Farkında olmak

Özlem Namlı, UÖML Psikolojik Danışmanı

 

Günümüz insanı hep daha yetkin hep daha donanımlı olmak peşinde. İşinde, evinde, özel hayatında, anne babalıkta, sosyal hayatta hem mutluluğu hem başarıyı yakalamak adına bitmek tükenmek bilmeyen bir koşuşturmaca içinde… Bunca beklenti içinde durup nefes almak, anın tadını çıkarmak gittikçe zorlaşıyor. Teknolojinin, iletişimin son derece hızlı aktığı ve beklentilerin bu denli yüksek olduğu bir ortamda zihinler hep yapılacak işler listesiyle dolu, stres gündelik hayatın olağan bir parçası.

Çocuklarımız ve gençlerimiz de biz yetişkinlerden farklı değil. Üstelik onların bizimki gibi ‘yavaş’ çocuklukları da olmadı. Bahçede, sokakta, bir kedinin peşinde, ağacın tepesinde, elim sende değil, basket kursundan, baleye, oradan doğum günü partisine, bol malzemeli, çok uyaranlı, hızlı ve tempolu zamanlardan geçtiler. Geleceklerini oluşturma aşamasında da değişen dünyanın beklentilerini karşılayabilmek için nice hedefler var önlerinde. Sıklıkla stres yaşamaları ve çoğunlukla dikkatlerini odaklayamamaları da biraz da bu sürecin kaçınılmaz sonuçları.

Yeni çağın koşulları böyle buna alışmalıyız, ya da emekli olmayı beklemeden bir sahil kasabasına yerleşelim diye düşünenler olabilir. Bizler de okulun psikolojik hizmetlerinden sorumlu bir ekip olarak Mindfulness-Farkındalık Eğitimi veren Selmin Erk’le tanışınca bu konular üzerine düşünme fırsatı bulduk. O sahil kasabasına gidemesek de beynimize, oradaymışçasına huzurlu, sakin, berrak sularda hissettirebileceğimizi öğrendik. Mindfulness bir insanın dikkatini bilinçli bir kabulle ve yargılamadan o anda yaşadığı duygu, düşünce ve algılarına odaklayabilmesi olarak tanımlanabilir. Uygulaması kolay, basit tekniklerden oluşan bu farkındalık eğitiminin işe yaraması için sadece biraz sabır ve düzenli tekrar gerekiyor.

Bizler bu yolculuğun henüz başındayız.

Ama biliyoruz ki dünyayı değiştiremesek  de kendimizi değiştirebiliriz.