UÖMO´da anaokulunun yeni kaptanı: EMEL LEVİ

Açıldığı günden beri, UÖMO Anaokulunu başarıyla yöneten Ceni Kanditan’ın ardından kaptanlık koltuğuna oturan Emel Levi ile eğitim yılının başında görüştük. Öğrenci sayısının artışını gururla dile getiren Levi, anaokulundaki hem fiziksel hem de sistemsel yenilikleri anlattı.

Virna BANASTEY Toplum
21 Ekim 2015 Çarşamba

Emel, öncelikle seni tanıyabilir miyiz?

Boğaziçi Üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliği ve Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümlerinden mezun oldum. Mezun olur olmaz da Ulus Musevi Anaokuluyla da yolum kesişti. Burada öğretmen olarak çalışmaya başladım. Üç sene boyunca farklı yaş gruplarıyla hem Türkçe hem de İngilizce, öğretmenlik tecrübem oldu. Ardından Minix Anaokulunun açılmasıyla orada beş yıllık bir müdürlük tecrübem oldu. Minix’te de Ulus’un sistemine paralel bir sistem uyguladık. Minix yönetimini devrettikten sonra tekrardan Ulus’a döndüm. Dönüşüm hamile olduğum döneme denk geldi. Yarım dönem anaokulunda olmak üzere, üç sene de ilkokulda rehberlik danışmanlık yaptım. O da farklı bir yaş grubuyla çalışmanın avantajı olarak bana dönüyor diye düşünüyorum. Şu ana kadar hep anaokulu yaşını biliyordum ve buradan çıktıktan sonra ne oluyor kısmını görememiştim. Dolayısıyla 1. ve 2. sınıflarla o tecrübeyi edinme şansım oldu. Şu anda anaokuluna farklı bir bakış açısıyla da bakabiliyorum.

 Anaokulu bu yıl önemli oranda genişledi. Öğrenci sayınız arttı mı?

13 sene öncesini hatırlıyorum. 30-40’lı sayılarla başlamıştık. Bu sene 130 öğrencimiz oldu; anneli oyun grubundan 5 yaş grubuna kadar. Ciddi bir başarı diye düşünüyorum. Bu başarıda da oturmuş eğitim kadrosunun çok ciddi bir emeği var. Oturmuş sistem ve öğrencilerle bireysel ilgilenmemizin büyük bir avantaj olduğunu düşünüyorum.

 Öğrenci sayısındaki artış karşısında siz neler yaptınız?

Bu yıl üç yeni sınıf açtık. Bir sınıfı, bütün yaş gruplarına hitap edebilecek, çok amaçlı bir oda olarak kullanmayı planlıyoruz. Çok iyi olacak çünkü kötü havalarda kapalı tek bir oyun alanımız vardı ve çocuklar orayı dönüşümlü olarak kullanıyorlardı. Yeni odayla birlikte, branş derslerinin olmadığı zamanlarda, burada kendi öğretmenleri ile büyük kas gelişimini destekleyecek bir imkânları olacak. Yeni odaların bir diğeri, 5 yaş sınıflarımızdan birinin oldu. Diğeri ise, kasım ayından itibaren anneli grup için kullanılacak. Bu odalarımızı, gelecek yıllarda ihtiyaca göre şekillendireceğiz.

Artan öğrenci sayısına göre eğitim kadromuz da genişledi. Kalabalık sınıflar yapmak yerine, en kaliteli eğitimi verebileceğimize inandığımız sayıda sınıflar yaptık. Sınıflarımız ortalama 15 kişilik. Bu sene 5 yaş grubunda 19-20 kişilik iki sınıf açmaktansa 13-13-12 kişilik üç sınıf yaptık. Dolayısıyla yeni öğretmenler eklendi kadromuza…

 Eğitim sistemi ile ilgili yenilikleriniz neler oldu bu yıl?

Türkçe ve İngilizce programlarında, daha da verim alabilmek adına yeni bir uygulamaya başladık. Aynı yaş seviyesindeki sınıflara-her sınıfta iki tane öğretmen var, bir Türkçe, bir İngilizce-Türkçe dersi yapılacağı sırada, aynı seviyedeki Türkçe öğretmenleri bir sınıfta toplanıyor olacaklar. O sınıf Türkçeyi iki Türkçe öğretmeni ile yapıyor olacak. Diğer şube de o sırada, İngilizceyi iki İngilizce öğretmeni ile yapıyor olacak. Böylece İngilizce saatinde çocuklar iki farklı İngilizce öğretmeninin İngilizce konuşmalarını duyacak, iki yetişkinin diyaloguna şahit olacaklar. Aksi takdirde sınıf içinde iki öğretmenin diyalogu ya Türkçe oluyordu, ya da çok aksanlı olmayan bir İngilizce oluyordu. Şimdi sistemden haberdar, hangi kelimelerin, hangi cümlelerin işlenmesi ve öğretilmesi gerektiğini bilen iki İngilizce öğretmeni birbirlerini ve çocukları destekliyor olacaklar. Bunun bir de şöyle bir etkisi olacak; çocuklar kendini ifade etmeye çalışırken, sınıfta hiç Türkçe öğretmeni olmadığı için, İngilizce konuşmaya biraz daha motive olacak. Bu uygulamanın Türkçeyi de zenginleştireceğini düşünüyoruz. Çocuklar aynı sınıf içinde farklı öğretmen tarzlarını görecekler. Ayrıca öğretmenler beraber oldukça, program daha da zenginleşecek. Beraber dramatizazyon yapabilecekler, vermek istedikleri hedefleri beraberce verebilecekler.

İngilizce eğitim koordinatörümüz bu sene Miss Alessia oldu. İngilizce programımızı bu yıl gözden geçirerek daha çocuk odaklı bir hale getirdik. Yenilikler de katmak istedik çünkü biliyoruz ki çocuklar ilk başta merak etmeliler, eğlenmeliler, sevmeliler ki öğrenme gerçekleşsin. Dolayısıyla etkinliklerimizi de onların gerçekten sevecekleri, keyif alacakları, biraz düşünecekleri, tahmin edecekleri şekilde geliştirmeye çalıştık. Miss Alessia, bu anlamda tüm İngilizce öğretmenlerini destekliyor oluyor; kendisi de derslere girerek, programın uygulanmasını birebir takip ediyor.

Okulumuzda genel kültür çalışmaları anaokulu seviyesinden başlıyor. Bu sene yaş gruplarına özel planladığımız programda öğrenciler her ay farklı sanatçılar, müzik türleri, spor dalları, ünlüler, ülkeler ve önemli yapıları tanıyorlar. Gezilere gidip sergi, tiyatro ve konularını zenginleştirecek yerleri yakından görerek ve yaşayarak öğrenme fırsatına sahip oluyorlar.

 İngilizce öğretmenleri yabancılardan mı seçiliyor?

İngilizce öğretmelerinin çoğunluğu yabancı. Türk öğretmenlerden İngilizce öğretme kapasitesi çok iyi olan öğretmenler varsa, onları da tercih ediyoruz. Bazen, evet yabancı öğretmen oluyor ancak çocukla çalışmaktan keyif almıyor. Dolayısıyla önceliğimiz çocukla çalışmayı seven, onların seviyesine inen ve düzgün şekilde İngilizceyi öğretebilecek öğretmenler.

 Ana dersler dışında, bu yıl ne gibi yenilikler var?

Bu sene ilk kez 2 yaşlar için de oldukça fazla branş dersi koyduk. Geçen sene 2 yaşlarla yogaya giriş yapmıştık. Çok iyi sonuç aldık, bu yüzden bu sene branş dersi olarak sisteme ekledik. Böylece yoga, 2 yaştan 5 yaşa, her seviyenin yaptığı bir çalışma haline geldi. Baby Symphony, senelerdir okulumuzun her seviyesinde olan bir uygulama. Bu sene yeni başlayan Betül Öğretmen ile Sensory Reading başlıklı bir programa başlıyoruz. 2 ve 3 yaş grubu için uygulanacak bu program, okuduğu hikâyeleri dondurarak çocukların duyusal olarak da gelişimlerini sağlayacak çeşitli etkinliklerle hikâye anlatımını zenginleştirecek, çocukların seviyesine uygun bir öğrenme şekli sağlayacak.

Bu sene sistemimize eklediğimiz diğer bir yenilik ise ‘Lego Education’. Lego’yu oyunun ötesine taşıyarak etkin bir öğrenme materyali olarak kullanıyoruz. Keyifli Lego aktiviteleri, çocukların eğlenerek öğrenmelerine katkıda bulunurken öğrencilerin sosyal, bilişsel, dil ve psikomotor alanlarında çok yönlü gelişimlerini destekliyor.

En küçük yaştan, en büyüklere kadar içeren, sene sonu gösterimizi Berrin Politi Debayar ile yapıyoruz. Tüm öğrenciler, konsepti belli bir oyun canlandıracaklar. Her yaş grubu onun bir parçasını oluşturacak. Bu sene de tam çocukların sevebileceği, seviyelerine uygun bir oyun hazırlıyoruz. İsmi sürpriz olsun.

Yeni bir branş dersi olarak 4-5 yaşlara satranç eklendi. 5 yaştaki bilgisayar derslerinin içeriğini biraz daha zenginleştirdik. Bilgisayar dersinde tam olarak ne verildiği ile ilgili velileri de bilgilendiriyor olacağız.

Kimlik bilinci etkinliklerimiz okulumuzu özel kılan diğer bir yön. Sınıflarda bayramlar ve kimlik bilinci ile ilgili yapılan etkinliklerin yanı sıra bu sene anaokulumuz tüm okulla beraber ortak etkinlikler de gerçekleştirmeye başladı. Bu sene, her cuma öğrencilerimiz Şabat töreni için bir araya gelip bu özel zamanı aileleriyle beraber paylaşırken hafta boyunca eğlenerek öğrendikleri bir etkinliği de aileleriyle paylaşma imkânına sahip oluyorlar.

 Rehberlik açısından, sisteminiz nasıl?

Haftanın bir günü dışarıdan gelen bir psikoloğumuz var; Uzman Klinik Psikolog Güneş Özen Urcan Kendi bünyemizde de Etel Safkan rehber danışmanımız olarak hizmet veriyor. Etel, sabahtan öğlene anneli grubun öğretmenliğini yaparken, öğlenden sonra tüm yaş gruplarına rehberlik hizmeti veriyor, büyük yaş gruplarında rehberlik derslerine giriyor. Böylece çocukları öğretmenlerinin dışında hem rehber danışman Etel Safkan, hem de psikoloğumuz Güneş Hanım gözlemlenmiş oluyor. Biz de yaptığımız rutin toplantılarda mutlaka her çocuğu değerlendiriyor oluyoruz. Aileye bildirilmesi gereken bir durum varsa, onları okula davet ederek, beraber karar alıyoruz. Uygulama sonrasında geri bildirimleri veriyoruz. Bizim önemsediğimiz, çocukların geliştirilmesi gereken yönleri varsa, erkenden bunları yakalayıp, onu veliye aktarıp doğru bir şekilde hem ev, hem okul tarafından desteklenebilmesini sağlamak.

Güneş Hanım’ın yanı sıra farklı uzmanlar da sene boyunca seminerler veriyorlar olacaklar. İlkini ayrılık kaygısı üzerine gerçekleştirdik bile. Anne-Baba Okulu da her sene olduğu gibi bu sene de olacak. O alanda da kendimizi çok geliştirdiğimize inanıyorum. Hem o yaş grubu velisinin ihtiyacını öğrenmiş olduk, hem de hangi uzmanlarla daha iyi sonuçlar aldığımızı gördük. 

Bu sene de partilerimiz olacak. Hatta ilkini duyuralım. 25 Ekim’de gerçekleştireceğimiz ‘Ben Büyüdüm’ partisine tüm 0-2 yaş grubunu davet ediyoruz. Bu sene güzel sürprizlerimiz de olacak. Gerçekten en ufaklara kadar ne yapabiliriz diye düşünüp, onların da bu okulun havasını koklayabilmesi, anne-babaların sosyalleşebilmesi için, hoş bir parti hazırlıyoruz.