İsrailli araştırmacılardan devrim niteliğinde yakıt projesi

Tel Aviv’de gerçekleşen ‘Bloomberg Fuel Choices Summit’ adlı konferansta alternatif sıvı yakıt üreten yeni bir proje tanıtıldı. Bu proje ile yakıt üretimin çok daha ekonomik olabileceği belirtiliyor

Dünya
20 Kasım 2013 Çarşamba

İsrail Ben Gurion Üniveristesi’nden bir grup araştırmacı geçtiğimiz çarşamba Tel Aviv’de yapılan ‘Bloomberg Fuel Choices Summit’ adlı konferansta dünyada en çok bulunan iki madde olan hidrojen ve karbondioksitten alternatif bir sıvı yakıt üretecek devrim niteliğinde bir metot bulduklarını açıkladı.

Yeni bulunan metodun, sıvı yakıtların üretiminde en yaygın uygulama olmasının beklendiğini söyleyen Ben Gurion Üniversitesi araştırma görevlisi Prof. Moti Herskowitz yaptığı açıklamada, “Konvansiyonel metotlar olan karbondioksit yakalama ve su elektrolizi, teknolojik ve ekonomik olarak uygulanabilir olacak,” dedi.

Ham petrolün sınırlı olması, sıvı yakıtlara dönüştürülürken küresel iklim değişikliğine yol açması ve atmosfere çok fazla sera gazı emisyonuna sebebiyet vermesi nedeniyle bugün tüm dünyada bir alternatif enerji arayışı sürüyor.

Ben Gurion Üniversitesi ekibi, yaptıkları buluşun, diğer alternatif yakıt teknolojileri ve elektrikli arabalar gibi altyapı sorunlarına takılmayacak olması, üretim ve lojistik imkânlar olarak halihazırda olan düzen içerisinde kullanılabilmesi sebebi ile başarılı olacağına inanıyor. Araştırmacıların ‘Yeşil besin’ adını verdikleri iki maddeden oluşan ve yapısal olarak sentetik ham petrolle benzerlik taşıyan bu ürün, sentetik ham petrol ile aynı yöntemler kullanılarak sıvı yakıta dönüşebiliyor. Ürün, lojistik altyapısı ile benzin istasyonlarına taşınabilecek.

Metodun adım adım ilerlemesi gerektiği görüşünde olan araştırmacılar konuyla ilgili olarak, “Başlangıç ürünleri olarak karbondioksit, su, doğalgaz veya biyokütle/biyogaz ürünlerini kullanılarak başlayacak teknoloji uygulama ilerledikçe sadece su ve karbondioksit kullanarak devam edecek,” açıklamasını yaptılar.

Herskowitz de bu teknolojinin 5 ila 10 yıl içinde halihazırda kullanımda olan teknoloji ve alt yapının da kullanılarak tam anlamı ile bir gerçeklik kazanabileceğini ifade etti.