Bu feryatları kim dindirecek?

Katar ve Mısır’da uzlaşma çabaları yoğunlaşırken, Gazzeli ölü sayısı altı yüzü aştı, İsrail ise 27 askerini kaybetti. Gün içinde birkaç saatlik insani ateşkeslere bile uyulmazken, İsrail ve Hamas’ın kalıcı bir ateşkese varması için diplomasi trafiği hızla devam ediyor

Dünya
23 Temmuz 2014 Çarşamba

İsrail-Hamas çatışması şiddetini hızla arttırırken, Katar’ın başkenti Doha ateşkes görüşmelerinde anahtar konumlardan biri olarak ortaya çıktı. Hamas’ın Siyasi Büro Başkanı şefi Halid Meşal’a ev sahipliği yapan Katar, İsrail’in Gazze ambargosunu sonlandırması, Gazze-Mısır sınır kapısının açılması ve İsrail tarafından Gilad Şalit karşılığında serbest kalan ancak yeniden tutuklanan mahkûmların serbest bırakılması gibi Hamas’ın temel taleplerini ateşkes pazarlıklarının merkezine oturtuyor. Hamas ile yakın ilişkilere sahip Türkiye de Katar’ın önerilerini destekliyor. Bu bağlamda geçtiğimiz cuma Filistin Yönetimi lideri Mahmud Abbas’ı ağırlayan Başbakan Tayyip Erdoğan, iki rakip Filistinli parti El Fetih ve Hamas’ın birleşmesi yönünde uğraş veriyor. Hamas, kamu görevlilerinin maaşlarının ödenmesi konusunda İsrail’i ikna etmesi ve Filistin hapishanelerindeki Hamas üyelerini serbest bırakması için Abbas’a güveniyor.  

Hamas, Mısır’da Müslüman Kardeşleri iktidardan deviren Cumhurbaşkanı Abdülfettah el-Sisi’ye karşı derin bir düşmanlık besliyor. Mısır, Refah kapısını sadece yaralıların geçişi için açık tutuyor ve ileride çok sayıda Filistinlinin Mısır’a sızmasını engelleyecek şekilde bir düzenleme yapmadan sınır kapısını açmak istemiyor. Mısır’ın geçen hafta teklif ettiği fakat Hamas tarafından reddedilen anlaşma, Mahmud Abbas’ın 2007’de Hamas karşısında kaybettiği Gazze’ye yeniden dönmesini ve Hamas’sız bir yönetimi ön görüyordu. Suudi Arabistan, Mısır’ın bu önerisine arka çıkarken, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry de masaya Mısır’ın planının zemin oluşturduğu fakat tüm bölge oyuncularının uzlaşacağı bir anlaşma koymaya çabalıyor.

BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon Doha’da Katar Emiri Şeyh Hamad Bin Halife Al Thani ile bir görüşme gerçekleştirdi. Ban Ki-moon ortak basın toplantısında İsrail ve Filistin sözcülerinin müzakere masasına oturmaları çağrısında bulundu. Ki-moon, Mahmud Abbas ile de bir araya geldi. Doha, çatışma süresince ilk kez Abbas ve Meşal’in buluşmasına da ev sahipliği yaptı. Abbas, tarafların Mısır’ın inisiyatifindeki ateşkese uyulmasının gerekliliğine vurgu yaptı. İkili Filistinlilerin çıkarlarını en iyi şeklide gözeterek, İsrail’in saldırılarını durdurmak için istişarelere devam edeceklerini belirtti. Ban Ki-moon ve John Kerry pazartesi akşamı Kahire’ye vardı. Kerry, İsrail’in kendini savunma hakkını sahip olduğunu yinelerken, artan sivil ölümlerden duyduğu kaygıyı dile getirdi, ayrıca ABD’nin Gazze’ye 47 milyon dolarlık insanı yardım yapacağını açıkladı. Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri ile bir araya gelen Kerry, Mısır’ın öne sürdüğü ateşkes koşullarında değişikliğe gideceği gibi bir durumun olmadığını söyledi.  Ban Ki-moon ise Şükri ile ortak basın toplantısında, “Bütün taraflar derhal ateşkese gitmelidir,” dedi.

Öte yandan Kerry ve Abbas’ın yaptıkları telefon görüşmesinden sonra herhangi bir ateşkes anlaşmasının Mısır girişimiyle uyumlu olması gerektiği konusunda aynı görüşü paylaştığı ifade edildi. Benzer açıklamalar AB Dışişleri Bakanlarından da geldi. 

KANLI HAFTA

İsrail’in ‘Koruyucu Hat’ adını verdiği harekâtının on üçüncü günü, yüzden fazla Filistinlinin ve on üç İsrail askerinin hayatını kaybetmesiyle, her iki tarafın da şimdiye dek en çok kayıp verdiği gün oldu

Pazar günü hayatını kaybeden Filistinlilerin yarısından fazlası, Gazze’nin yanındaki Şucaiyye kasabasına yapılan saldırı sırasında öldü. Yaklaşık 70 kişinin hayatına mal olan saldırıda, iki yüzden fazla Filistinli de yaralandı.

Operasyon sonrasında bir muhabir, yıkılmış, çökmüş ve yolları kapatmış bina enkazları, devam etmekte olan yangınlar ve gökyüzüne uzanan siyah dumanlardan sütunlar arasında, birkaç saatlik sükunetten mümkün olduğunca faydalanabilmek isteyen sağlık ekiplerinin ambülanslarıyla geçerken kaos ve cehennemvari görüntülere şahit olduklarını iletti.

İsrail Ordusu Basın Sözcüsü Yarbay Peter Lerner, birliklerin Şucaiyye’ye girerken pervaneli mayınlar, tanksavar füzeler ve evlerden otomatik silahlarla açılan yaylım ateşi içeren çok üst seviyede bir direniş ile karşılaştığını açıkladı.

Lerner, Şucaiyye bölgesinin İsrail’e atılan roketlerin en yoğun fırlatıldığı yerlerden biri olduğunu, halkın bu saldırı konusunda önceden uyarıldığını sözlerine ekledi.

 SALDIRILARIN GELDİĞİ TÜNELLER ORTAYA ÇIKARILIYOR

Diğer yandan İsrail Ordusu Gazze’de Hamas’a ait saldırı tünellerini bularak, bunları imha etmeye devam ediyor.

Gazze’nin kuzeyinde ortaya çıkarılan iki tünelin patlayıcılarla dolu olduğu belirtildi. Gazze’nin orta kısmında ele geçirilen iki tünelde de aynı şekilde cephaneyle dolu bölmelerden bulunduğu bildirildi.

Diğer iki tünel de Gazze’nin güneyinde bulundu. 1200 metre uzunluğundaki tünelde yine birisi İsrail’in altında olmak üzere dört patlayıcı bölmesi ve diğerinde de tek cephanelik bulunduğu söylendi. İsrail Ordusu’ndan gelen açıklamada, tünellerin aranma ve imhası sırasında güvenlik güçlerinin, 60’dan fazlası cumartesi gecesi olmak üzere, 130’dan fazla militanı öldürdüğü ve 1032 hedefe saldırıda bulunulduğu söylendi. Saldırılar esnasında Golan Tugayı’na bağlı 13 İsrail askeri de hayatlarını kaybetti.

İsrail Hava Kuvvetleri’nin operasyonları hafta başında da devam etti. Gazze’de Deyr El Balah bölgesinde bir hastaneye isabet eden roket en az beş kişinin ölmesine neden olurken, aralarında sağlık görevlilerinin de bulunduğu yetmişten fazla kişi yaralandı. Gazze’deki Filistin kaynakları pazartesi günü 16’sı çocuk, 56 kişinin yaşamını yitirdiğini belirtti.

Bölgede bulunan BBC muhabirleri İsrail kuvvetlerinin devamlı olarak sivil halka çağrıda bulunarak ‘Kendi güvenliğiniz için derhal Deyr El Balah’ı terk edin’ anonsları yaptığını bildirdiler.

İsrail ordusu ise hastanenin hedef olmadığını ancak hastane yakınında bulunan tanksavar füzelerinin hedef alındığını belirtiyor. Ordunun yaptığı açıklama şöyle: “Sivil kayıplar, Hamas’ın Gazze’deki evleri, hastaneleri ve camileri zalimce ve sistematik olarak istismar etmesinin kaçınılmaz bir sonucudur.”

İsrail Savunma Bakanı Moşe Ya’alon, operasyonun birkaç gün içinde sona erebileceğini ima etti. Ya’alon, “Değerlendirmelerimize göre, bizim için tünellerin en tehlikeli görülenlerinin önemli bir kısmı iki-üç gün içerisinde imha edilmiş olacak,” dedi. Ya’alon, bir milyon yedi yüz bin Filistinliye ev sahipliği yapan ve dünya üzerinde metrekareye en çok insanın düştüğü yerleşim yerlerinden biri olan Gazze’nin silahsızlandırılması konusunda uluslararası çevrelerden harekete geçmelerini istedi.

İsrail’in Gazze’ye yönelik operasyonunda 15 gün geride kalırken hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı 600’ü geçti; yaralı sayısının ise 3 bin 500’ü aştığı bildirildi. Yaşamını yitiren Filistinlilerin 150’den fazlasının çocuk olduğu açıklandı. İsrail ordusu ise operasyonda şu ana kadar 27 askerini kaybettiğini açıkladı. Bu sayının, 2006 yılında Lübnan’la yapılan savaştan beri, cephede kaybedilen en yüksek asker sayısı olduğu açıklandı.

 

 

John Kerry: “Amma da operasyonmuş”

Pazar günü ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, televizyonda sabah şovuna verdiği röportajda İsrail’in operasyonu ile ilgili yorum yaptı. Kerry’nin reklam arasında, mikrofonunun kapalı olduğunu düşünerek danışmanlarıyla yaptığı bir konuşma kamuoyuna sızdı. İsrail’in Şucaiyye operasyonuyla ilgili olarak, “Amma da nokta atışı operasyonuymuş” diyen Kerry bu konuşmasının sonunda “Bence gitmemiz lazım. Burada oturuyor olmamız bile çılgınlık,” dedi. Kerry’nin bu yorumu kara operasyonu öncesinde Netanyahu ile yaptığı görüşmeye istinaden yaptığı tahmin ediliyor. Görüşmede Netanyahu, kara harekatının Hamas’ın İsrail’in içine uzanan tünelleri yok etmek amacıyla gerçekleştirileceğini belirtmiş, Kerry de operasyonun tünellerle sınırlı olmasının çok önemli olduğunu ifade etmişti.