48 ayın sultanı

Biraz hayatın gerçeklerini unuttuğumuz ve dünyanın sadece futbol gibi güzel bir oyundan meydana geldiğini düşündüğümüz o zaman geldi işte. Buyurun, 48 ayın sultanı Dünya Kupası’nı göze çarpanlar, istatistikler ve ilginç bilgilerle yakın merceğe alalım

İgal MEVORAH Spor
18 Haziran 2014 Çarşamba

Sonunda geldi çattı… Biraz hayatın gerçeklerini unuttuğumuz ve dünyanın sadece futbol gibi güzel bir oyundan meydana geldiğini düşündüğümüz o zaman geldi işte. İyi ki de geldi aslında. Futbolseverler için her gün en az üç maçın oynandığı haftalar ve iki alakasız dünya ülkesi arasında oynanan maçların merakı başladı.

Kim böyle bir haftada yazı yazmak istemez ki? Aslında elinizde o kadar çok malzeme var ki yazmak için gerçekten nereden başlayacağınızı bilemiyorsunuz. Öte yandan, gönül isterdi ki keşke Türkiye’nin olduğu gruptan başlayabilseydim yazmaya ama sanırım ülkemiz bir ay bile olsun güzel bir organizasyonun içinde olmayı hak etmiyor…

Buyurun, 48 ayın sultanı Dünya Kupası’nı göze çarpanlar, istatistikler ve ilginç bilgilerle yakın merceğe alalım.

En gollü başlangıç

Dünya Kupası başlayalı bir hafta bile olmamışken şu ana kadar atılan gol sayısı tam tamına 44. Öyle ki, böyle bir Dünya kupası başlangıcı ne görüldü ne de duyuldu. Üstelik henüz bir grubun maçları oynanmadı bile. Bu olay futbolseverlerin en çok mutlu eden noktaların başında geliyor.

Yandan yemiş ölüm grupları

Her Dünya Kupası’nda en az bir tane ölüm grubu olur ve bu grupların favorisi yoktur. Ancak bu seneki grupların hiçbirine tam anlamıyla ‘ölüm grubu’ denmesi doğru olmaz. Nitekim üç tane ölüm grubunu andıran grup var. Bunlardan birini seçmek gerekirse, bana kalırsa İtalya, İngiltere, Uruguay ve Kosta Rika’nın bulunduğu D grubu ölüm grubudur.

Bir kralın çöküşü ve diğer sürprizler

Perşembe akşamından beri biliniyordu ki bu turnuva bir sürü sürpriz sonuca gebe. Ancak eminim ki hiç kimse son Dünya Şampiyonu İspanya’nın kalesinde beş gol göreceğini tahmin etmiyordu. Aslında böyle bir olayın olacağını maç öncesinde söylemek tam anlamıyla ‘delilikti.’ Ancak ne olduysa o gün oldu ve Portakallar Uçan Hollandalısı Van Persie’nin attığı unutulmaz golle açtığı perdeyi beş golle kapattı. Bu şu ana kadarki en büyük sürprizdi.

Sonrasında sürprizler peşi sıra gelmeye başladı. Hiç şans verilmeyen Kosta Rika, Uruguay’ı üçledi; varlık gösteremez denen İran, Nijerya’dan bir puan kopardı ve en son Almanya, Ronaldo’lu Portekiz’e dört gol attı. Şimdi futbolseverlerin beklediği veya bekleyebileceği sürprizlere bir göz atalım:

- İspanya’nın şok yenilgisiyle, Şili’nin bir sürprize imza atıp gruptan çıkabilmesi ve İspanya’yı henüz grup maçlarından kupadan saf dışı etmesi olası duruma geldi.

- Dünya Kupası’nın iyi takımlar kategorisinde olan Portekiz’in gruptan çıkamayacağına inanan ve ümit eden insan sayısı oldukça fazla.

Mevcut kupaya elveda diyebiliriz 

Bu turnuvanın benim için en ilginç noktası, olası bir Brezilya şampiyonluğunda takımlara verilecek olan kupanın değişecek olması. Çünkü eğer bir takım üç ve katları kadar Dünya Kupası’nın sahibi olursa o kupayı müzesine götürebiliyor ve bir sonraki Dünya Kupası için başka bir kupa tasarlanıyor. Şayet Brezilya bu sene ipi göğüslerse, altıncı şampiyonluğu olacağından, bir sonraki turnuvaya farklı bir kupa hazırlanması gerekiyor.

En az merakla beklenen grup

Dünya Kupası’na katılan hiçbir takımı hafife almak olamaz elbet. Ancak diğer grupların yanında Belçika, Rusya, Cezayir ve Güney Kore’den oluşan H grubu en az heyecana sahip olacak grup gibi gözüküyor. Belçika’nın mutlak favori olduğu grupta Rusya ve Belçika’nın çok rahat biçimde bir üst tura çıkacağı söyleniyor. Futbolseverlerce de en kolay grup olarak nitelendirilen H grubunda, dünya devinin bulunmaması ön yargılara neden oluyor. Ancak erken konuşmamak lazım şayet burada ne zaman ne olacağı hiçbir zaman önceden kestirilemiyor.

Ne yazık ki ülke olarak tek avuntumuz, Cüneyt Çakır’ın bu turnuvada düdük çalacak olması. Bizi orada tarafsız olarak temsil edecek koca yürekli küçük insan, binlerce teşekkürler. Sanki bu gidişle bizim yukarıdaki güzelliklerin içinde yer almamız için daha çok fırın ekmek yememiz gerekiyor. Tabii o ekmekleri yiyecek olan gençler hayatta kalabilirse…