yurt içi ve yurt dışından 750 yayınevi ve sivil toplum kuruluşunun katıldığı fuar, 15 Kasım Pazar akşamına kadar devam edecek. Fuara yurt dışından 30 yazar konuk olurken, dokuz gün süresince 1500 imza günü, 300 etkinlik ve yedi sergi gerçekleştirilecek. Teması ‘Mizah: Hayata Gülümseyerek Bakmak’ olarak belirlenen İstanbul Kitap Fuarı’nın onur çizeri karikatür sanatçısı Tan Oral. Fuar süresince Tan Oral’ın da katılımıyla çeşitli paneller ve söyleşiler düzenlenecektir. TÜYAP tarafından Onur Çizeri Tan Oral’ın yaşamı, çalışmaları ve eserlerinden seçmelerin bulunduğu iki kitap hazırlanmakta ve Tan Oral için sergiler düzenlenmekte. ‘TanTana’ sergisi Oral’ın sanatçı dostlarının ve kendisinin çizdiği portrelerinden oluşuyor. ‘Kafa Kâğıdı’ Oral’ın yaşamı, yapıtları, hayata, dünyaya ve sanata bakışıyla ilgili bilgileri, metinleri, fotoğraşarı, belgeleri, orijinal çizimleri ve yayınlanmış kitaplarını içeriyor. ‘Çizgili Aydın Okumaları’ ise, aydın sorunsalının irdelendiği, seçilmiş Tan Oral karikatürlerinden oluşuyor. Tasarımını ve küratörlüğünü Sadık Karamustafa’nın üstlendiği sergiler, fuar boyunca 8. Salon’da ziyaretçilere açık olacak.
www.istanbulkitapfuari.com
Ne tadalım?
Hiç Paris’e gidip kruvasan yediniz mi? O tereyağlı tadı damağınızda kaldı mı? Aynı tadı hiçbir yerde yakalayamadınız değil mi? Ama artık size kendinizi Paris’te hissettirecek bir lezzet var. İsmi de: KRUVASAN. Dedelerinin 1950’de açtığı Hünkar Lokantası’ndan edindikleri tecrübeler ve geleneksellikle birlikte modern mutfak kültürümüzü harmanlayarak ‘bir gelen bir daha gelsin, her gelen memnun ayrılsın’ mantığıyla işlettikleri Kruvasan 20 Temmuz’da Topağacı’nda açıldı. En ince detaylarıyla uğraştıkları, hiçbir şeyi aceleye getirmeden, duvarların renginden masalarının tasarımına, tabak-bardakların el yapımı olmasından mutfaktaki buzdolabının soğutucu ayarlarına kadar, menüsünü büyük bir titizlikle hazırladıkları, çalışanlarını özenle seçtikleri Kruvasan’ın küçücük mutfağından her gün taptaze çıkan çeşitli ekmekler, kişler, tatlılar ve tabii ki kruvasanlar sabah yediden itibaren vitrinde hazırlar. Şef Ufuk Ügümü, Hünkar’da öğrendiği işinin püf noktalarıyla önce İtalya’da Ristorante de Vittorio’da bir yıl aşçılık yaptı. Ardından Cordon Bleu Madrid’de Grande Diploma alarak okulu bitirdi. Dünyanın en iyi ilk 10 restoranı listesinde olan Restaurante Arzak’ta bir sene boyunca şeşik yaptı; Madrid’de yaşadığı süre boyunca Madrid Türk Büyükelçiliğinde devlet adamları için düzenlenen toplantılarda Ügümü’nün mutfağından çıkan yemekler servis edildi. Ardından İstanbul’a dönerek kendi lokantaları olan Hünkar’da çalıştı. Şu an ise tatlıcılıktaki profesyonelliğini kullanmak için Kruvasan’ı açtı. (Adres: Av. Süreyya Ağaoğlu Sokak, Teşvikiye)
Nerede soluklanalım?
Adını ünlü müzik dehası Beethoven’in, her sabah 60 kahve çekirdeğini öğüterek hazırladığı enfes kahvesinden alan Sixty Beans, damağınızda yer edecek birçok yeni lezzet ve üçüncü nesil kahve akımının en seçkin örnekleri ile Nişantaşı Topağacı’nda yepyeni bir deneyim sunuyor. Bir duvarda Beethoven’ı görebilme nedenimiz de bu zaten. Son derece orijinal bir dekorasyona sahip olan ve eylül ayından bu yana hizmet veren mekân, Fransız mutfağının sıra dışı lezzeti ‘galet’i ve dayanılmaz krepleri tadabileceğiniz tek adres. Galetler Türkiye’de sadece burada yapılıyor. Hamuru karabuğday ile hazırlanıyor ve tuzlu içeriklerle sunuluyor. Karabuğday doğal ve sağlıklı bir besin olduğundan oldukça da hafif. Nutellalı dondurmalı, tereyağı şeker limonlu, karamelli ve karamelize elma dilimleri olan krep çeşitlerini, brownie, tiramisu ve cheesecake gibi tatlılarını da unutmamak lazım. Sixty Beans son derece geniş ve ferah asma katı sayesinde, dileyenlere rahat bir çalışma ortamı sunuyor.
Ne izleyelim?
Henüz izlememiş olanlar için, AMY’yi şiddetle tavsiye ediyorum. 2011 yılının temmuz ayında, henüz 27 yaşındayken hayata veda eden ve müzik alanında yüzyılın gördüğü en önemli yeteneklerden biri olarak kabul edilen Amy Winehouse’un hayatını beyazperdeye yansıtan film, ünlü müzisyenin kendi anlatımı eşliğinde, daha önce görülmemiş arşiv görüntülerini izleyiciyle buluşturuyor. Aynı zamanda Winehouse’un daha önce duyulmamış şarkılarını da gün yüzüne çıkaran belgeselin yönetmenliğini 2010 tarihli Senna belgeseliyle büyük ses getiren yönetmen Asif Kapadia üstleniyor. Başrollerinde ise Amy Winehouse, Mark Ronson, Tony Bennett gibi isimler yer alıyor. Film sınırlı sayıda sinemada ve seansta gösteriliyor, vizyondan kaldırılmadan mutlaka izleyin.
