Moiz Tiyatro Ekibi’nden kocaman bir ´TEŞEKKÜR´

Moiz Tiyatro Ekibi, geçtiğimiz yıl bir ilki gerçekleştirerek ‘Ne İşin Var Evde Moiz’ adlı oyunun gösterilerinden elde edilen geliri Hahambaşılık bünyesi altında oluşturdukları eğitim fonuna aktardılar. Herhangi bir derneğin çatısı altında olmaksızın yola çıkan ekip, ulaştıkları sonuçtan duydukları memnuniyeti dile getirirken yazının başlığına taşınan TEŞEKKÜR’ü dillerinden düşürmedi

Ester YANNİER Toplum
2 Ocak 2014 Perşembe

Ekip adına söz alan yapımcı Ceki Karmona, gösteriden elde edilen gelirin burs ihtiyacı olan öğrencilere kaynak sağlamak amacıyla fon oluşturmaya karar verdiklerini, bu fikrin babasının Cemaat Başkanı İshak İbrahimzadeh olduğunu vurguladı ve kendilerine tüm seyahatlerinde eşlik eden Hahambaşı Rav İsak Haleva ile Başkan’a çok teşekkür etti. Karmona sözlerine şöyle devam etti: “Çok büyük zorluklar ve imkânsızlıklarla çalıştık. Bir kişi birçok görevi üstlenmek zorunda kaldı. İkinci büyük teşekkürümüz amacımızı öğrendikten sonra maddi destek veren hayırseverlerimize. Üçüncü teşekkürümüz ise seyircilerimize… ‘Ne İşin Var Evde Moiz’i İstanbul’da dört bin, İzmir’de 500, İsrail’de ise 1,500; toplamda altı bin kişi izledi. Bu bir rekor… Onlar olmasaydı, desteklemeselerdi, yarınlar için kendimize de bir proje üretebilme cesareti bulmazdık. Yaratılmış olan fonun beklentilerin üzerine çıkmış olması bizlere büyük bir manevi haz veriyor. İzmirli dostlarımız bize “Çok uzun zamandır 400 kişi bir araya gelmedik,” dediler. Orada bizleri mükemmel ağırlayan başta Cemaat Başkanı Jak Kaya olmak üzere İzmir Cemaati Yönetim Kurulu’na ve İzak Strugo’ya teşekkür ederiz. İsrail’de Türkiyeliler Birliği Başkanı Zali De Toledo, Momo Uzsinay ve ekibine teşekkür ederiz.

Beti Duenyas projeye oyuncu olarak katılacaktı. Yoğun temposu buna engel oldu ise de her gece oyunun açılış konuşmasını yaptı. Eşi Eli Duenyas ile birlikte her zaman yanımızdaydılar. Kendilerine teşekkür etmek istiyorum…

Bu serüvenin her adımında bizleri hiç yalnız bırakmayan Rea Hanımları’na ayrıca teşekkürü borç biliriz.

Belkıs Sezer makyözümüzdü, biz insanları güldürüyorduk, o da bizi güldürüyordu… Kocaman teşekkür.

Burada ortada olan bir marka, ‘Moiz’ var. Demek ki burada bir şeyler üretiliyorsa en tepede Jojo Eskenazi, yani Moiz var. Moiz olmasa da hepimiz oyun oynarız ama bu neticeyi elde edemeyiz; kocaman bir teşekkür de Jojo Eskenazi’ye…

İsrail’de Petah Tikva’da üç oyun oynadık; iki suare, bir matine. İkinci suareyi bitirdiğimizde izleyenler oyunun sonunda yaşadıkları duygu yoğunluğundan ağlamaya başladılar. Bizler de ağlamaya başladık… Büyük bir duygu fırtınası yaşadık… Hayatımda bir kez daha yaşayabileceğimi düşünmüyorum.”

Leon Bonofiel: “Eşim Fani Bonofiel’e verdiğim destekle bu ekiple yıllardır beraberim. Farklı hobilerim olsa bile kendi işimden sonra zamanımı yalnız eşimle geçiririm. Hem eşime destek olmak, hem de çok sevdiğim bu güzel insanlarla bir arada olmak adına zamanımı ayırdım. Yaratıcılığıyla, çalışmalarıyla, güzellikleriyle Ceki Karmona ile birlikte bazı bürokratik ilişkileri üstlendik, elimden geldiğince ona yardımcı oldum. İşin sonunda da bana oyunda bir rol verdiler. Gayemiz elde edeceğimiz geliri çocuklara aktarmaktı. Bu manada hiçbir zorunlu harcamayı yapmadık, tasarruf ettik. İyi de bir sonuç aldık. Bir kez daha bu ekibe ortaya çıkardıkları bu eser ve yaptıkları yardımlar dolayısıyla teşekkür ediyorum.”

Eti Anahmiyas: “Uzun yıllar ara verdiğim çalışmalara bu oyun sayesinde geri göndüm. Burada bulunan herkese teşekkür ediyorum. 30 senelik bir cemaat hayatında herkes kendine göre çok çalışıyor ve çok veriyor. Şuna inanıyorum ki; verilenden çok daha fazla haz duyuyorsunuz, öğreniyor, kendinizi geliştiriyorsunuz, sosyalleşiyorsunuz. Şimdiye kadar hep bir dernek çatısı altında çalıştık, bu bizim için bir ilkti. Zordu ama bunu yapmaya bir nevi ant içtik. Kimi insanlar bir işi yapar sonra başka işe girişir. Kimileri ise aynı anda 4-5 işi yapabilir. Bu ekip de böyle insanlardan oluştu; hatta aramızda aynı anda on işi yapabilen dahi var. Bu ekibin göz ardı edilemeyecek bir gücü var. Şahsım adına şunu söyleyebilirim hayatında belki hiçbir derneğin tiyatrosunu seyretmemiş olan kişiler dahi eğitime katkı amacını taşıdığını söylediğimizde ikiletmeden hemen destek verdiler. Moiz fanatiklerinin yanı sıra bu kez çok da genç seyircimiz vardı. Bunu yapabildiğimiz için çok gururlu ve çok mutluyum…

Jojo Eskenazi: “Burada bulunmamızın asıl nedeni teşekkür. Bu teşekkür, çok zor bir teşekkür. Bizim inandığımız oyunumuza, seyirciyi inandırmak çok zor. Eğitim için olunca herkes hemen bilet alır. Ama oyunun güzel olması lazım, oyun güzel olacak ki devamı gelsin. Burada iki olay yaşadık, ilki topluma güzel bir oyun sunduk, ikincisi oyunun karşılığında eğitime destek sağladık. Onun için önce ekibe teşekkür ediyorum. Herkesin dediği gibi bir aile gibi uzun bir süre, bir buçuk yıl çalıştık. Ben Jojo Eskenazi, oyunun Moiz’i olarak şunu belirtmekte yarar görüyorum, Moiz olsun veya başka bir isim olsun mühim değil. Oyunun sonunda ekip halinde çıkıp seyirciyi selamladığımızda işte o an ekibin genelinin aldığı haz ve mutluluk. ‘Az yoruldu, çok yoruldu,’ aramızda böyle bir şey yok. Zarfları aynı dolulukta alarak kalplerimize koyuyoruz. Onun için tüm ekibe teşekkür ediyorum, ekip el ele tutuştu ve amaca ulaştı. Teşekkür ediyorum; bizi cemaatimiz destekledi, teşekkür ediyorum; toplumumuz biz kucakladı… Ama işin doğrusu biz de bunu hak ettik…”

Solita Algazi: “Yaklaşık on seneye yakın her türlü dernek faaliyetinden uzaktım ve sahneye çıkma düşüncem yoktu. Ekibe sadece destek verebileceğimi belirtmiştim. Ekipte eksik olduğunu belirtip Moiz’in annesi rolünü teklif ettiler. Ancak amaç o kadar kutsal ki ertesi gün oynayacağımı belirttim. İlk provada yapamayacağımı düşünerek ağladım, ancak ekibin verdiği enerjiyle sanırım bu iş oldu. Bu rolün Tanrı’nın bana bir hediyesi olduğunu düşünüyorum hayatıma değer kattı. İyi ki varsınız, iyi ki bu iş oldu…”

Hayatında hiç çiçek büyütemediğini dile getirerek konuşmasına başlayan Deniz Karmona Benbiçaço, “Oyun başta bir tomurcuktu, toprağın altına koyduk, desteklerle sulandık, beslendik bu oyun bize bir ağaç olmayı öğretti. Öğrenciler ise gölgemizden yararlandılar. Benim teşekkürüm ise çiçek bile büyütemeyen bana bir ağaç olabilme şansı tanıyan ekibe... Gerçek bir aileye dönüştük… Bu ruhu kaybetmemeyi diliyorum. İsrail’e İzmir’e gittiğimizde kimimiz akşam geldi sabah döndü, önceliklerimiz değişti,” dedi.

 

Şahsı adına ekibe ve yardımlarını esirgemeyen cemaate teşekkür ederek sözlerine başlayan Fani Bonofiel, başarıya giden yolda çok zorluklar çektiklerini ancak bu zorlukların kendisini, Ceki ve Jojo’yu da yıldırmadığını ve yola devam ettiklerini vurguladı.

Bonofiel unutamayacağı bir anıyı şöyle paylaştı:

“Son prova 13 Mart, ertesi gün 14 Mart hem Lolita Amram’in hem de Einstein’ın doğum günü. Son sahnede Moiz’e benim Einstein’ımsın diyorum ya bilerek olmadı tesadüf… Son provada Jojo, gece 12’de ‘Bu oyunun ikinci perdesini bu şekilde oynamam,’ dedi. Tüm protokol ve özel davetliler gelecek… Herkes iptal edelim dediyse de kimse iptale yanaşmadı, sabaha kadar prova yapılacak denildi hiçbir gelişme kaydedilemedi. Jojo, ertesi sabah eşine yazdırdı, bana ve Solita’ya telefon etti… Ben bunu yapacağım, sen bunu yaparsın dedi.  Bunu ilk kez şimdi açıklıyorum, prömiyerde ikinci sahneyi provasız sahneye çıktık. Seyredenler hatırlayacak ikinci perdede ‘Muhteşem Yüzyıl’ kostümleriyleyiz içimden dualar okuyorum, perdeler açıldı kimse Moiz’in ne diyeceğini bilmiyor. Sultan olarak oynayacaktı elinde bir demet maydanozla geldi. Tanrı hepimize birer melek gönderdi… Oyunu oyun yapan sahneler oldu...”

Fredi Levi: “Bu ekiple uzun yıllar bir derneğin çatısı altında sahne aldım. Rol bana teklif edildiğinde ilk başta sıradan bir rol olarak düşündüm. Ancak görevin verdiği sorumluluk hissi hiçbir duygu ile kıyaslanamaz. Örneğin, İsrail’e bir günlüğüne gittim, iki oyun oynadım ve geri döndüm. Oyuna hazırlanırken birçok zorluktan geçtik. Kimi zaman birbirimizi kırdık. Biz bir aileyiz, hepsi geride kaldı, kenetlenmiş bir şekilde çalışmaya devam ediyoruz. Bize başarı yolunda destek verenlere teşekkür ediyorum.”

Leni Benbiçaço: “Moiz ekibindeki herkesi daha evvelden tanımama rağmen onlarla aynı sahneyi paylaşmak ‘Ne İşin Var Evde Moiz’ oyununda kısmet oldu. Oyunun hazırlık süresinde hem çok öğretici hem de çok ilham verici bir süreçten geçtik. Böyle bir ekiple birlikte, topluma yarar sağlayan bir oyunda yer almak beni çok mutlu etti. Daha da önemlisi uğruna çalıştığımız amacın benim senelerdir mesleğim olan eğitim için olmasından dolayı oyunun ve ekibin yeri benim için bambaşka.
Bu zorlu projenin başarıya ulaşmasında en büyük etkenin ekibin dost bir aile olması olduğunu vurgulayarak konuşmaya başlayan Luiz Karmona, “Gerek yazım aşamasında, gerek provalarda, gerekse sahne arkasındaki ilişkilerde hep beraber güldük hem beraber ağladık. Bu duygu beni çok etkiledi. Bu nedenle tüm ekip arkadaşlarıma ve öncelikle de eşim Ceki Karmona’ya teşekkür ediyorum; projede hepimizi ayakta tuttu. Bu projede kızlarımız hatta damadımız da görev aldı,” dedi.

Eğitim fonuna katkıda bulunabilmesine olanak sağlayan Hahambaşı Rav Haleva’ya ve Cemaat Başkanı İbrahimzadeh’e şahsı adına teşekkür eden Tuna Eskenazi, oyuna hazırlanırken çok güldüklerini belirtti ve “Bazen sesimizi yükselttik bazen de üzüldük. Ancak sonuç çok güzel oldu. Başta içinde her zaman yardım ruhu taşıyan eşim Jojo Eskenazi’ye, ailem gibi saydığım Fani Bonofiel’e ve tüm ekibe destek olmaya çalıştım. Dileğim Moiz Tiyatro Ekibi olarak başarılara imza atmamız… Alkışlarını ve desteklerini bizlerden esirgemeyenlere, ailelerimize, Grup Rea’ya ve seyircilerimize teşekkür ediyorum.”

Yusuf Çiprut: “Arkadaşım Solita sayesinde ekibe dahil oldum. Bu ekipte olmak büyük bir ayrıcalık… Son iki oyunda sahneye çıkmayacak bir arkadaşın rolünü üstlendim. Hayatımda ilk kez sahneye çıktım.”

Söyleşimize son noktayı koymak üzere söz alan Ceki Karmona, öncelikle ekiplerinde olan Renin Karmona, Melisa Baron’un sohbetimize gelemediklerini belirtti. Ekibe destek verdiği için ayrıca Şalom’a da teşekkür etti ve Moiz Tiyatro Ekibi Eğitim Fonu’nu desteklemek için bu ekip çalışmaya, üretmeye devam edeceğini söyledi.