2014 CES İZLENİMLERİ: Giyilebilir teknolojiler ve nesnelerin interneti

Tüm dünyadaki teknoloji meraklılarının dört gözle beklediği Las Vegas Tüketici Elektroniği Fuarı – CES, 2014’te hayatımıza girecek teknolojik yeniliklerin habercisi oldu. Hayatımızın her alanının ‘akıllanmaya’ başladığını kanıtlayan ürünlerin yer aldığı fuarda yeni nesil arabalarda ev otomasyon sistemlerine kadar binlerce çeşit yer aldı

Aydın BOLKAR Teknoloji
29 Ocak 2014 Çarşamba

Tüm dünyadaki teknoloji meraklılarının dört gözle bekledikleri Las Vegas Tüketici Elektroniği Fuarı – CES bu yıl da 7-11 Ocak tarihlerinde Las Vegas’da gerçekleşti. Son iki yıl yerinde izleyemediğim fuarı bu yıl yerinde izleme fırsatı yakaladım. Oldukça güzel bir fuardı.

Konu tüketici elektroniği olunca en son model ses ve görüntü sistemleri, 75 inch ve üzeri Ultra HD içerik desteği sağlayan televizyonlar her büyük elektronik firmasının standında yer alan olmazsa olmaz ürünlerdi. Bu tarafta ortalama bir tüketici için görüntü kalitesi anlamında hiçbir fark ayırt etmesi mümkün olmayacak ürünler için bu sayfada yapılacak tüm yorumlar taraflı olacağı için detaya girmiyorum.

Benzer şekilde görüntüleme teknolojileri alanında da Nikon ve Canon başta olmak üzere tüm ileri gelen şirketler yeni teknolojilerini tanıttılar ve daha da güzeli neredeyse tüm mevcut ürünlerinin çalışan birer örneğinin stand içerisinde meraklıların testlerine açık halde sergilenmesi idi.

Gelenek olduğu üzere, fuarda bizzat yer almasa da varlığını fuarın tamamında hissettiren iki büyük teknoloji firması Google ve Apple, sırasıyla akıllı telefon, tabletler ve tüm mobil cihaz aksesuarları ile koca bir endüstriyi yaratmış ve büyütmeye devam ettiğini bir kez daha gösterdi. Bu taraftaki yenilik sayılabilecek bir ürün, Samsung’un 12,2 inch boyundaki Galaxy tableti oldu. Uzunca bir süredir Apple’ın da mevcut boyuttan daha büyük bir iPad üzerinde çalıştığının dedikodularını güçlendiren bir cihazın başarısını 2014 yılı içinde göreceğiz.

‘Kara Şimşek’e az kaldı

Fuarda önceki yıllardan daha fazla öne çıkan diğer bir alan da otomotiv ve teknolojinin buluşmasıydı. Yeni nesil araçların içinde yer alan tüm göstergelerin yerini büyük LED ekranlara bırakmış olmaları uygulama geliştiricilere sınırsız imkânlar sunuyor. Fuarın açılmasından bir gün önce duyurulan akıllı saat Pebble ile Mercedes-Benz’in ortaklık haberleri da gençliğimizin efsane dizisi ‘Kara Şimşek’e benzer uygulamaların yakında olduğunun bir habercisi gibiydi. Apple ve Google, 2014 yılının akıllı cihazlarla arabaların iletişiminde yeni bir döneme girileceğinin ipuçlarını paylaştı. Otomotiv tarafında kuşkusuz en iddialı stand ise BMW’nin elektrikli araçlarını bizzat test sürüşü ile tanıttığı açık alana yerleştirilmiş bölümdü. Tasarım, mühendislik ve işlevsellik olarak geleceği temsil eden otomobiller 2014 yılının ikinci çeyreğinden itibaren ABD’de yollara çıkmış olacak.

Fuarda öne çıkan iki büyük yenilik, giyilebilir teknolojiler ve ‘Nesnelerin İnterneti’ konuları idi. Eylülde ele aldığımız giyilebilir teknolojiler konusunda CES fuarı hem bu alanda yenilikçi ürünler geliştiren küçük çaplı firmaların, hem de uzunca süredir çok farklı konularda ürünler geliştiren LG, POLAR gibi firmaların bu alandaki ürünleri oldukça büyük bir fuar alanında sergilendi.

Ne kadar hareketli bir hayat yaşadığınızın takibini yapıp diyetinizi ve kilo kontrolünüzü internete bağlı bir cihaz üzerinden yapmak, basketbol veya tenis oynarken performansınızın basketbol topu veya tenis raketiniz tarafından kontrol edilmesi ve size geri bildirim verilmesi… Tüm bunlar hali hazırda piyasada olan cihazlarla mümkün.

İnternete bağlı olan ve sosyal medyanın, kitlelerin desteğini alan ilginç sağlık uygulamalarından biri de akıllı ateş ölçer cihazı idi. Normal bir ateş ölçere benzeyen bu cihazın diğer uç kısmını akıllı telefonunuzun kulaklık girişine takıyorsunuz. Telefonun içindeki uygulama bir yandan yapmış olduğunuz ateş ölçümlerini tarihçe şeklinde hafızasında saklarken öte yandan da bilgilerinizi saklı tutarak ateş okuma bilgilerini konum bilgilerinizle birlikte İnternet’e yükleyerek bölgenizde benzer belirtilere sahip kişiler olup olmadığını size bildiriyor ve buna göre önlem alabiliyorsunuz. Benzer şekilde uzaktan sağlık uygulamaları sayesinde her biri Bluetooth bağlantı ile haberleşen muhtelif cihazlarla astım gibi, diyabet gibi hastalıkları sürekli ölçümlerle kontrol altında tutmak ve doktorunuza anlık bilgi akışının yolunu açmak mümkün. Tüm bunların yanında, yaratıcılığın sınırlarını zorlayacak şekilde hayatın her alanına teknoloji sokmaya çalışan ‘akıllı telefon uygulamasına sahip diş fırçası’ gibi büyük ihtimalle hiç gün yüzünü göremeyecek bazı prototip ürünler de fuarda sergilendi.

İki sene önceki fuara nazaran çok büyük gelişim kaydetmiş olan bir konu üç boyutlu yazıcılardı. Perakende fiyatları 500 USD seviyesine kadar gerilemiş olan bu cihazların evlerimize girmelerine henüz 3-4 yıl kadar daha var ama sonrasında çok şey bugün olduğu gibi olmayacak. Bu konu ile ilgili daha derin bir analizi önümüzdeki hafta ekonomi sayfasında okuyabilirsiniz.

Nesnelerin İnterneti

Fuarda önde gelen ikinci ilginç konu da ‘Internet of Things (IoT)’ – ‘Nesnelerin İnterneti’ idi. 21. yüzyıl insanı her şeyi kontrolü altında tutmak, sürekli erişilebilir ve erişebilir olmak istiyor. Kontrol etmek istediği şeylerin başında da yaşadığı mekânlar geliyor. Oldukça uzun bir süredir teknolojilerinde köklü değişiklikler yaşamamış olan ev güvenliği konusundaki teknolojiler IoT sonrasında bir takım endüstri standartlarının oluşmaya başlaması ile oldukça ilginç bir hal aldı. Bu alanda başı çeken iki ana teknoloji Z-Wave ve Zigbee. Bu teknolojileri, şu anda standart olarak kullandığımız kablosuz internetin cihazlar arası haberleşen bir şekli olarak düşünebilirsiniz. Daha az enerji tüketen, nispeten uzak mesafelere kadar erişen bir iletişim becerisine sahip ve belli bir güvenlik ile haberleşen bu cihazlar termostatlardan kapı kilitlerine, aydınlatma uygulamalarından her türlü elektrikle çalışan cihazı uzaktan yönetilir hale getiriyor.

Fuarda bu alanda herkese açık alanda standı bulunmayan ancak kendinden oldukça bahsedilen firma Nest idi. Yaklaşık iki yıl evvel piyasaya sürdükleri akıllı termostat ve geçen yıl çıkan duman dedektörü ile ABD pazarında yeniliğin öncüsü olan bu firma Apple’dan ayrılan bir ekip tarafından kurulmuş. iPod’un yaratıcısı olarak bilinen ekibin yarattığı cihazlar ABD’de her evde standart olarak yer alan ürünlerin yeniden tasarlanması sonucunda oldukça büyük bir meraklı kitlesi ile karşılaştı ve fuarın hemen ardından Nest firması Google tarafından tam 3,2 milyar USD nakit karşılığında satın alındı. Bu yatırım Google’ın bugüne kadar yaptığı en büyük nakit satın alma olarak tarihe geçti ve gözlerin Nesnelerin İnterneti’ne daha da çok kaymasına neden oldu.

Bu ev otomasyonu ve interaktif ev yönetimi alanında anlaşılan oyun yeni başlıyor ve bu alan da iletişim gibi oldukça eskiye dayanan ve son birkaç yıla kadar fazla evrim geçirmemiş bir alan. Bakalım Google gibi oyuncular buraya nasıl yeni bir soluk getirecekler, hep birlikte göreceğiz…