Yahudi Mitolojisi ve Folkloru-8: DAVİD İLE GOLİAT

Sevgili okurlarım, bu hafta sizlere, Tevrat’ta da anlatılan, efsanevi bir öyküden daha bahsetmek istiyorum. Davit ile Goliat’ın öyküsü gerçekten de her ne kadar masalsı ve imkânsız gibi görünse de, Tanrı’nın isteği ve yardımı olunca, O’na hiçbir şeyin engel olamayacağını anlatan bir hikâye bu…

Sara YANAROCAK Kavram
2 Temmuz 2014 Çarşamba

Tevrat’ta David Ha Meleh’in(Hz.Davut) bahsi 1.Samuel Kitabı’nın ikinci yarısı ile 2.Samuel Kitabı’nın tamamını kapsar.

Yahudi’lerin birinci kralı olan Şaul, Tanrının takdisini, yaptığı onarılmaz hatalar sonucu kaybeder. Bunun üzerine Tanrı, Peygamber Samuel’e, koyun çobanı İşay’ın(Yesse) soyundan krallar geleceğini bildirir. İşay’ın 12 yaşındaki en küçük oğlu David Tanrı tarafından seçilen yeni kraldır.

Samuel koç boynuzuna doldurduğu kutsal yağı David’in başına dökerek onu müstakbel kral olarak mesheder. O dönemde David’in ağabeyleri, Kral Şaul’un ordusunda asker olarak görev yapmakta olduklarından, çocuk David, babası İşay’ın  koyunlarına tek başına çobanlık etmektedir. Betlehem’in Mamilla köyünde yaşayan aile mazbut ve dürüst insanlardan oluşmuştur. İşay’ın büyükbabası Boaz, Rut  ile yaptığı evlilikten Ovet adlı bir oğula sahip oldu. Ovet’in oğlu İşay (Yesse), İşay’ın oğlu ise David’dir. (   Rut Kitabı  4:13-28). David Samuel tarafından meshedildiği sırada Şaul hala krallığını sürdürmektedir.

İsrail halkı Pelişti’lerle sonu gelmez mücadelelerini sürdürürlerken, başlarına yeni bir bela  doğmuştu. Bu Pelişti’lerin dev adamı Golyat’tı. Golyat, usta bir savaşçıydı. Boyu  6 arşın 1 karıştı.(2 metre 90 santimetre) Başına tunç bir miğfer takmış, pullu bir zırh kuşanmıştı. Tunç zırhın ağırlığı 5000 şekeldi.(57,5 kg.)Baldırları zırhlarla korunmuştu. Omuzları arasında tunç bir pala asılıydı. Mızrağının sapı dokumacı tezgâhının sırığı gibiydi. Mızrağın demir başının ağırlığı 600 şekeldi.(6.9 kg.)Golyat’ın önü sıra  kalkanını taşıyan bir adam yürüyordu.

Golyat durup İsrail’in ordusuna, “Neden savaş düzeni aldınız?” diye haykırdı. “Ben Pelişti’yim, sizlerse Şaul’un kölelerisiniz. Aranızdan karşıma çıkacak birini seçin. Dövüşte beni yenip öldürebilirse, biz sizin köleniz oluruz. Ama ben üstün gelip onu yok edebilirsem, siz bizim kölemiz olur bize kulluk edersiniz, dedi.”  Pelişti Goliat konuşmasını böyle sürdürdü: “Bugün İsrail ordusuna meydan okuyorum! Benimle dövüşecek birini çıkarın karşıma!”   Golyat’ı duyan Şaul ve ordusu dehşet içinde kaldılar. Pelişti Golyat kırk gün boyunca, sabah akşam ortaya çıkıp meydan okudu.

Bir sabah İşay, oğlu David’i yanına çağırdı, ona sürüsünü başka bir çobana emanet ederek, Ela Vadisi’nde  Şaul’un ordusunda askerlik yapan ağabeylerini yoklamasını ve ona haber getirmesini istedi. Yanına erzak yüklenen David cepheye ulaştığında savaşa hazırlanan ağabeylerini buldu. O sırada dev adam Golyat yeniden ortaya çıkmış, tehditlerini savurmaya başlamıştı. Olanları hayretle izleyen David, “Bu sünnetsiz Pelişti kim oluyor da yaşayan Tanrı’nın ordusuna meydan okuyor?” dedi. Daha sonra  yanındakilere “Bu Pelişti’yi öldürüp, İsrail’den bu utancı kaldıracak kişiye ne verilecek?” diye sordu. Askerler ona, “Kral onu öldürene büyük bir armağanın yanı sıra kızını da verecek. Babasının ailesini de İsrail’e vergi ödemekten muaf tutacak.” dediler. David’i duyanlar olanları Kral Şaul’a anlattılar. Şaul onu yanına çağırttı. David Şaul’a, “Bu Pelişti yüzünden kimse yılmasın! Ben kulun David gidip onunla dövüşeceğim,” dedi.

Şaul, “Sen bu Pelişti ile dövüşemezsin,” dedi.”Çünkü daha çok gençsin, o ise gençliğinden beri savaşçıdır.”

Ama David, “Kulun babasının sürüsünü güder,” diye karşılık verdi. “Bir aslan ya da ayı gelip sürüden bir kuzu kaçırınca, peşinden gidip ona saldırır, kuzuyu ağzından kurtarırım. Eğer aslan ya da ayı üstüme gelirse, boğazından tuttuğum gibi öldürürüm. Kulun aslan da, ayı da öldürmüştür. Bu sünnetsiz Pelişti de onlar gibi olacak. Çünkü yaşayan Tanrı’nın ordusuna meydan okudu. Beni aslanın, ayının pençesinden kuraran  RAB, bu Pelişti’nin de elinden kurtaracaktır.”

Şaul “Öyleyse git, Tanrı seninle olsun,”dedi. Ona kendi miğferini ve zırhlarını giydirdi, David birkaç adım attıktan sonra, onlara “Bunlara alışık değilim, rahat edemedim,” deyip zırhları üzerinden çıkardı. Değneğini  alıp, dereden beş tane çakıl taşı seçti. Bunları çobandağarcığının cebine koyduktan sonra sapanını alıp Pelişti Goliat’a doğru ilerledi.

Goliat’da önünde kalkan taşıyıcısı ile David’e doğru ilerliyordu. David’i tepeden tırnağa süzdü. Kızıl saçlı, yakışıklı bir genç olduğu için onu küçümsedi. “Ben köpek miyim ki üzerime değnekle geliyorsun?”diyerek kendi ilahlarının adıyla David’i lanetledi. “Bana gelsene! Bedenini gökteki kuşlara ve kırdaki hayvanlara yem edeceğim,” dedi.

David, “ Sen  kılıçla mızrakla, palayla üzerime geliyorsun!”diye karşılık verdi. “Bense meydan okuduğun İsrail ordusunun Tanrı’sı, Her Şeye Egemen RAB’bin adıyla senin üzerine geliyorum. Bu gün RAB seni elime teslim edecek. Seni vurup başını gövdenden ayıracağım. Bugün Pelişti askerlerin leşlerini gökteki kuşlara ve yerdeki hayvanlara yem edeceğim. Böylece bütün dünya İsrail’de Tanrı’nın var olduğunu anlayacak. Bütün bu  topluluk RAB’bin kılıçla, mızrakla kurtarmadığını anlayacak. Çünkü savaş zaten RAB’bindir! O,sizi elimize teslim edecek.”

Goliat saldırmak amacıyla David’e doğru ilerledi. David de onunla dövüşmek üzere Pelişti cephesine doğru koştu. Elini dağarcığına sokup bir taş çıkardı, sapanla fırlattı. Taş Goliat’ın alnına çarpıp saplandı, Pelişti yere düştü. Böylece David onu taş ve sapanla yendi. Elinde kılıç olmaksızın onu yere serdi. Sonra koşup üzerine çıktı. Golyat’ın kılıcını kınından çektiği gibi onu öldürdü ve başını gövdesinden ayırdı.

Dev kahraman Goliat’ın öldüğünü gören Peliştiler kaçtılar. İsrail ordusu da kalkıp Gat’ın girişine ve Ekron kapılarına kadar naralar atarak onları kovaladılar. Peliştilerin ölüleri Şaarayim  yolunda yerlere serildi. Peliştileri kovaladıktan sonra geri dönen İsrail’liler Pelişti ordugâhını yağmaladılar. David Peliştili Golyat’ın başını alıp, Yeruşalayim’e götürdü. Silahlarını da kendi çadırına koydu.

Şaul, David’in Golyat ile savaşmaya gitmesinden sonra Başkomutanı Avner’e, onun kimin  oğlu olduğunu sormuş,Avner ise bilmediğini söylemişti.Şaul ona gencin kim olduğunu öğrenmesini istemişti. David ordugâha döner dönmez, Avner onu alıp Şaul’a götürdü. Goliat’ın kesik başı David’in elindeydi. Şaul, “Kimin oğlusun delikanlı?” diye sordu,

David, “Kulun Betlehemli İşay’ın oğluyum,” diye yanıt verdi.

David’in başarı ve kahramanlıklarla dolu öyküsü böylece başlayıp, İsrail ülkesinin kralı olmasıyla devam eden olaylarla sürüp gitti.

Hikâye hakkında notlar: David’in tüm yaşam öyküsü, kuşaklar boyunca herkesin ilgisini ve saygısını kazanmıştır. Güçlü bir devlet adamı olmasının yanı sıra, besteleyip yazdığı mizmorları da (mezmurlar),son derece önemli olup günlük dua ritüellerinde yer almaktadır. Okuduğunuz hikâye Kutsal Kitabın 1.Samuel kitabından kaynaklanmıştır.