Ulus Özel Musevi Lisesi 11.sınıf öğrencileri, dünya ve toplum sorunlarını araştırma ve bilinç oluşturma amacıyla yaptıkları çalışmayı Şalom okurları ile paylaşıyorlar… Yaptıkları çalışma, son yıllarda hızla azalan dünya ormanlarının, başta sağlığımız olmak üzere ekolojik sistemi ne kadar olumsuz etkilediğini gözler önüne seriyor
Bu yazıyı okurken bir araştırma yazısı okumayı beklemeyin, sadece fikirlerimizi paylaşmak istedik. Tek taraf seçip onu yüceltmedik ya da yermedik. Konuyu iki taraf için de ılımlı bir bakış açısıyla inceledik.
Son yıllarda iyice hızlanan orman tahribatının; dünyanın her tarafında toprak erozyonu, bazı ağaç türlerinin yok olması ve buna bağlı olarak bitkisel ilaçların daha az üretilmesi gibi çok ciddi problemlere sebep olduğunu sınıfta konuşmuştuk. Bunun üzerine bu konu hakkında daha detaylı araştırma yapmaya karar verdik. Ansiklopedilerden konu hakkında araştırma yaparken ilk öğrendiğimiz dünyada en hızlı yok olan ormanların Endonezya ve Malezya’da bulunan Borneo Yağmur Ormanları olduğuydu. Bu ormanların azalması ile dünyadaki ekolojik sistem de bozuluyor. Buna bağlı olarak ender sayıda bulunan bitkilerin ve hayvanların da soyu tükeniyor. Hatta 2005 yılında Endonezya Yağmur Ormanları’nın palmiye yağı üretimi ve kâğıt endüstrisi tarafından yok edilmesi nedeniyle yaşam alanlarını kaybeden Sumatra kaplanı ve orangutan gibi hayvanlar, soylarının tükenme riskiyle karşı karşıya kaldı.
Okulumuzun kütüphanesinde coğrafya kitaplarından yaptığımız araştırmalar sonucunda son on yılda en büyük orman tahribine Amazon Yağmur Ormanları’nın uğradığını, buna rağmen gezegenimizin en zengin canlı çeşitliliğinin halen bu bölgede bulunduğunu öğrendik. Bu ormanlarda yapraklı ağaç alanı azalmasına rağmen bir bölümünde bile 50 tür kuş yaşayabiliyor (http://www.gezenbilir.com/index.php?topic=15387.0). Bunun yanı sıra bugün tıp ve eczacılık alanında kullanılmakta olan kortizon ve benzeri gibi ilaçların dörtte biri yağmur ormanlarından elde ediliyor. Örneğin bu bölgede bulunan Cats Claw isimli bitkinin bağışıklık sistemini güçlendirdiği ve kalp krizi ile felç riskini azalttığı fark edildi. (http://otamoka.com/wp01/2013/01/19/yagmur-ormanlari/).
Üstünde yürüdüğümüz parkeler, saatlerce oturduğumuz iskemleler, şu an bile bu yazıyı yazarken bilgisayarımızı ve kahvemizi koyduğumuz masa… Bunların yüzde 80’i Afrika Kongo Havzası, Brezilya, Endonezya yağmur ormanlarından gelen kerestelerin işlenmesiyle yaratılıyor. Elbette bunlar olmadan yaşayamazdık fakat sık sık kullandığımız, bizi felç, kalp krizi hatta Alzheimer’dan koruyan Aspirin olmasaydı nasıl tedavi olurduk? Hatta en çok bildiğimiz ilaç Aspirin olmasına rağmen neredeyse kimse bu ilacın söğüt ağacından elde edildiğini bilmiyor. Bunun çok önemli olmadığını düşünsek de aslında kan kanserinden ölme riskini beşte bire düşüren bitkilerin yayılma alanlarının yüzde 90’ı insanlar tarafından yok edildi. Fark ettik ki ne ağaçlardan yararlanmadan yaşamımızı sürdürebiliriz ne de onların soyunu tüketerek yaşamamız mümkün olur (http://www.gezenbilir.com/index.php?topic=15387.0).
Amazon Yağmur Ormanları’nı oluşturan ağaçların yarıya yakınında henüz araştırma yapılmamış; kesilecek ağaçlar belki de ölümcül bir hastalığın tedavisi olacaktır. Uzmanların tahminine göre yağmur ormanlarının tahribi yüzünden her gün 137 bitki ve hayvan türü ortadan kalkıyor. Ormandaki türler kayboldukça tehlikeli hastalıkların muhtemel tedavi imkânları da yok oluyor. Aynı problem doğadaki oksijen döngüsü için de geçerlidir. Bilinmeli ki aslında 25 metre boyundaki bir kayın ağacı saatte 1,5 kilogram oksijen üretir. Ayrıca 100 yaşındaki bir kayın ağacı saatte 40 kişinin çıkardığı karbondioksiti de yok eder. Bu sayede havamız daha temiz olur (http://www.gezenbilir.com/index.php?topic=15387.0).
Sınıfta yaptığımız tartışmalar sonucunda iki teze ulaştık. Bu tezlerden biri; “yağmur ormanları tahrip edilirken ilaçlar için önemli olan ağaçlar da yok oluyor, bunun için ağaçlar kesilmesin” diğeri ise “kereste sektörü, mobilya ve kâğıt için ağaçlar kesilmelidir”. 11-B sınıfı olarak dünyadaki yaşam koşullarını düşünüp her iki tezin de ayrı ayrı uygulanamayacağına karar verdik ve bir senteze ulaştık. Peru ve Brezilya gibi yağmur ormanlarına sahip ülkeler bu ormanların kontrolünü elinde tutmalı hem orman sanayiye hem de tıbbi laboratuarlara
verdikleri desteği sürdürmelidir.
Uzmanların tahminine göre yağmur ormanlarının tahribi yüzünden her gün 137 bitki ve hayvan türü ortadan kalkıyor. Ormandaki türler kayboldukça tehlikeli hastalıkların muhtemel tedavi imkânları da yok oluyor.