Maskelerin ardında kılıçların çekildiği bir dünya: ESKRİM

Küçük yaşına rağmen büyük adımlar atan zeki ve hayat dolu bir genç kız Lea… Daha geçtiğimiz mayıs ayında Alanya’da düzenlenen Türkiye Şampiyonası’nda Süper Minikler Bayanlar Flöre Klasmanında 1. olan Lea’nın başarıları sadece eskrimle de sınırlı değil.

Spor
6 Kasım 2013 Çarşamba

Roza Saba yazdı...


Lea aynı zamanda hem okulunda hem de konservatuvarda kusursuz bir öğrenci. Kendisini daha yakından tanımak için Lea ve babası Daniel Levi ile Beşiktaş’ta buluştuk ve birlikte çok keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Baba ve kız bize eskrimden ve eskrimin hayatları üzerindeki etkilerinden bahsettiler.

Lea, bize biraz kendinden bahsederek, eskrime nasıl başladığını anlatabilir misin?

Lea: 11 yaşındayım. Bilfen Çamlıca İlköğretim Kurumları 6. sınıf öğrencisiyim. İki küçük kardeşim var. Eskrim ile ilgileniyorum. Aynı zamanda dört yıldır konservatuvarda piyano eğitimi alıyorum. Eskrime üç yıl önce annemin önerisiyle, hem gayret hem zekâ gerektiren bir spor olması sebebiyle başladım. Altınyurt Spor Kulübü’yle altı aylık bir deneme süreci sonrası müsabık olarak anlaştık ve o zamandan beri birlikte çalışıyoruz.

Ana hatlarıyla eskrim hakkında bizi biraz bilgilendirebilir misiniz?

Lea: Üç eskrim biçimi var;  Flöre, Epe ve Kılıç. Ben flöre dalında yarışıyorum. Flöre aslında epe’nin antrenmanı olarak geliştirilmiş. Epe’de silahı rakibinizin vücudunda herhangi bir yerine değdirdiğiniz zaman tuş yaparak puan alıyorsunuz. Flöre’de ise hedef olarak sadece gövde kısmı var. Epe’de hedefi tutturma yeteneğine pek ihtiyacınız yok, ancak flöre’de daha fazla hedef odaklı çalışmanız gerekiyor.

Daniel Levi: Eskrimin kökeni aslında tam olarak bilinmese de Avrupa kökenli, düellodan ortaya çıkan bir spor olduğu biliniyor. Epe, tam olarak düelloyu simgeliyor. Düello öncesi yapılan antrenmanlar flöre’yi oluşturuyor. Flöre’de hedef ve silah daha küçük, kurallar daha sıkı. Kılıç ise biraz daha hıza ve atikliğe dayanıyor. Flöre atak üstünlüğüne dayalı bir dal olduğundan dolayı çok daha zorlayıcı ve gelişime yönlendirici; çünkü strateji ve planlama gerektiriyor. Flöre için, Lea’nın antrenörünün da söylediği gibi, üçünün arasında en komplike olanı diyebiliriz; sürekli yeni strateji geliştirmek ve bunu uygulamak gerekiyor. Her rakip ayrı bir çözüm gerektiriyor, bunu da maç sırasında düşünmeniz gerekiyor.

Eskrimde başarılı olmak neleri beraberinde getiriyor sizce? Bu konuda öne çıkan özelliklerin nelerdir?

Lea: Eskrimde öncelikle disiplin çok önemli bir yer tutuyor. Bu spor dalı programlı olmayı ve çok çalışmayı gerektiriyor. Konsantrasyon çok önemli bir faktör; hızlı düşünebilmek, çok hızlı karar verebilmek ve kendini rakibinin yerine koyup hamlesini kestirebilmek gerekiyor. İşin içinde biraz yaratıcılık da var tabi.

D.L.: Eskrim, ayakta yapılan satranç aslında. Lea’yı eskrime yönlendirmemizin sebeplerinden biri de yeteneklerini kullanmasını sağlamak ve onu meşgul edebilmekti. Zekâ konusunda üstün olması onu eskrimde kısa sürede avantajlı bir pozisyona getirdi; bunun sebebi de diğerlerinden daha hızlı düşünerek ve karar vererek, yaratıcı yeni oyun ve taktiklerle hızlı bir şekilde rakiplerini yenebilmesi oldu.

Gözlemleyebildiğim kadarıyla ailenin bu yoğun tempodaki rolü oldukça fazla…

Lea: Evet, beni gerçekten oldukça destekliyorlar. Ailem bana her konuda uyum sağlamaya çalışıyor, bu da bana çok yardımcı oluyor. Sayelerinde her şey planlı ve programlı gerçekleşiyor. Okul çıkışında beni alıyorlar ve antrenmana bırakıyorlar, daha sonra birlikte eve dönüyoruz. Haftada dört kez iki saatlik antrenmanım var, yazın ise bu süre beş güne çıkıyor. Bunun yanı sıra bir de konservatuar derslerim var tabi.

D.L.:Turnuvalar çoğunlukla şehir dışında oluyor. Bu durum Türkiye Eskrim Federasyonu’nun diğer şehirleri de desteklemek adına bir kararı sanırım. Örneğin, iki hafta sonra Adıyaman’a gideceğiz. Önceleri Gaziantep, Ankara, Bursa ve Antalya’ya olmak üzere bol bol yolculuk yaptık.

Okul dışındaki programının yoğunluğu derslerini etkiliyor mu peki?

Lea: Derslerime çalışmak için kolaylıkla vakit buluyorum, bu konuda herhangi bir sorunum yok.

Eskrimin Lea’ya kattıklarından söz edelim biraz da…

Lea: Eskrim daha hızlı düşünmemi sağladı; sınavlarda da işime yarayan bir durum bu. Turnuvalar sayesinde birçok şehre gitme fırsatım oldu. Çalışmanın önemini anladım. Çalışmalarımın sonucunu başarı olarak alınca kendime güvenim geldi.

D.L.: Lea ilk başta gittiği turnuvalarda yaşı gereği kendinden büyükler ile mücadele ederken bu kadar iyi dereceler alamıyordu tabi. Belli bir zaman sonra yaşıtlarıyla mücadele etmeye başlayınca güveni yerine geldi. Ancak çok fazla kendine güvenince bunun yarattığı sıkıntıları da gördü aynı zamanda. Böylece yaptığı işi ciddiye alması gerektiğini anladı. Kendini göstermesi gerektiğini, güven konusunda ortasını bulması gerektiğini öğrendi. Eskrim, bireysel ve doğrudan sıkı bir mücadele aslında. Birbirine kılıçlarla saldıran iki insan düşünün, dışarıdan bazen çok dehşet verici gözükebiliyor. Maskeyi çıkardıklarında yüz ifadeleri ve o adrenalin bambaşka bir hale getiriyor bu mücadeleyi. Bu yaşta bu mücadeleyi yaşıyor olması Lea için çok güzel bir şey. Birinci olmak ya da sekizinci olmak saniyeler içerisindeki reflekslerinize bağlı. Bu stresi kontrol edemedikleri için maskelerini atıp ağlayanlar var. Bu mücadele Lea’ya hayat anlamında ve bizim onun yanında olmayacağımız zamanlar için şimdiden çok iyi hazırlık yaptırıyor diye düşünüyorum.

Bu spor dalında hedeflediğiniz nokta nedir? Kendine bu konuda bir kariyer çizmeyi düşünüyor musun Lea?

Lea: Henüz öyle bir karar vermedim. Eskrimi yürütebildiğim kadar yürütebilmeyi düşünüyorum. Belki daha sonraları hobi olarak da devam edebilirim. Şu an için akademik hedeflerin daha ağır bastığını söyleyebilirim.

D.L.: Lea bu sene yaşı gereği eskrimde Süper Minikler klasmanından Minikler klasmanına geçti. Aynı zamanda bir üst yaş grubu Yıldızlar klasmanında yarışacak.

Lea: 2014 yılı içerisinde kafile olarak dört uluslararası turnuvaya katılacağız; bu turnuvalar Fransa, Polonya, Almanya ve Alanya’da gerçekleşecek. Ek olarak bir tane de yurtdışı kampımız var.

D.L.:  Bu sene yine çok yoğun bir program içerisindeler. Bu sporda milli olmak Yıldızlar aşamasında başlıyor. Şu an için masrafları veliler tarafından karşılanıyor. Yıldızlar yaşına geldiği zaman, milli takıma katıldığında masrafları Federasyon karşılamaya başlıyor. Lea’nın antrenörünün aynı zamanda milli takım flöre antrenörü olması bizim için büyük bir şans oldu. Kendisi çok da başarılı bir antrenör.  Lea’nın milli takıma girebilmesi ve daha ileride de olimpiyatlara katılabilmesi için şimdiden bir kariyer planı çizdi aslında. Bu planlar doğrultusunda aynı zamanda kulüp de, biz de sponsor arıyoruz. Bu konuda başarılı olabilmesi için Lea’nın çok fazla yurt dışı turnuvasına katılarak tecrübesini arttırması gerekli, diğer türlü iyi dereceler oluşmuyor; bu da bu sporun kapalı ve olumsuz tarafı tabi.

Lea: Türkiye’de eskrim çok bilinen ve öne çıkan bir spor olmadığı için yurtdışı deneyimi sporun gelişimi açısından daha yararlı oluyor.

Biraz bu konunun üzerinde duralım. Eskrim ülkemizde nasıl algılanıyor sizce? Bu spor dalının adını ileride daha fazla duyacağımızı düşünüyor musunuz?

Lea: Türkiye’de eskrime çok fazla katılım olmuyor. Bazı arkadaşlarım sporun ismini bile bilmiyor. İnsanlar bu spor hakkında yeterince bilgiye sahip değiller, bu yüzden eskrim bazen yanlış algılanıyor. İnsanlara bu konuda daha çok bilgi verilirse eskrim daha çok duyulabilir tabi. Ailelerin çocuklarını bu spora yönlendirmesi belki etkili olabilir.

D.L.: Eskrim bir dövüş sporu olarak rakibe karşı silah kullanılan tek spor dalı. Aynı zamanda modern olimpiyatlarda sürekliliği olan bir spor dalı ancak buna rağmen Türkiye’de yaygın olarak bilinmiyor. Bol miktarda sporcu var aslında; Lea’nın yaşında yüz kadar var, yaşlar büyüdükçe sayıları azalıyor. Ancak eskiye oranla daha fazla katılım olduğunu söyleyebiliriz. Belli bir zaman sonra mutlaka bir artış olacaktır. Uluslararası başarılar da artık duyulmaya başlandı; bunun biraz spora olan ilgiyi arttırması beklenebilir.  Eskrim, ailenin desteğiyle ilerleyen maddi anlamda zor bir spor; ekipmanların çocuk büyüdükçe ve müsabakada eskidikçe yenilenmesi gerekiyor. Türkiye Şampiyonluğu her ne kadar önemli ve gurur verici olsa da sporun gelişimi açısından yurtdışı tecrübesi gerekli. Türkiye’deki kapalı çevreden çıkmak için yurtdışı başarıları gerçek platform olarak her zaman önümüzde olmalı. Bu konuda Lea’yı antrenörü zaten yönlendiriyor. Biz de onun yönlendirmesi ile üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz.