Yerçekimine karşı gelenler

Hem Süperman olup uçmak hem de Batman olup baş aşağı durmak ister misiniz? Artık yerçekimine meydan okuyan bir spor dalı var. AntiGravity Fitness’ı, bu sporun Türkiye’deki ilk eğitimcilerinden biri olan Rina Gabay ile konuştuk.

İdil HAZAN KOHEN Spor
24 Aralık 2014 Çarşamba

Öncelikle bize biraz kendinden ve spor geçmişinden söz edebilir misin?

Ege Üniversitesi’nde psikoloji lisansımı tamamladıktan sonra master ve doktoramı da yine bu üniversitede psikoloji üzerine yaptım. Bunu takiben sekiz yıl Ege Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalıştım ve açıkçası tüm bu süreçte spora pek de vakit ayıramadım. Ancak aile şirketimizde çalışmaya başlayınca spor da yavaş yavaş hayatıma girmeye başladı.

Dokuz yıldır istikrarlı bir şekilde her gün spor yapıyorum. Personal trainer ile yaptığım birebir çalışmaların yanı sıra pilates, dans, aerobik ve tae-bo grup çalışmalarına da katılıyorum.

Spor yapmadığın yılların acısını fazlasıyla çıkartmışsın! Peki, AntiGravity Fitness ile tanışman nasıl oldu?

İki yıldır İtalya’nın Rimini kentinde düzenlenen spor fuarlarına katılıyorum. Bu spor dalıyla da 2013’de katıldığım bu fuarda tanıştım. Görüntüsü cezbedici, yapması ise oldukça eğlenceli bu sporu dönünce de araştırmaya devam ettim. 2014 yılında NuYu Gym, bu sporun kurucusu ünlü Amerikalı Koreograf Christopher Harrison’ı sporu tanıtmak ve eğitmenler yetiştirmek amacıyla İstanbul’a davet etti. Bu fırsatı kaçıramazdım. ‘Fundamentals 1 ve 2’ adı altında verilen bu eğitime katılarak AntiGravity Fitness eğitmen sertifikamı aldım.

Bu spor, daha önce gördüğümüz, denediğimiz her şeyden çok farklı. Bize biraz nasıl bir spor olduğunu anlatabilir misin?

AntiGravity Fitness paraşüt ipeğinden üretilen ve 453 kg taşıyabilen bir hamak yardımıyla havada yapılan hareketleri içeriyor. Yoga, dans, pilates ve jimnastik hareketlerinin havada sanatsal bir birleşimi ile yapılıyor. Kişiyi sadece yerçekiminin baskısından kurtarmakla kalmayıp ruh halini de yenileyerek iç dünyayla yüzleşme sağlıyor. Derslerde bedenle akıl arasında bir bağlantı kurulurken vücut güçleniyor, esniyor, uzuyor, çeviklik ve beden farkındalığının artması sağlanıyor. 

Bunlar her ne kadar aranan temel fayda olsa da yan faydaları nelerdir bu sporun?

AntiGravity Fitness sisteminde baş aşağı sallanmayı içeren hareketlerle omurgadaki ve eklemlerdeki baskı ve sıkışma rahatlıyor, omurga uzuyor, bel ve sırt ağrıları azalıyor. Sıfır baskı ile vücut, baştan ayak parmağına kadar düzgün diziliyor, omurga hizalanıyor. Hidrasyonla omurga içi sinirler için daha fazla alan sağlanıyor. Eklemlerin hareketliliği artıyor. Kan akımı hızlanıyor, hormon ve metabolizmadan sorumlu olan tiroid ve hipofiz bezlerine giden kan düzenleniyor ve hormon işlevi artıyor. Lenfatik, endokrin, sindirim ve dolaşım sistemleri yenileniyor. Serotonin, endorfin ve dopamin gibi mutluluk hormonları salgılanıyor. Kaslar güçlenip esneklik kazandıkça korkular azalıyor, farkındalık ve öğrenme yeteneği gelişiyor, hafıza destekleniyor. Duyusal reseptörlerin gelişmesine etki ederek ince ayar görevi yapıyor. ‘Ruh-beyin-vücut’ deneyiminin yaşandığı vücut farkındalığı artıyor. AntiGravity® Yoga tabii ki çok keyifli oluşundan dolayı stres kovucudur. Ilık bir duş ve ya güzel bir masajdan daha rahatlatıcıdır. Yüze taze kan gitmesini sağlayan takla hareketleriyle parlak bir cilt oluşturma gibi anti-aging özelliğine sahiptir.

10 parmağında 10 marifet varmış AntiGravity Fitness’ın! Yalnız ben bu sporun ismini daha önce hep AntiGravity Yoga olarak duymuştum ve hatta çok da esnek olmadığımdan pek beceremeyeceğimi düşünmüştüm. Ancak yogadan çok daha farklı olduğunu itiraf etmem lazım. Yine de bu sporun neden dile AntiGravity Yoga olarak yerleştiğini merak ediyorum.

Maalesef haklısın. AntiGravity Yoga, dilimize ad-soyad gibi yerleşmiş durumda hâlbuki doğrusu AntiGravity Fitness. Bu içerisinde yogayı da barındıran ancak sadece ondan ibaret olmayan birçok egzersizi içreiyor. AntiGravity adı altında ise fitness dışında yaşlılara ve ya çocuklara hitap eden, pilatese ya da yogaya ağırlık veren altı farklı teknik bulunur. AntiGravity Aerial Yoga, AntiGravity Pilates, AntiGravity Suspension Fitness, AntiGravity Restorative Yoga, AntiGravity Kids ve AntiGravity Air Barre.  Bütün bu teknikler birbirinden farklı 1000 hareketten oluşur. Bu kadar direksiyon çevirebildiğiniz, bu kadar çeşitli hareketi olan başka hiçbir spor dalı yok diyebilirim.

Bir ipin üzerinde baş aşağı durmak insanlarda tedirginlik yaratıyor olmalı. Güvenlikten nasıl emin oluyorsunuz?

Daha önce de bahsettiğim gibi gerildiğinde ip gibi görünen bu hamaklar aslında tek yöne esneyen ve neredeyse 500 kg taşıyan oldukça sağlam paraşüt ipeğinden yapılıyor. Minik bir fili bile taşıyabilecek sağlamlıktadır. Sporun kurucusu Christopher Harrison sekiz yıl boyunca bunların testini yaptı. Bir eğitmen gözetiminde hareketler doğru yapıldığı sürece düşmek mümkün değil.

Bu sporun Türkiye’deki ilk yedi eğitmeninden birisin. Sizden sonra bu rakam çok arttı mı merak ediyorum çünkü birçok spor salonunun tabelalarında ‘AntiGravity Fitness, Aerial Yoga dersleri verilmektedir’ tarzında yazılarla karşılaşıyorum?

Bizden sonra iki kez daha yedili gruplar halinde eğitimler verildi ve şu an dört merkezde (Üçü İstanbul’da, biri İzmir’de) toplam 21 eğitmeniz. Ancak her şey de olduğu gibi bunun da taklitleri çıktı. Eğitmenler lisansız, kullanılan hamaklar ise paraşüt ipeği yerine bambaşka kumaşlardan yapılıyor. Haliyle bu da her açıdan tehlike yaratıyor. Bu yüzden bu spora başlamak isteyenler eğitmenin sertifikasının da kullanılan hamak ve malzemelerin de orijinal olduğundan emin olmalı. Orijinal ürünlerin hepsinde AntiGravity® logoları yer almaktadır. Bununla beraber daha detaylı bilgi alabilmek için de www.antigravityfitness.com sitesini ziyaret edebilirler.

İçindeki çocuğu hâlâ Süperman, Batman hayallerinden vazgeçiremeyenler için kesinlikle tavsiye edebileceğim oldukça eğlenceli, yepyeni bir grup spor bu. Rina’nın da dediği gibi “Fitness alışkanlıklarınızı baş aşağı çevirin!”