“Hepimiz bir gün yaşlanacağız...”

´Yaşlılık ve beraberinde getirdikleri’ eğitim semineri

Sağlık
15 Ocak 2014 Çarşamba

10 ve 17 Aralık tarihlerinde Türk Musevi Cemaati’nin Kapınıza Sağlık Ekibi, Alef Binası’nda kendi gönüllülerinin, İhtiyarlar Yurdu Derneği ve Barınyurt gönüllülerinin katıldığı ‘Yaşlılık ve Beraberinde Getirdikleri’ konulu bir eğitim semineri düzenledi. İki gün boyunca 10.00 – 17.00 saatleri arasında enteraktif bir çalışma olarak gerçekleşen seminerin ikinci gününde çalışmalara UÖML’de sosyal sorumluluk projesi olarak Kapınıza Sağlık Projesini seçmiş olan liseli öğrenciler de katıldı.

Farklı kurumlarda görev alan, özünde, toplumun yaşamlarının yaşlılık evresini yaşamakta olan insanlarına hizmet götüren gönüllülerin, ortak amaç, tek şemsiye altında bir araya gelişini, gençlerin de yaşlılara yardım etme konusunda istekli olmalarını görmek çok heyecan vericiydi.

Semineri veren Dr. Gülüstü Kaptanoğlu (Nörolog), Dr. Ufuk Akın (Sosyal Psikolog), Deniz İlkin (Sistem Çözümleri Terapisti), Gülce Fıkırkoca (Uzm. Psikolog), Bilgehan Zorlu (Fizyoterapist), Nurgül Akıncı (Fizyoterapist), Melissa Akın (Konuşma Terapisti), Mualla Akın (Avicenna Evde Bakım Hizmetleri Kurucusu, Hemşire) ve Ayşegül Okullu (Hemşire) iki günlük eğitim süresi boyunca katılımcıları yaşlılıkla ilgili çeşitli konularda bilgilendirdiler.

YAŞLILIK DOĞAL YAŞAMIN BİR PARÇASI

Yaşlılıkla barışık olmanın ölümle barışık olmaktan geçtiği, yaşlılığın da yaşam ve ölüm arasındaki doğal sürecin bir parçası olduğu, asıl önemli olanın sağlıklı yaşlanmak ve yaşlanmayı kabul etmekte yattığı anlatılan seminerde yaşlı kimselerin kendilerini nasıl hissettiklerinin büyük önem taşıdığı vurgulandı. Kendilerini ruhsal olarak iyi hissetmeleri için yaşlılara ihtiyaçları olan şeyi onların istediği kadar vermek gerektiği anlatıldı. Onların evinde yemek pişirerek etrafa yemek kokusunun yayılmasını sağlamanın, onlarla yavaş ve tane tane konuşmak gerekliliğinin ve bu tür basit eylemlerin onları mutlu ettiğinin, onlara yaşamla bağ kurmada temel bir destek sağladığının önemi belirtildi. Uzun bir ömür için gereken dört ana unsur, çok hareket etmek, az yemek yemek, ölene kadar çalışmak ve güçlü aile ve toplum bağları olmak, gündemin bir diğer maddesiydi.

Yaşamın yedi evreden oluştuğunu anlatan Dr. Gülüstü Kaptanoğlu, bu evreleri Çocukluk, Ergenlik, Genç Yetişkinlik, İkinci Ergenlik (40-50 yaş), Olgunluk, Üçüncü Ergenlik ve İkinci Çocukluk olarak sıraladı. Yaşlılıkta, 80 yaş üstü kişilerde, iktidar alanlarının daralması nedeniyle, bir ergenin hareketlerinin gözlenebildiği; daha ileri yaşlarda ise zihinsel ve fiziksel bağımlılık geliştiren yaşlıların bir çocuğa dönüştükleri anlatıldı. Yaşlılığa hazırlanılması, yaşlanmadan önce bir takım tedbirlerin alınması gerekliliği, insanların yaşlılığa yaklaşırken ‘para ve insan toplamaları’nın önemi, üzerinde durulan başka bir konu oldu. Tıbbi olarak demans, Alzheimer gibi hastalıklara değinilerek bazen demansın şizofreni ile karıştırıldığının altı çizildi.

YAŞLILIK PSİKOLOJİSİ

Yaşlılık psikolojisi konusunda zihinde oluşturulan yaşlı imajına göre davranıldığı konusuna değinilirken, kronik bir hastalığın söz konusu olmadığı durumlarda, yaşlanmanın etkilerinin ancak 75 yaşından sonra hissedilmeye başlandığı, her tür değişikliğin stres kaynağı olduğu, sınırlılığı kabul etmenin oldukça zor, imkânların azalmasının sinir bozukluğu nedeni olduğu, ‘ergenlerin ulaşamadıkları bir takım şeyleri deneyimlemek için problem çıkarırken, yaşlıların deneyimlemiş oldukları şeyleri tekrar yapamayacak olmaları’nın problem yarattığı anlatıldı. Yaşlıların birine ihtiyaç duymalarının verdiği stresle egoist olmalarının doğal olduğunu söyleyen Dr. Ufuk Akın yaşlıların korktuğunu değil öfkesini gösterebildiğini, duygularını ancak çok yakın hissettiği birine söyleyebildiğini, bu yüzden yaşlılara çok yakın olan birinin gerekliliğini sözlerine ekledi.

Seminerde yalnızlık ve depresyonun farklı olduğu, depresyonda beyin kimyasının değişikliğe uğradığı ancak yalnızlıkta böyle bir değişimin söz konusu olmadığı irdelenirken yalnızlığın en fazla 45 -65 yaşları arasında hissedildiği, yaşlıya becerilerinin azaldığını hissettirmeden yardım etmek gerektiği, yaşlının öfkelerinin aslında kendi içlerindeki korku ve endişelerin dışavurumu, yaşlının yetişkin olduğu unutulmaması gereken bir çocuk olduğu, onların duygularının aynı konuşmayan bir bebeğin duyguları gibi okunmak, tercihleri sorulmadan onların adına kararlar almamak, onlara sabırla yaklaşmak, bilişsel ve sosyal destek vermek gerektiği seminerde interaktif olarak ele alınan konulardı.

GÖNÜLLÜLÜK CİDDİ BİR İŞ

Seminerde üzerinde çok durulan bir konu da gönüllülüktü. Gönüllülük sevgi ve gönül işi ve insana dokunulduğu için ciddiye alınması gereken bir iş... İhtiyaç anında gereken yerde olmayı, tutulamayacak sözü vermemeyi gerektiren bir iş... Güler yüzün, şefkatin, üst başın karşıdakinin gününü değiştirebileceği bir iş... Bir takım ve ekip işi. Profesyonel yöneticilerin gerektiği, sınırların iyi çizilmesi gerektiği bir iş...

Seminerin sonunda katılımcıların kimi “yıllar boyunca edindiği tecrübe ve bilgilerin çok da yanlış olmadığını öğrenerek mutlu oldu”, kimi “yaşlıları daha çok dinlemenin onları önemli kıldığını ve sevindiklerini, onlara karşı çok daha sabırlı olmak gerektiğini ve onların isteklerini ciddiye alması gerektiğini hissetti”, kimi “şimdiye kadar yapmış olduğu gönüllü çalışmalarını nasıl daha bilinçli, verimli ve yararlı hale getirebileceğimi öğrendi”, kimi de “zamanını boşa harcamayıp bir işe yaradığını anlayıp mutluluk duydu”.

Katılımcılara seminerde en çok etkilendikleri cümleler sorulduğunda kimi “eğer yaşlılarımızı bir şeye inandırmak istiyorsak; o şeye önce kendimiz yürekten inanmamız lazım” dedi, kimi “yaşlıların çok Az şeye ihtiyaçları var, ama o Az şeye Çok ihtiyaçları var”... Herkesi çok etkileyen ise Mevlana’nın şu dizeleri oldu:

“Ben sevdiğimi ne kalbimle severim ne de aklımla. Olur ya elbet bir gün kalp durur, akıl unutur. Ben sevdiğimi ruhumla severim, ruh ne durur ne unutur.”

Seminere katılan UÖML’de sosyal sorumluluk projesi olarak Kapınıza Sağlık Projesi’ni seçmiş olan öğrencilerin seminer sonrası kaleme aldıkları duygular oldukça önemli:

“Kapınıza Sağlık Ekibi olarak katıldığımız ‘Yaşlılara nasıl davranmalıyız?’ konulu seminerde düşündüğümüzden çok daha fazla bilgi edindik ve değişik bakış açıları, yaklaşımlarla karşılaştık. Fizik tedavi ve rehabilitasyon, yutkunma ve kas hareketlerinin değişimi gibi önemli bilgileri uzman kişilerden öğrenirken aynı zamanda yaşlılarla vakit geçirirken nelere dikkat etmemiz gerektiğinin üzerinden bir kez daha geçtik. Yaşlıların konuşurken kelimelere çok dikkat ettiğini öğrendik. Onlarla konuşurken kelimelerimizi seçmek zorunda olduğumuzu, zorlandığımız anda onlara belli etmeden konuyu değiştirebileceğimizi ve en önemlisi bizlere izin verdikleri kadar yaşam alanlarına girmemiz gerektiğini, onların da mahremiyetleri olduğunu ve her şeyi anlatmak zorunda olmadıklarını unutmamamız gerektiğini anladık. Hem sağlık hem de davranış biçimleri konularında eğitimi içeren bu seminerde kendimize çok şey kattık. Emeği geçen herkese çok teşekkür ederim.”

Reysi Haleva

“17 Aralık Salı günü Alef binasında gerçekleşen seminerin faydalı olduğu kadar bilinçlendirici ve öğretici olduğunu düşünüyorum. Öğrendiklerimi uygulayacağım bir sosyal sorumluluk projesi olan Kapınıza Sağlık Projesi’nin de bana deneyim kazandıracağına inanıyorum. Katıldığımız seminer birkaç konu içermekteydi. Fiziksel veya ruhsal hastalığı olan yaşlıların bakımı ve onlarla iletişim kurma yolları, acil bir durumda davranış şekilleri, hastalıkları öngörme ve rehabilitasyon yolları gibi... İnteraktif olarak gerçekleşen seminerde doğru olduğunu düşündüğüm birçok şeyin aslında yanlış olduğunu fark ettim. Soruları rahatça sorabileceğimiz ve herkesin gönüllü çalıştığı sıcak bir ortam vardı. Daha fazla gencin ve orta yaşlı insanın katılmasını, yaşlılara yönelik bilinçlenmesini isterdim.

Bir gün herkesin yaşlanacağını düşünerek bu semineri dikkatle dinledim ve merak ettiklerimi sordum. ‘Kapınıza Sağlık’ adlı sosyal sorumluluk projesinde yer aldığım için çok mutluyum. Daha bilinçli hareket etmek adına bu tür seminerlerin faydalı olduğuna ve biz gençlerin bu sorumluluğu üstlenmesi gerektiğine inanıyorum.”

Sami Palombo

“Okulumuzun katkılarıyla başladığım sosyal sorumluluk projesi olan ‘Kapınıza Sağlık’ temel olarak yaşlı insanlara yardım edip, onların hayatına neşe katmak üzerine kurulu bir proje. Okul Müdürümüz bu proje kapsamında Alef binasında düzenlenen seminere katılmamızı teklif ettiğinde ekip olarak hemen kabul ettik. Seminer öncelikle önemli bir panelle başladı. Panel temel olarak yaşlı bir hanım veya beyefendiye nasıl yaklaşmamız üzerine soru-cevap üzerinden ilerledi. Daha sonra kendi alanında profesyonel dört farklı konuşmacı herkesi gruplara bölüp kendi gruplarına alanları hakkında bilgiler verdi. Dört konuşmacıyı da dikkatle dinledikten sonra daha önce farkında olmadan yaptığım hatalar, birlikte vakit geçirdiğim yaşlı insanları nasıl daha mutlu edebileceğim hakkında fikir sahibi oldum. Seminer sırasında öğrenilenleri arkadaşlarımla tartıştım. Aslında bu konularda ne kadar bilgisiz olduğumuzu fark ettik. Artık sorumluluklarımızı yerine getirirken, yaşlılarda iletişimde hareketlerimizin ve konuşmalarımızın çok daha etkili olacağına inanıyorum.”

Vedat Levi

 

“17 Aralık Salı günü Alef çatısı altında ‘Yaşlılara nasıl davranmalıyız?’ konulu bir seminere katıldık. İki derneğin gönüllüleri için düzenlenmiş olan seminere biz de Kapınıza Sağlık Projesi aracılığıyla davet edildik. Kapınıza Sağlık Projesi kapsamında haftanın belirli zaman dilimlerinde yaşlıları ziyaret ediyoruz. Yapılan seminerde alanlarında uzman konuşmacılar bulunuyordu. Fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı, konuşma ve yutkunma becerisi uzmanı vb. Seminerde yaşlılarla nasıl iletişim kurmamız gerektiğini, onlara ne şekilde yaklaşmamız gerektiğini uzmanlara sorduk ve yaşlılar ne kadar izin verirse hayatlarına o kadar girebileceğimizi öğrendik. Onlarla konuşurken seçtiğimiz kelimelere dikkat etmemiz gerektiğini ve en önemlisi sabırlı olmamız gerektiğini anladık. İnteraktif olarak gerçekleşen bu günün bana çok büyük katkısı olduğunu ve kafamdaki soru işaretlerini giderdiğini düşünüyorum. Bu çalışmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ederim.”

Eslin Benhabib