Geçenlerde ‘Le Petit Café’ Parkı’ndan geçerken Nelli Gavriyeloğlu’na rastladım.
Geçenlerde ‘Le Petit Café’ Parkı’ndan geçerken Nelli Gavriyeloğlu’na rastladım. Ayaküstü sohbetten, sonra “Haftaya Ayşe Takı Galerisi’nde sergi açılışım olacak Mutlaka beklerim, sakın atlama. İlk sergimi seninle açmıştım. Ziyaretin benim için önemli,” dedi. Gerçekten on beş - yirmi yıl kadar önce Şalom bünyesinde Gözlem Sanat Galerisi’ni açmıştık. Yeni bir oluşumun ilk heyecanları ve başarıları birbirini takip etti. Belki çok büyük sanatçılar değildi hepsi. Kimi ilk kez eserlerini bir araya getirme keyfini yaşadı; kimi de sanat dünyasında adını duyurdu. Bunlardan biri de Nelli Gavriyeloğlu’ydu. Nelli özgün gümüş takılarını yanı sıra gümüş heykelcikler da yapmaya başladı. Günün koşuşturması arasında son sergisinin açılış tarihini unuttum. O da benim kaybım. Yeni-eski dostları bir arada görmek için güzel fırsatlar bunlar. Neyse ki, birkaç gün gecikmeyle serginin bulunduğu galeriye gittim. ‘Ayşe Takı’ kendi başına bir ‘artmosfer’. Kişisel serginin yanı sıra birçok sanatçının takı ve heykelleri var. İşin ilginç yanı, kimsenin onları pazarlamasına gerek yok. Öylesine doğal bir yerleştirme yapılmış ki, her biri kendi için konuşuyor. Bir ipucu daha, ana sergiyi gezdikten sonra, mekânda koridoru geçip küçük balkona doğru gidin. Charles Dickens’ın çağdaş versiyonunu andıran bir ‘Antikacı Dükkânı’ ile karşılaşacaksınız…
Gelelim Nelli’nin yaptıklarına… Söz konusu takı ve heykelciklerin estetik dışavurumunun yanı sıra ‘dünya’yı simgeleyen sıkıştırılmış beyaz köpüklerde sergilenen formlar izleyicinin dikkatini doğrudan takılara yönlendiriyordu. Nelli’nin eserleri ebat olarak küçük ancak yüklenen anlam koca bir ‘dünya’.
Sergi 24 Mayıs’a kadar açık. Güzellikler eşliğinde Ayşe Hanım’ım tatlı sohbetini dinleyip yenilikler görmek istiyorsanız muhakkak gidip ziyaret edin. Hatta Gavriyeloğlu’na rastlarsanız, ara verdiği takı kurslarını yeniden başlatması için ikna edin.
