Fransa’da ifade özgürlüğü ve Yahudilere karşı kanlı saldırı

Paris, 7 Ocak’ta ünlü mizah dergisi Charlie Hebdo’nun yazar kadrosuna yapılan terör saldırısından ardından, 9 Ocak’ta kaşer ürünler satan bir süpermarkette dört Yahudi vatandaşının öldürülmesi olayları karşısında kendi 11 Eylül vahşetine tanık oldu

Dünya
15 Ocak 2015 Perşembe

Şalom Dış Haberler Ekibi


7 Ocak Çarşamba günü Said ve Şerif Kuaçi isimli Cezayir asıllı kardeşler, Fransa’nın mizah dergisi Charlie Hebdo’nun yazı işleri toplantısını otomatik silahlarla basarak derginin genel yayın yönetmeni Stéphane (Charb) Charbonnier ve birlikte çalıştığı arkadaşlarını hedef aldılar. Öldürülen karikatüristlerin arasında Türkiye’yi de ziyaret etmiş olan ve Eyüp Cami Sultan’da takkeli bir fotoğrafıyla anılara kazınan Yahudi asıllı Georges Wolinski de bulunuyordu.

Charlie Hebdo dergisi laik ve solcu duruşuyla İslam’ı olduğu kadar Yahudilik ve Hıristiyanlığı, ayrıca dünya liderlerini ve hükümetlerini hicvetmekten çekinmeyen, sürekli ihtilaf yaratan karikatürler ile yazılar yayınlanmasıyla biliniyor. İslam kurallarına göre resmedilmesi yasak olan Hz. Muhammed’in karikatürleriyle büyük tepki çeken derginin editörü 2011’den beri iki polis tarafından korunuyordu.

On beş kişinin bulunduğu toplantı salonunu basan kardeşler kurbanlarını ismiyle çağırarak başlarından vurmak suretiyle infaz ettiler. Yemen’deki El Kaide’ye bağlı olduklarını duyuran teröristler, bir kadın yazarın hayatını “Kadınları vurmayız, İslam’a dön ve örtün” diyerek bağışladılar. Ancak kardeşler aynı müsamahayı Yahudi asıllı 54 yaşındaki Elsa Cayat’a göstermediler. Cayat, Charlie Hebdo saldırısında hayatını kaybeden tek kadın oldu. Kardeşler yaralı halde yerde yatan Müslüman asıllı Ahmed Merabet adındaki bir polis ile bir başka polisi daha öldürerek kaçtılar. Teröristlerin ‘nasıl olsa Cezayirli değil’ dediği polisin aslen Cezayirli olduğu ortaya çıktı.

Charlie Hebdo şoku devam ederken Yahudiler hedef oldu

Polisin yürüttüğü insan avı sürerken, 8 Ocak’ta Amedy Coulibaly adındaki bir başka terörist, bir kadın polisi öldürdü. Aynı terörist ertesi gün suç ortağı olan karısı ile Paris’in doğusunda bulunan ve kaşer ürünler satan bir süpermarkette 19 kişiyi rehin aldı. Bu sırada Kuaçi Kardeşler de kıstırıldıkları bölgede bir matbaa tesisinde bir kişiyi rehin aldı. Dört teröristin aynı örgüte bağlı olduğu ve beraber çalıştıkları delillerle ispatlandı.

Polis yedi saat süren kuşatmanın ardından baskın yaparak Coulibaly’i öldürerek on beş rehineyi kurtardı. Yoav Hattab (21), Philippe Braham (40), Yohan Cohen (22), ve Francois-Michel Saada (60) olayın ilk saatlerinde yalnızca Yahudi olduklarından dolayı hayatını kaybetti. Yoav Hattab Tunus’taki Büyük Sinagog’un baş hahamının oğluydu. Öğretmen Philippe Braham ise arkasında eşini ve üç çocuğunu bıraktı. Süpermarkette çalışan Malili Müslüman Lassana Bathily, içlerinde bir bebek de bulunan bir grup rehineyi bodrum katındaki buzdolabına saklayarak kurtardı. Gizlice dışarı sızan Bathily’e başta zanlıymış gibi tavır alınsa da çok geçmeden kahraman olduğu anlaşıldı ve verdiği faydalı bilgiler sayesinde polis başarılı bir rehine kurtarma operasyonu gerçekleştirerek zanlıyı öldürdü.

Öte yandan olay yerinden 40 km kadar uzakta çevresi kuşatılan Kuaçi Kardeşler de polis tarafından etkisiz hale getirildi. Coulibaly’nin suç ortağı dul karısı ise hâlâ aranıyor.

 

KÜRESEL VİCDANIN SESSİZ YÜRÜYÜŞÜ 

3 gün süresince teröre teslim olan Paris, 17 kurbanının ardından 40’tan fazla dünya lideri ve milyonlarca ‘Charlie’nin cumhuriyet yürüyüşüne ev sahipliği yaptı 

Fransa’nın 11 Eylül’ü addedilen saldırılardan sonra Fransız halkı ve dünyanın dört bir tarafından gelen destekçiler Paris başta olmak üzere Fransa şehirlerinde özgürlük eşitlik ve kardeşlik adına yürüdüler.  Söz konusu ‘Cumhuriyet Yürüyüşü’ne 3 milyonu aşkın bir kalabalık katıldı. II. Dünya Savaşı’nda Paris’in Nazilerden kurtulmasıyla sokağa dökülenlerin sayısı daha az olmuştu. Pazar günkü gösteride ifade özgürlüğünü savunanlar ellerinde ‘Je suis Charlie /Ben Charlie’yim’ pankartları taşıdı. Dergiyi korurken hayatını kaybeden Müslüman polis için ‘Je suis Ahmed’,  süpermarkette ölen kurbanlar içinse ‘Je suis Juif’ pankartları da yürüyüşte yer aldı. Dünyanın dört bir yanından ve her dinden insanın birlik içinde gerçekleştirdiği eylemde polis olağanüstü titiz çalıştı. Büyük bir uyum ve birlik içinde Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande liderliğinde yürüyen toplulukta uzun zamandır bir araya gelmeyen İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Filistin Yönetimi lideri Mahmud Abbas; şiddetli bir savaşın içinde olan Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov da hazır bulundu. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun da katıldığı yürüyüşte İngiltere, İspanya, İtalya gibi ülkelerin başbakanları yer alırken ABD’den üst düzey bir katılım gelmemesi diplomatik ayıp olarak nitelendirildi.

Fransa dışında, başlıca Londra, Madrid, New York, Kahire, Sidney, Stockholm, Tokyo ve Ramallah olmak üzere daha birçok şehirde gösteriler yapıldı. Hollande’ın “Paris bugün dünyanın başkenti” sözleri günün özetler nitelikteydi. Özgürlüklere bağlılıklarıyla gurur duyan Fransa’nın farklı bir güne uyandığı, bu dönüm noktasında güvenliği pahasına özgürlüklerinde bir kısıtlamaya gidip gitmeyeceği ise merak konusu.

 

Hamas, Charlie Hebdo saldırısını kınadı

Hamas, Fransız radikal İslamcı iki militan tarafından gerçekleştirilen, 12 kişinin ölümü ile sonuçlanan Charlie Hebdo saldırısını kınadı. Fransızca yapılan açıklamada Yahudi kaşer süpermarkete yapılan ve dört kişinin ölümü ile sonuçlanan saldırının bahsi geçmedi. Hamas ayrıca, İsrail Başbakan’ı Netanyahu’nun İsrail ve Fransa gibi medeni ülkelerin radikal İslamcılar tarafından hedef alındığını, Fransa’da karikatüristleri öldürenlerin İsrail’de sivillerin üzerine roket yağdırdığını ve Hamas ile İŞİD arasındaki bağlantının altını çizdiği açıklamalarına da tepki gösterdi.

Hamas, süpermarkette ölen 4 kişi ve polis memuru için herhangi bir açıklama yapmadı.  İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani de saldırıyı kınayanlar arasında yer aldı, Ruhani terörün nerede olursa olsun kabul edilemez olduğunu belirtti ve “Cihat, din ve İslam adına radikal ve şiddet içeren hareketlerde bulunanlar, isteseler de istemeseler de İslamofobinin artmasına yol açıyor” dedi.

 

JOHN KERRY:  “Radikal terör ülkeleri birleştirir”

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Fransa’daki terör saldırılarının ardından hiç bir terör saldırısının ‘özgürlük yürüyüşü’nü engelleyemeyeceğini belirterek dayanışma çağrısı yaptı. Kerry şunları söyledi: “Bu sabah Fransa halkı olarak Paris’teki Charlie Hebdo’ya yapılan kanlı saldırıda hayatlarını kaybedenleri son yolculuğuna uğradık. Burada tepkimizi ortaya koymanın yanı sıra radikal terör eylemlerine karşı birlik ve dayanışmamızı da ortaya koyduk. Bu tip korkak radikallerin eylemleri ülkeleri her zaman birleştirmiş ve tek güç olmalarını sağlamıştır. Bu olay karşısında da hep birlikte dimdik ayakta durup hiç bir terör eyleminin özgürlüğümüzü elimizden alamayacaklarını göstermekteyiz.”

Hafta başında konuyla ilgili bir açıklama yapan Beyaz Saray sözcüsü Josh Earnest, Paris’te düzenlenen yürüyüşe ABD’den üst düzey kimsenin katılmamasının hata olduğunu belirtti. ABD Başkanı Barack Obama ve Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın, Paris’teki yürüyüşe katılmamaları, ABD kamuoyu ve medyasında eleştirildi.

IŞİD Avrupa’da yeni saldırılar planlıyor olabilir

Alman Bild gazetesine göre Avrupa ve ABD’li İstihbarat kaynakları IŞİD’in yeni saldırılar hazırladığını tespit etti 

Paris’teki saldırının Avrupa’da yeni diğer saldırıların habercisi olabileceğinden endişe ediliyor. Alman Bild gazetesinin haberine göre IŞİD’in haberleşmelerini takip eden ABD Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) IŞİD liderlerinin yeni bir saldırı dalgası hazırladığını tespit etti. Haber, ismi verilmeyen ABD istihbarat kaynaklarına dayandırılırken, Paris, Roma gibi Avrupa şehirleri olası hedefler arasında gösterildi. Öte yandan somut bir saldırı planı ortaya çıkarılmadı.  Ayrıca Charlie Hebdo saldırıları ile bağlantılı olan Amedy Coulibaly’nin Paris’teki kaşer markete yaptığı saldırı öncesi IŞİD’e ve lideri Ebu Bekir el Bağdadi’ye bağlılık yemini ettiğini gösteren bir video ortaya çıktı.

Yedi dakikalık videoda Coulibaly, Charlie Hebdo’ya ve Fransa’daki Yahudi hedeflere saldırıların meşru olduğunu iddia ederken, gerekçe olarak da Fransa’nın yurtdışı askeri operasyonlarını gösterdi. IŞİD’in başka uyuyan terör hücrelerinin aktive olabileceği istihbaratını alan Fransız polisinin de yüksek güvenlik tedbirleri aldığı belirtildi.

 

Terörist Coulibaly’nin ailesi saldırıları kınadı

Cumartesi günü Fransız haber ajansı AFP’ye gönderilen bir açıklamaya göre kaşer süpermarkette 19 kişi rehin alan ve operasyon sonrası ölü ele geçirilen cihat yanlısı terörist Amedy Coulibaly’nin annesi ve kız kardeşleri Coulibaly’nin Fransa’da gerçekleştirdiği saldırıları kınadı ve saldırılarda hayatlarını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı diledi.

Açıklamada, “Bu eylemleri kınıyoruz. Kesinlikle bu aşırı görüşleri paylaşmıyoruz. Bu iğrenç eylemlerle Müslümanlığın birbiriyle karıştırılmamasını umuyoruz” denildi.