Yahudilik ve Melekler (7): Düşmüş Melekler

Bu hafta, Tevrat’ta adları geçen veya simge olarak kullanılan Cennetten kovulmuş ‘Düşmüş Melek’lerden söz etmek istiyorum

Sara YANAROCAK Kavram
4 Aralık 2013 Çarşamba

Kötü davranışları olan ve Tanrı’nın göksel kurallarına isyan eden, bu yüzden cennetten sürgün edilen meleklere Düşmüş Melekler denir. Tevrat’ta bunlardan çok söz edilmemekle birlikte, din bilginleri bunları günahkâr ve cennetten kovulmuş melekler olarak kabul eder. Bunlar cennette melek orduları ile savaştıktan sonra yenilmişler ve yeryüzüne düşmüşlerdir. Satan (Şeytan), cinler, iblisler ve gözcü melekler bunların arasındadır.

Bu melekler tarih boyunca ve günümüzde dinsel metinlerde, edebiyatta, görsel sanatlarda çokça yer almaktadır.

Bu meleklere; ‘Tanrı’nın Oğulları’ Nefillerin (Nefilim) Babaları” ve ‘Gözcü Melek’ler denilmektedir.

NEFİLİM

Tora’nın birinci kitabı olan Yaratılış (Bereşit) kitabında; Nefilim hakkında bilgi mevcuttur. Onlardan ‘Tanrı oğulları’ olarak bahsedilmektedir.

“Ve vaki oldu ki, toprağın yüzü üzerinde adamlar çoğalmaya başladı ve onların kızları doğduğu zaman, Tanrı Oğulları, adam kızlarının güzel olduklarını gördüler ve bütün seçtiklerinden kendilerine karılar aldılar (…)

Tanrı Oğulları, insan kızlarına vardıkları ve bu kızlar onlara çocuk doğurdukları zaman, o günlerde ve ondan sonra yeryüzünde Nefilim (dev adamlar) vardı; bunlar eski zamandan zorbalar, şöhretli adamlardı.”

Böylece Tanrı, tüm bu yaratıkları ve onlarla aile kuran insanları yok etmeye karar verdi. Böylece Nuh Tufanı gerçekleşti. (Yaratılış Kitabı: Bap 6)

Enoh’un (Hanoh) birinci kitabında ilk insanları uzaktan izleyip, rapor vermekle görevli olan Gözcü baş melek Semyaza’nın önderliğinde dünyaya gönderilmiş ‘Gözcü Melek’lerin, zaaflarına yenik düşüp, insan ırkının kadınlarıyla birlikte olmaları sonucu Nefillerin türediği yazılıdır. Nefiller, melek babalarının aksine, doğaüstü yanları aza indirgenmiş, kanatları doğaüstü güçlerden ziyade, nefes almaya yarayan organlara dönüşmüştür. Ezekiel’in kitabında, (32:27) bölümünde onlardan ‘Devler’ diye bahsedilmektedir. Tevrat’ın diğer bölümlerinde onlardan; Emim (korku verenler), Refaim (Ölüler), Anakim (uzun boylular), Giborim (kahramanlar, cesurlar) diye söz edilmektedir. Nefilim’den, Tevrat’ta tam 150 kez Giborim olarak bahsedilir. Şelomo’nun kitaplarından ‘Atasözleri Mişle’de (30:30) ‘Aslanlar’, Yaratılış Kitabı’nda (10:9) ‘Avcılar’, Yeremya’nın Kitabı’nda (51:30) ‘Askerler’, Daniel Kitabı’nda (11:3) ‘Liderler’ olarak bahisleri geçmektedir.

Birinci Samuel Kitabı’nın 18.bölümünde, bahsi geçen David ile Golyat öyküsünde, genç David’in sapan ve taşla yere yıkıp başını kestiği dev adam, Pelişti Golyat’ın bir nefil olduğu, daha sonra din bilginleri tarafından yazılan Midraş Kitabı’nda kayıtlıdır.

Gözcü Meleklerden, Daniel Kitabı’nda bahsedilir: “ve mademki kral gözcü ve mukaddes bir meleğin göklerden inmekte olduğunu gör dü…” Daniel Kitabı Bap 4.

SATAN

Tevrat’ta, Satan’dan, melek diye söz edilmez, ayrıca düşmüş bir melek olduğundan da bahsedilmez. Satan, İbranice, kötücül, düşmanca davranan, sıkıntı veren anlamına gelmektedir.

Satan’ı Tevrat’ın üç ayrı yerinde, Tanrı’dan çok aşağı yerlerde, kalitesiz rollerde görmekteyiz.

“Ve Rabbin önünde durmakta olan Kohen Gadol (Büyük Kahin) Yeşu’yu ve ona hasım olmak için onun sağında durmakta olan Satan’ı bana gösterdi. Ve Rab Satan’a dedi: Seni Rab azarlasın ey Satan; evet Yeruşalayim’i seçmiş olan Rab seni azarlasın.” (Zeharya 3:1-2)

“Tanrı’nın oğulları, Rabbin önünde yine kendilerini takdim etmeğe geldikleri gün vaki oldu ki, onların arasında Satan da Rab’bin önünde kendini takdim etmek için geldi. Ve Rab Satan’a dedi: “Nereden geliyorsun?” (İyov :Bap 2)

“Ve Satan, İsrail’e karşı kalktı ve İsrail’i saymak için David’i tahrik etti” (1. Tarihler: Bap 21)

Din dışı İbrani metinlerinde Satan, kötülüklerin başı, iblis ve cinlerin ordusunun lideri olarak tanıtılır. Cennetten atılmıştır ve düşmüş bir melektir. Daha sonraki yüzyıllarda yazılan metinlerde ise melekler veya Maşiyah(Mesih) tarafından yok edileceğinden bahsedilir.

‘Düşmüş Melek’ler hakkındaki diğer düşünceler ise Yahudi inanışları arasında, II. Bet ha Mikdaş döneminde başlamıştır. Bu düşünceler genellikle Azazel ve Satan üzerine kurulmuştur. Ortaçağ’dan itibaren ise, din bilginleri daha rasyonalist düşünerek, ‘Düşmüş Melek’lerden ziyade, kötücül varlıkların olduğunu her ne kadar kabullenmişlerse de, onların iyilik karşısında mağlup olacaklarına ve yok olacaklarına inanmışlardır.

Yahudi inanışında ‘Satan’, Yetzer Ara” (kötücül hevesler, meyiller) fikri ile özdeşleştirilir.

Örneğin İyov Kitabı’ndaki Tanrı ile Satan’ın diyalogunda, Maymonides, kötü meyilleri örneklemek için Satan’ın bir meatafor olarak kullanıldığını düşünmektedir.

Yine aynı şekilde, Sayılar Kitabı’nın 22:22 bölümünde ‘Balam’, Birinci Samuel Kitabı’nın 29:4 bölümünde ‘Akiş’, ve Mizmorlar Kitabı’nın 109:6 bölümündeki ‘Kötü Adam’ Satan ile özdeşleştirilen kişi ve metaforlardır.

AZAZEL

Azazel adı Tevrat’ta üç kez geçmektedir. Yahudi geleneğinde Azazel adı hem ‘günah keçisi’ hem de ‘düşmüş melek’ veya ‘iblis’ olarak kullanılır. Moşe Peygamber ve halkı Sina Çölü’nde 40 yıl boyunca Mişkan’da, daha sonra birinci ve ikinci Bet ha Mikdaş dönemlerinde, Kohen Gadol günahlara kefaret olarak takdimler sunardı. Tişri ayının 10.gününde(Yom Kipur), tören sırasında Kohen Gadol halkın günahlarını itiraf ederken, ellerini bir keçinin üzerine koyardı. Daha sonra bu keçi yabana salınır ve bir uçurumdan aşağı atılırdı. Bu, kefareti ve Tanrının bağışlayıcılığını sembolize ederdi.

Birinin suçlarını yüklenen başkası, demek olan ‘günah keçisi’ kavramı bu törenden kaynaklanır. Moşe’nin üçüncü kitabı olan Levililer’in 16. Babı’nda ilgili yasa şöyle açıklanır: “ve iki ergeci alacak, onlarla Rab’bin önünde toplanma çadırının(Mişkan) kapısında duracaktır. Ve Aaron bir kura Rab için ve bir kura Azazel için, olmak üzere iki ergeç üzerine kura çekecek. Ve Aaron üzerine Rab için kura düşen ergeci takdim edecek ve onu suç takdimi olarak arz edecektir. Fakat Azazel için üzerine kura düşen ergeci, onun için kefaret etmek, onu Azazel için çöle salıvermek üzere, canlı olarak Rabbin önünde durduracaktır.

Azazel, Kabala düşüncesine göre, Enoh Kitabı’nda belirtildiği gibi olan ve insan kızlarıyla evlenerek dünyada Nefilim çağını başlatan, ‘Düşmüş Melek’lerin başı, Satan’ın Âdem’e secde etmek emrinin verilmesinden önceki ismidir. İbranicede El (Tanrı) tarafından Azeez (desteklenmiş) anlamına gelir. Kipur Günü’nde Bet ha Mikdaş’daki hizmette yer alan iki keçiden, halkın günahını yüklenen birinin gönderildiği yer veya meleğin adıdır.

Midraş Yalkut’ta yazılı olan: “Noah (Hz.Nuh) tufanından önce puta taparlık yayıldı, Tanrı bu duruma çok öfkelendi. İki melek; Şamhazai ve Azazel Tanrı’ya; ey evrenin efendisi, dünyayı yarattığında, sana o çok önemsediğin insanın ne mal olduğunu söylemedik mi?

Tanrı: Çok iyi biliyorum ki, eğer dünyanın hükmünü size verseydim, kötü tutkulara kapılıp, insanlara karşı acımasız ve zalim olacaktınız.

Melekler: Eğer insanların arasına karışmamız için bize izin verirsen, bilgelikle ismini yücelteceğimizi göreceksin.

Tanrı: Gidin ve insanlar arasında yaşayın, size izin veriyorum… Çok geçmeden Şamhazai, Ester isimli genç ve güzel bir kız gördü ve onunla olmak istedi. Kız: ‘sizin göklere çıkabilmenizi sağlayan o sihirli kelimeyi bana öğretmeden seninle olamam’ dedi. Melek kelimeyi kıza öğretti, kız kelimeyi söyleyerek göğe yükseldi. Kız kendini ahlaksızlıktan uzak tuttuğu için göklere, ‘Yedi Yıldız’ın arasına yükseldi ve oradan Tanrı’ya övgüler sundu.”

Melekler daha da ileri gidip güzel insan kızlarıyla ilişkiler kurdular ve çocukları ‘Nefilim’ oldu.

Yahudi inancında, Satan veya Azazel şu sözlerle anlatılıyor: “Kemalin mührü, hikmetle dolu, güzellikte tam olan sendin. Sen Eden’de Tanrı’nın bahçesinde idin; sarı yakut, kırmızı akik, beyaz akik, gök zümrüt, akik, yeşim, safir, kızıl yakut, zümrüt taşları ile bütün değerli taşlarla ve altınla kaplanmıştın. Sen meshedilmiş gölge salan Kerubi idin ve seni ben diktim. Tanrı’nın mukaddes dağı üzerinde idin, ateşten taşlar üzerinde gezdin (…) Sende kötülük olduğu bulununcaya kadar, yaratıldığın günden beri kâmildin (…)Senin içini zorbalıkla doldurdular ve suç işledin. (…) ve seni Tanrı’nın dağından attım. Ve seni gölge salan Kerubi, ateşten taşlar arasından atıp yok ettim (…) seni yeryüzünde kül ettim (…) ve ebede kadar yok olacaksın.” (Ezekiel 28:12-19)

 

ÖLÜ DENİZ YAZITLARI  (Qumran Mağaraları)

II. Bet ha Mikdaş döneminde kaleme alının Ölü Deniz Yazıtları’nda Azazel hakkında birçok metinler bulunmuştur. Bu metinlerde Azazel’den kötü ruhlu bir iblis olarak bahsedilmektedir. Devler Kitabı’nın 4. ve 6. satırında düşmüş bir melek olarak adı geçmektedir. Daha önce düşmüş olan meleklerin barındığı Hermon Dağı’na indirildiği yazar. Enoh’un Kitabı’nda Azazel, ‘Gözcü Melek’ler arasında anarşi ve isyan yaratan olarak anlatılır. İnsanlar arasında fitne yaratan, onları savaştıran, kılıç, kalkan, bıçak, kama, zırh yapmayı öğreten o’dur. Kadınların cinselliğini öne çıkartan çıplak resimler çizmeyi erkeklere öğretir.  

 

devam edecek...