Melo herkes değil

Galatasaray, transferin son gününde son dört yıldaki en önemli ismini, takımı bir vücuda benzetirsek omurgasını, rakiplere korku salan savaşçı karakterini elden çıkardı. Felipe Melo artık Galatasaray´da değil... Oysa Melo, yeri kolay doldurulabilecek bir oyuncu değil

Yakir MİZRAHİ Spor
2 Eylül 2015 Çarşamba

Yönetici olmak ile idareci olmak arasında çok önemli bir fark var. Etimolojik kökenlerinden anlaşılabileceği gibi; biri yönetir. Kriz durumlarında ortaya çıkıp inisiyatif alır, en kötü senaryoya her an hazırlıklı olacak şekilde kararlarını verir ve uygular. Diğeri ise idare eder. Bulunduğu pozisyonu kaybetme korkusuyla doğru kararlar vermekten kaçınır, sorumluluğu minimum düzeyde üstlenip, mevki itibarıyla sıradan ve gelip geçici olur. Tıpkı mevcut Galatasaray kulüp yönetimi gibi...

Galatasaray, transferin son gününde son dört yıldaki en önemli ismini, takımı bir vücuda benzetirsek omurgasını, rakiplere korku salan savaşçı karakterini elden çıkardı. Felipe Melo artık Galatasaray'da değil... Galatasaray'ın bir diğer Brezilyalı oyuncusu Alex Telles ile birlikte bundan böyle İnter forması giyecek. Peki, Melo'yu Galatasaray'dan ayıran sürece nasıl gelindi?

Dört yıldır takımı sahaya dizerken akla gelen ilk isim olan Melo, Sarı-Kırmızılılardan kırgın bir şekilde ayrılıyor. Galatasaray üst üste iki sezon şampiyonluk yaşarken, Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final ve ikinci tur başarıları elde ederken Melo çok değerli emekler sarf etti. Tabii bununla birlikte kariyerinin en parlak günlerini de İstanbul'da geçirdi. Geçen yıl bel fıtığı ameliyatı olmasına ve dört - beş ay sahalardan uzak kalacağı açıklanmasına karşın, özverisiyle 2,5 ayda yeniden oynamaya başladı. Geçen sezon elde edilen şampiyonluğa önemli katkı yaptı. Ancak Felipe Melo, Sarı-Kırmızılı kulübün yöneticileri, daha doğru bir deyişle idarecilerinden yeterli ilgi göremedi. Selçuk İnan ve Burak Yılmaz'ın sözleşmelerinin sona ermesine iki yıl kala kontratlarının yeniden uzatılmasına ve garanti ücretlerinin her yıl artacak olmasına rağmen, benzer şartlar Felipe Melo'ya önerilmedi. Bununla birlikte Melo'ya vazgeçilmez olduğu hissettirilmedi. Takım yapısındaki değeri çok net bir şekilde görülmesine karşın, Melo yeri doldurulabilir bir futbolcu olarak görüldü. Hâlbuki Melo ne sıradan ne de yeri kolay doldurulabilecek biri... Galatasaray'dan ayrılma nedeni elbette sadece kontrat şartları değil. Juventus'ta geçirdiği iki kötü sezonun ardından kendisini İtalya'ya yeniden ispatlama hevesi, İnter'e transferinin gerçekleşmesinin ana nedenlerinden biri... Tamam, Melo her sezon başında kamplara geç katılan, profesyonellik anlayışı zaman zaman değişkenlik gösteren ve saha içerisinde sizi her an eksik bırakabilecek bir oyuncu... Ama transferin son gününde ve son saatlerinde Melo'yu, üstelik yerine bir futbolcu transfer etmemişken elden çıkarmak ne demektir..? Nasıl bir planlamanın ürünüdür..? 

Fenerbahçe kadrosunu milli takımlarda forma giyen tecrübeli ve başarılı oyuncularla genişletirken, Şampiyonlar Ligi'ne katılacak Galatasaray'ın elindeki iki ilk on bir oyuncusu Melo ve Telles ile yol ayrımına gelmesi, kendi ayağına kurşun sıkmak değil midir? Üst üste dördüncü yıl Şampiyonlar Ligi'ne katılınacak olmasına ve elde edilen muhteşem gelirlere karşın, göreceli olarak da iyi bir grup kurası çekmişken takımı güçlendirme politikası böyle mi hayata geçmeliydi?

Felipe Melo, Galatasaray açısından kaçan çok büyük bir balık... Ancak Galatasaray'da Melo gibi halen hak ettiği ilgiyi görememiş çok lezzetli bir balık daha var. Adı da Sneijder... Çok yakın bir dönemde onun da kontratı yenilenmezse Galatasaray taraftarları Hollandalı yıldızın arkasından ağlamaya hazırlıklı olsun... Zira Galatasaraylı yöneticiler daha doğru bir deyişle idareciler ne balık yemeyi, ne de balığın neye faydalı geleceğini bilmiyor...