Grayson Perry ve ‘Küçük Farklılıklar’

Geçtiğimiz günlerde 10. yılını kutlayan Pera Müzesi, British Council işbirliği ve Linsey Young küratörlüğünde gerçekleştirdiği ‘Grayson Perry: Küçük Farklılıklar’ sergisine ev sahipliği yapıyor. Sergide Grayson Perry’nin altı halıdan oluşan büyük eser serisi ‘Küçük Farklılıkların Kibri’nin yanı sıra, seramik ve baskı işlerinden oluşan eserleri de sergilenmekte…

Sanat
8 Temmuz 2015 Çarşamba

Esen Saba


Günümüz çağdaş sanatının ikonik isimlerinden olan İngiliz sanatçı Grayson Perry,  aynı zamanda bir televizyon ve radyo yıldızı.  2003 yılında, İngiltere’nin çağdaş sanat alanındaki en prestijli sanat ödülü olan ‘Turner Ödülü’ne layık görüldü. Ödül törenine kadın kıyafetleriyle katılan Perry, eserlerinde sıkça işlediği ‘kimlik’, ‘alter-ego’ kavramlarına da tarzıyla gönderme yaptı. 1984’ten beri süre gelen bu organizasyonun 2004 adayları arasında Türk sanatçı Kutluğ Ataman da vardı.

‘Küçük Farklılıklar’ sergisi, Pera Müzesi’nin dördüncü ve beşinci katlarında sergileniyor. Beşinci kata adımınızı attığınız an karşınıza Perry’nin göz kamaştıran eserlerinden ilki olan ‘Gerçekler ve İnançların Haritası’ adlı, her köşesinde ayrı bir konu bulunabilecek, milyonlarca yorum yapılabilecek halısı çıkıyor. Hac fikrinden etkilenen sanatçı, hac mekânı olarak gördüğü her sembolü, yeri, yapıtı, düşünceyi bir halı üzerinden toplamış ve oluşturduğu karakterle hayatın değişik yanlarına değinmiş. Serginin hangi yanına gideceğinizi şaşırıyorsunuz bu halıdan sonra… Karşınızda görsel bir şölen var. Her eser size bir şeyler fısıldıyor, sanki sergi sizinle konuşuyor.  ‘Gerçekler ve İnançların Haritası’nın hemen sağında başka bir can alıcı eser ‘Walthamstow Halısı’, bizi kendine çekiyor. Walthamstow, Perry’nin atölyesinin bulunduğu Londra’da bir emekçi bölgesi. Perry, yaptığı gözlemler sonucunda orta çağ sanatçısı Giotto’nun eserlerinde betimlediği yaşam döngüsünden esinlenerek sanayiyi, markalaşmayı konu edinmiş. Halının üzerinde oluşturduğu her insana, bir markanın ismini verdiğini görüyoruz. İlk başta şaşırtan belki de küçük bir tebessüm oluşturan bu detay, tablonun tamamına bakıldığında düşündürüyor. Sanatçı, ‘Walthamstow Halısı’nda insanlık tarihini kısaca özetlemiş. Bir doğum sahnesiyle başlattığı eserini daha sonra tarım, hayvancılık, savaş, sanayi faktörlerini işleyerek bir ölüm sahnesiyle sonlandırmış ve dini, siyaseti eklemeyi de ihmal etmemiş. Bu iki eserden sonra Perry’nin üç çömleğiyle baş başa kalıyorsunuz. Birincisi ‘Zevk ve Demokrasi’ adını verdiği, 2003’te kazandığı Turner Ödülü’nü konu aldığı ve deneyimlerini yansıttığı çömlek. Bu çömleğin üzerine basından aldığı yorumları konuşma baloncukları şeklinde yansıtarak gülümseten bir eser oluşturmuş. Bir diğer çömleği ise, sanat dünyası, sanat eserleriyle dalga geçerken, bu eserler üzerindeki toplumsal ve ekonomik etkilere değindiği; seks, din, siyaset konularını da elden bırakmadığı ‘Varoluşsal Boşluk’tur. Bu çömlek üzerinde en dikkat çeken yazılardan biri de ‘Picasso Peçetesi Sendromu’ idi bence. Bir peçetenin sırf üzerinde Picasso’nun imzası var diye sanat statüsünde görülebileceği düşüncesine değiniyor. Bu salondaki sonuncu çömlek ise 2005’te Danimarka’da, Hazreti Muhammed karikatürlerinin yayınlanması sonucunda İslam dünyasında oluşan büyük ayaklanmaya karşı hazırlanmış.  2015’te Charlie Hebdo’ya yapılan saldırının ardından tekrar yorumlanmış olan eserin üzerinde Voltaire, Diderot, Rousseu gibi Batı edebiyat ve felsefe dünyasının ünlü yazarlarının portrelerini işlediği ‘Peygamberlerimizin Portreleri’dir.  Diğer salona geçmeden Perry’nin yaptığı ilk harita olan ‘Bir İngiliz’in Haritası’nı görüyoruz. Ara koridorda Perry’nin oyun manzarası olarak adlandırdığı iç dünyaların örneğini oluşturduğu ‘Bir Politikacı İçin Baskı’ eseri yer alıyor.

Serginin devam ettiği ikinci salonda Perry’nin ‘Huysuz İhtiyar Tanrı’ adını verdiği çömleği görüyoruz. Bu eserinde Alan Measles’i bir Yunan tanrısı olarak betimliyor. Alan burada, aslında hepimizin birbirimize yaptığı gibi, insanlar tarafından hırpalanmış, görmezden gelinmiş ve bu da onu hırçınlaştırmıştır. Bir diğer eseri ve üzerinde Measles’i tekrar gördüğümüz  ‘Tanrı Olarak Alan Measles’a Oy Verin’,  elle dokunmuş, Afgan savaş halılarından esinlenerek oluşturulmuş halıdır. Bu halıda din çevresinde oluşan, oluştuğu düşünülen birçok olaya parmak basar.  Salonda Thomas More’un kitabı ‘Ütopya’ya bir karşılık olmak arzusuyla başlamış olduğu ve cennetin olmadığına değindiği, kilise ve İsa’nın bedenini kullanarak dini de neredeyse her eserinde olduğu gibi konu edindiği ‘Hiçbir Yerin Haritası’  ile ‘Günlerin Bir Haritası’ adında sanatçının oluşturduğu bir oto portre niteliğindeki iki haritasını görüyoruz. Bu salonun son eseri ‘Bilge Alan’ adındaki elde biçimlendirilmiş seramik heykel... Üçüncü kez adını gördüğümüz Alan Measles’in sonunda kim olduğunu öğreniyoruz. Alan Measles, Perry’nin hayat boyu yoldaşı olan oyuncak ayısıymış. Bu heykelde Alan Measles’i İslami bir figür olarak karışımıza çıkarıyor sanatçı. Üzerinde Afgan savaş kilimlerinin motiflerinin işlendiği mavi cübbesi, başında çiçek motiflerinin işlendiği kavuğuyla bağdaş kurmuş, kollarını birbirine kavurturmuş bir şekilde bizi karşılıyor.

Dördüncü kata indiğimizde kendimizi Grayson Perry’nin British Council koleksiyonundaki altı halıdan oluşan büyük serisi ‘Küçük Farklılıkların Kibri’nin içinde buluyoruz. Bu eserleri sırasıyla gezmenin bir önemi var. Çünkü Perry’nin halılarında bir kurmaca karakter olan Tim Rakewell rol alıyor. Sanatçı Tim Rakewell’in hayatını, bebekliğinden gençliğine, orta yaşlarına ve ölümüne kadar halılarında işliyor. Rakewell’in hayatı üzerinden İngiltere’deki toplumsal sorunlara değiniyor. ‘Kafeste Kavga Edenlerin Secdesi’nde ilk başta annesinin elinden akıllı telefonu almaya yeltenerek dikkat çekmeye çalışan Tim Rakewell’i görüyoruz. Daha sonra ise dört yaşında evde yalnız kalmış, ekran başında duran bir Tim’le karşılaşıyoruz.  ‘Otoparkta Istırap’ta ise Tim’i, kulaklarını kapamış bir şekilde kulüp şarkıcısı olan babasının yanında diz çökmüş olarak, üvey babasını bir haçı andıracak şekilde yerleştirilmiş, tersanede vincinin önünde ayakta, annesini ise yerde üvey babasının elini tutarken görüyoruz. Sahnede bir İsa-Meryem ikilisine gönderme yapıldığını görebiliriz. ‘8 Numaralı Cennet Sokağından Kovulma’ adlı eserinde Tim’in artık bir kız arkadaşı vardır ve Tim’in ailesi lüks bir yaşam sürmektedir. Tim ve kız arkadaşını, gökkuşağının altından geçerek bir yemek davetine gittiklerini görüyoruz. Bu sahnelerin işleniş biçimi Massaccio’nun ‘Cennet Bahçesinden Kovulma’ eserini bize anımsatıyor. ‘Bakire Anlaşmasının Tebliği’ eserinde Tim’i evlenmiş, iki çocuğu olmuş ve kır evinde zengin bir yaşam sürerken görüyoruz. Sahnelere ayrı ayrı baktığımızda Hıristiyan dinini konu alan başka eserlere değindiğini görebiliriz. ‘Üst Sınıf Çıkmazda’ isimli eserinde Tim ve karısını 40’lı yaşlarının sonunda görüyoruz ve toplumsal ayrım temasını çeşitli figürlerle karşımızda buluyoruz. Son olarak  ‘Ağıt’ eserinde Tim ve ikinci karısının, Ferrari model arabalarıyla kaza yaptıklarını görüyoruz. Tim ölmüştür. İnsanlar telefonlarıyla internete yüklemek üzere fotoğraf çekmektedir. Perry, bu eser hakkında; ‘’ Bu resme ilham veren Roger van der Weyden’nin  ‘Ağıt’ adlı resminin altında bir kafatası vardır; ben bunun yerine ezilmiş bir akıllı telefon koydum. Bu, Tim’in, annesinin telefonunu almaya çalıştığı, dizinin ilk halısına göndermede bulunur’’ demiştir. Bu eserlere eşlik eden bir diğer yapıt da William Hogarth’ın, ‘Bir Hovardanın Seyri’ndeki sekiz tablosudur. Bu salonda Perry’nin daha önce yayınlanmış belgeselinden alınmış olan ‘İşçi Sınıfı Zevki’, ‘Orta Sınıf Zevki’ ve ‘Üst Sınıf Zevki’ adında 47 dakikalık üçer videosunu izleyebilirsiniz. Sergisinin son parçaları ise sanatçının eskiz defterlerinden sayfalar…

2014-2015 döneminde Grayson Perry’nin eserlerinden oluşan bu sanat şöleninin, Türkiye’ye gelen en önemli sergilerden biri olduğunu ve mutlaka bir kereden fazla gidilip, incelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Perry’nin  ‘Küçük Farklılıklar’ı 26 Temmuz’a kadar Pera Müzesi’nde sanatseverlerle buluşmaya devam edecek. Müze, Salı’dan Cumartesi’ye 10.00-19.00 saatleri arasında, Pazar günleri ise 12.00- 18.00 saatleri arasında gezilebilir.

Küçük Farklılıklar sergisine uğradığınızda 3. katta sergilenen ve neredeyse aklımıza gelebilecek tüm ünlü sanatçıların, film yıldızlarının, politikacıların, kraliyet üyelerinin fotoğraflarını çekmiş olan 20. yüzyılın önemli fotoğrafçılarından Cecil Beaton’un siyah -beyaz karelerini görmeden geçmeyin. 

 

Müzeye girmeden önce tarihi binanın ön cephesine bakmayı es geçmeyin. 10. yıl kutlaması adına Kanadalı genç sanatçılar Caitlind r.c. Brown ve Wayne Garrett tarafından hazırlanan ‘gör/bak/deniz’, on bin gözlük merceğinden on metre çapında bir daire oluşturarak, yeni bir mercekle Pera Müzesi’ni tekrar inceleme olanağını sağlıyor.

 

Grayson Perry, izleyenleri, güzellik, zekâ, etkileyici duygu ve nostaljinin yanı sıra korku ve öfkeyle kendisine çeken, çağdaş hayatın bir vakanüvisi olarak tanımlanıyor. Perry, can alıcı ve zarafetle yapılmış eserleri modern dertler, din, seks, siyaset, sınıf ve kimlik meselelerini inanılmaz bir yorumla yüzümüze vuruyor. Eserlerinde akrilik, yün, pamuklu halı, sırlı seramik, ipek halı, polyester ve yedirme baskı yöntemini kullanıyor.