Polonya’da bin yıllık Yahudi tarihi

500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi Müdiresi Nisya İşman Allovi, Varşova’da gerçekleşen Yahudi Müzeciler Birliği Toplantısı kapsamında, yeni açılan ‘Polin Yahudi Tarihi Müzesi’ni gezdi ve izlenimlerini aktardı.

Toplum
10 Aralık 2014 Çarşamba

Avrupa’daki en etkileyici Yahudi müzesi Berlin’deki derken şimdi karşımıza yeni bir rakip çıktı. Heybetli, devasa bir bina tam da olması gerektiği yerde, Varşova’da eski bir getto alanı olan Murano’da…

Polonya’da resmi açılışı 28 Ekim tarihinde yapılan Polin Yahudi Tarihi Müzesi, bin senelik bir Yahudi yaşamını özetlemeye çalışıyor.

Kasım ayında 500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi’nin de üyesi olduğu Yahudi Müzeciler Birliği Toplantısı’na Varşova’da katılma fırsatım oldu. Müzenin Başküratörü Barbara Kirrshenblatt-Gimblett bizlere müzeyi gezdirdi.

Polin Yahudi Tarihi Müzesi’ni görmeye gelen Polonyalı ziyaretçiler daha önce bilmedikleri bin yıllık bir Polonya Yahudi tarihi ile tanışırken, yurt dışından gelen ziyaretçiler ise dönemin Yahudi merkezi olan bu bölgeyi tanıma fırsatı buluyor.

Polonya’da Yahudi müzesi oluşturma fikri ilk olarak 1993 yılında Grazyna Pawlak’ın Amerika Birleşik Devleti’ni ziyareti sırasında, o dönemde yeni açılmış Holocaust Memorial Museum’u gezmesi ile başlıyor.

“Eğer Washington’da böyle bir müze varsa Polonya’da da olmalı” diyerek bu fikre ısınıyor. Ama Polonya zaten bu konuda açık hava müzesi olduğu için konu olarak tarihin sadece bu kara bölümünü almaktansa bu topraklarda ilk Yahudi yerleşiminin başladığı zamanlara kadar uzanmak istiyor.

1994 yılında Polonya Yahudi Tarih Enstitüsü, müzenin proje fikrini oluşturuyor. Varşova şehri ile Kültür Bakanlığı binanın yerine ve yapımına karar veriyor. Karara göre Varşova Getto Kahramanları Heykeli’nin karşısına inşası yapılıyor. Bina, bu heykelin bir uzantısı ve parçası haline geliyor.

2000 ile 2004 yılları arasında müzenin ana fikri oluşturuluyor; dokümanlar, veriler, objeler toplanıyor. Müze binası için uluslararası bir yarışma düzenleniyor ve binanın ruhunu en güzel yansıtan Finlandiyalı sanatçı Rainer Mahlamaki yarışmayı kazanıyor.

2005 ile 2011 yılları arasında müzenin müdürü olan Jerzy Halberstadt akademik bir takım kuruyor. Böylelikle Polonya, İsrail, ABD başta olmak üzere tarihçiler, sosyologlar, edebiyat, antropoloji dallarından 120 kadar bilim insanı ile çalışmalar yürütülüyor.

16 bin metrekarelik iç mekân alanı, 4.217 metrekare ana sergi salonu ile Avrupa’nın Yahudi müzelerinin en büyükleri arasında yerini alıyor. Binanın dış cephesi camdan; üzerine Latin ve İbranice harfler ile ‘Polin’ yazılı. İsrail’den gelmiş Yahudilerin ormanlık bir alan içinde ağaçların arasından duyulduğu varsayılan bir kelime ‘Pol-in’. İbranicede Polonya ile ‘burada kal ve dinlen’ anlamında geliyor.

Sergi yedi bölümden oluşuyor. İlk olarak kuş sesleri arasından yeşil bir ormanın içinden geçiyorsunuz. Ardından 10. yüzyılda başlayan tarihi, 15 ve 16. yüzyılda Polonya ekonomisine sağlanan katkılar ile yaşanmış altın çağı, 17. ve 18. yüzyılda ise eski bir Yahudi köyünde yer alan ahşap Gwozdziec Sinagogu’nun dönem tekniğine uygun olarak yüzde 80 ölçek ile müzenin içine yeniden yapılıp yerleştirildiğini görmek mümkün. 19. yüzyılda Polonya’nın Avusturya, Prusya ve Rusya arasında paylaşıldıktan sonra tarih sahnesinden kayboluşu ve Yahudilerin antisemitizm ile yüzleşmeye başlamaları, Holokost dönemi ve son olarak 1945 sonrası Komünist dönem, müzede sergilenen diğer bölümler.

Savaş bitiminde Polonya Yahudi Cemaati’nin yüzde 90’ı yok olmuştu. Sadece buradan üç milyon üç yüz bin Yahudi nüfusunun kamplarda öldürülmesinin ardından kurtulabilen 300 bin kadar Yahudi, Sovyet Rusya yönetimi altında yaşamlarına devam etti. Bugün cemaat yetkilileri sayı vermekte zorlansa da bizlere beş bin ile yedi bir arasında bir nüfusun olduğunu söylüyorlar.

Müzeyi görmeye gelen Polonyalı ziyaretçiler daha önce bilmedikleri bin yıllık bir Polonya Yahudi tarihi ile tanışırken, yurt dışından gelen ziyaretçiler ise dönemin Yahudi merkezi olan bu bölgeyi tanıma fırsatı buluyor.

Bu bölgede tezat olsa da Yahudi nüfusu yeniden yeşeriyor. Polonya’da yaşayan bazı insanlar Yahudi kimliklerini yeni yeni öğreniyor ve geçmiş ile bağlantı kurabilmek için bu müzeye akın ediyor.