RAV NAFTALİ HALEVA İLE EDİRNE ÜZERİNE

Hahambaşı Rav İsak Haleva’nın oğlu Rav Naftali Haleva ile sabahın erken saatlerinde Edirne yolunda sohbet etme fırsatı bulduk.

Toplum
31 Mart 2015 Salı

 Duygularını sorduğumuzda cevabını nüfus cüzdanının arka yüzünü göstererek verdi. Baba tarafından Edirneli olan Rav Haleva askerlik, evlilik gibi bürokratik işlemler için devamlı Edirne’yi ziyaret etmiş. Kendisine orada Edirne’de kalan son Yahudi olarak adını sık sık duyduğumuz Yasef Romano yardım edermiş. Aralarında oluşan sevgi dolu muhabbetten mi, memleketlerine olan görünmez bağdan mı bilinmez Haleva’lar bir türlü kütüklerini değiştirmemişler. Son bir kez 1997’de Hahambaşılık’tan görevli olarak Büyük Sinagog’un çatısının çöktüğüne dair rapor tutmak üzere Edirne’nin yolunu tutmuş. O yıkık harabe halinden sonra ilk kez yenilenmiş sinagogu dimdik ayakta görecek olan Rav Nafi’nin heyecanı gözlerinden okunuyordu.

Bir sebebi daha vardı heyecanının; maalesef geçirdiği ameliyattan dolayı istirahatine devam eden, bir ara aklından ‘helikoptere atlayıp da mı gitsem’ diye geçiren babası açılışa katılamayacak bile olsa, iki oğlu törende çok mühim roller üstlendi. Büyük oğlu sabah duasında Sefer Tora taşıdı, öğleden sonraki resmi açılışta ise Sefer Tora’nın sinagoga girişinde Hupa’yı taşıdı. Küçük oğlu ise UÖML Korosu ile şarkı söyledi. Rav’a herkesin ortak endişesi olan sinagogun faal kalması için yapılabilecekleri sorduk. Gayet realist bir yaklaşımla, Penso ailesinin önayak olduğu 29 Ekim Çanakkale Sinagogu geleneksel gezilerinden yola çıkarak yılda en fazla bir-iki kez tur ayarlanabileceğini belirtti. “Ayın ilk gününün pazara denk geldiği gün olan Roş Hodeş’lerde -ki bu yılda dört beş kez yaşanabilir- üç dört otobüs sabah duasına gidilebilir elbet, sonra da piknik yapılır.” Bir de şunu ekliyor Rav Naftali kendinden emin: “Babam katılamadı bu sefer, onun ilk fırsattaki ziyaretinde emimin büyük katılım olur.” Eşi Leyla Haleva ise daha optimist yaklaşıyor konuya: “İsrail’de Edirne’de evlenen bir çiftle tanışmıştım, nikah tazelemekten bahsediyorlardı. Sinagogumuz bu tarz seremonilere ev sahipliği yapsa ne güzel olur.”