Çocuklarımın bu dünyaya gelirken beni seçmelerinde bir sebep olduğuna inanırım. Her gelen nesil bir öncekinin öğretmenidir. Bizden daha farkında, bizden daha gelişmiş doğarlar. İlk oğlumun doğumu ile kendimi kişisel ve ruhsal gelişim eğitimlerinde buldum. Acaba bu bir tesadüf müydü?
Belli bir yaşa kadar doğrular, yanlışlar, olması gerekenler, kaygılar, korkular, sorumluluklar ve çeşitli anlamları ve kavramları öğrenerek, hayatımda da tecrübe ederek büyüdüm. Sonra birden bire içime dönmemi, içimdeki çocuğu önce keşfetmemi, sonra onu dinlememi söylediler. Valla ben içimde çocuk olduğunu hiç bilmiyordum. Bir çocuk doğurmuştum ama amacım ve doğru bildiğim beni büyütenler gibi benim de yavrumu doğru ve yanlışları öğreterek, onu koruyarak büyütmek idi.
Ama şimdi gittiğim her seminerde dinlediğim her konuşmacı önce içimdeki kendi çocuğumu keşfetmemi defalarca söyleyip durdu. İyi de amaç zaten yıllarca içimizdekini büyütüp adam etmek değil miydi?
Değilmiş meğersem. Amaç; içimizdeki çocuğu hep çocuk olarak korumakmış, çünkü bize yaşam enerjimizi, neşemizi, ümidimizi veren hep o büyümemiş çocukmuş. Bizim korkmamızı sağlayan, endişelenmemize sebep olan, kaygılar ile kafayı yememize ve kimi zaman ise agresifleşmemize sebep olan gene o içimizdeki çocukmuş meğer.
Bizi büyütürlerken kulağımıza fısıldadıkları doğru ve yanlış değerleri içselleştirip, çoğu zaman başkalarının korku ve endişelerini ödünç alıp büyüttüğümüz aslında sadece bedenimizmiş. İçimizde ki çocuk hep orada ve çoğu zaman da görünmeyecek ve duyulmayacak kadar derinlerde gömülü kalırmış, büyümeye çalıştığımız yıllarda. Öyle de olmuş...
Geçen gece küçük oğlumu seyrediyordum. Müzik eşliğinde yatak odamda keyifle dans ediyordu. Ama ne ritim, ne hareket uyumu, ne komik görünüyor muyum, ne de dalga geçen olur mu endişesi olmadan. Özgürce içinden gelen tüm hareketleri sergiliyordu. Birden fark ettim ki seminerlerde öğretmeye çalışılan tüm konuları aslında bilerek dünyaya geliyor ve uygulamaya çalışıyoruz. Aynı oğlum gibi. Ve maalesef ki büyürken, “ama etraf ne der”, “aman düzgün davran”, “aman duygunu toplum önünde belli etme” gibi kalıplar ile törpülenip, nasırlaşıyoruz. Bir an geliyor ki duygularımızı bile anlamakta, tarif etmekte zorlanıyor, kendimizi ifade ederken hep düşünce de kalıyoruz. “meli-malı”lar ile yaşamaya başlıyoruz. İşte o an içimizdeki çocuk ile tüm teması kaybetmiş oluyoruz.
Geçen gece, bunu fark ettiğim an, bende oğluma katıldım. Kendimi müziğe bıraktım ve öylesine sallandım. Sonra onunla çocuk oldum. İşte o an içimde ki küçük Raquel’i bir an için bile olsa duydum. Ve gecenin devamını oğlum ile oynamaktan keyif alarak geçirdim. Çünkü oğlum ile oynayan aslında içimdeki küçük Raquel idi.
Küçük bir ipucu vermek istiyorum; bunu yaparken tüm elektroniklerden uzak durarak, eşyalara zarar gelme endişelerimizden sıyrılarak ve kurallarımızı esneterek, yatma saatimizi bir gece olsun takmadan, kendimizi o ana teslim ederek geceyi aynı yatakta huzurla noktaladık.
İçinizdeki çocuğu bulmanız dileği ile...
Çocuklarınızdan destek almanızı tavsiye ederim. Bu konuda şaşırtıcı derecede yardımcı olabilirler çünkü bizden daha tecrübeli oldukları belki de tek konu bu diyebilirim.
Sevgi ile kalın, sevgiyi paylaşın...
Kibritçi Kız Müzikali
Zorlu’da yeni bir çocuk oyunu, hem de bedava! Kibritçi Kız Müzikali, sokak çocukları için “farkındalık” yaratmayı amaçlıyor. Kasım 2013-Nisan 2014 (Bilgi için: 0850 222 67 76)
Konuşan Trafik Müzikali
Profilo Gösteri Merkezi’nde, bir bedava çocuk oyunu daha. Neden-sonuç ilişkisi ve ortak deneyimle yol güvenliği eğitimi hiç olmadığı kadar eğlenceli bir dille anlatılıyor, kolayca kavranıyor. Aralık, Ocak, Şubat aylarında Cumartesi günleri saat:11.00’da.
(Bilgi için: 0212 219 49 86)
Resim ve Öykü Atölyesi
Kuzguncuk’ta Simla Sunay’ın atölyesinde çocuklara çizgi ve renk ile ifade etme, resimle hikâye etme becerisini kazandırma çalışmaları yapılacak. İletişim: [email protected]
Kitap Kurdu:
Büyümüş de Küçülmüş
Carlo Collodi, Pinokyo’nun yazarından 1800’lü yıllarda yaşayan çocukların portresi.
Küçük Kral DAGOBERT
Bu küçük kralın okumaya değer birçok hikâyesinden birini muhakkak alın!
Karaböcü Hoş Geldi 1
Okul değiştiren bir çocuğun arkadaşsız kaldığında, her dediğini anlayan, sıradışı özelliklere sahip olan bir siyah kedi ile kurduğu dostluğun hikâyesi.
Bu Hayat Sizin
İpek Ongun’dan gençlere kişisel gelişim hakkında öneriler.
Beyaz Perdeden Seçmeler:
NİKO 2 SİNEMALARDA
Rengeyiği Niko, ortadan kaybolan küçük erkek kardeşini aramaya başlar. Fakat macera ile dolu bu yolculuğa yalnız çıkması mümkün değildir. Bu yüzden arkadaşlarından yardım alır.