İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Yigal Palmor, MİT Müsteşarı Fidan’la ilgili haberlerin kaynağının kendileri olmadığını söyledi
Türkiye’nin, Mossad için çalışan İranlı ajanların ismini Tahran’a bildirdiği iddiası üzerine yaşanan casus krizinde, İsrail tarafından ilk önemli açıklama Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Yigal Palmor’dan geldi. Palmor, Amerikan Washington Post gazetesi yazarı David Ignatius’ın dile getirdiği iddiaların İsrail kaynaklı olmadığını, bu durumun ülkesinin çıkarlarına kesinlikle hizmet etmediğini belirtti. Palmor, söz konusu haberlerin Türkiye ile İsrail arasındaki diplomatik ilişkilerin tekrar kurulmasını istemeyen çevreler tarafından sızdırılmış olabileceğini söyledi.
İSRAİL-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ ( Yeniden) TIKANDI
ABD’nin önde gelen gazetelerinden Washington Post’un köşe yazarlarından David Ignatius, geçtiğimiz hafta Türkiye’nin Mossad için çalışan İranlı ajanları Tahran’a ihbar ettiğini ileri sürdü. Bu iddialar üzerine İsrailli yetkililer Türkiye ile uzlaşma sürecinin tıkandığını bildirdi
ABD’nin saygın gazetelerinden Washington Post’un köşe yazarı David Ignatius köşesinde Türkiye’nin, İsrail istihbarat teşkilatı Mossad için çalışan 10 İranlının kimliğini Tahran’a bildirdiğini iddia etti. İddiaya göre MİT (Milli İstihbarat Teşkilatı), Mossad ile görüşmelerini Türkiye’de gerçekleştiren 10 İranlı ajanın kimliğini, Türkiye-İsrail ilişkilerinin en kötü olduğu dönem olan geçen yılın başlarında Tahran yönetimine bildirdi. Ignatius yazısında açıkça ismini vererek bu olaydan MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın sorumlu olduğunu öne sürdü.
Ignatius’a göre, ABD’li yetkililer İsrail için çalışan İranlı ajanların kimliklerinin ortaya çıkmasını “talihsiz bir istihbarat kaybı” olarak nitelendirse de ABD Türkiye’ye doğrudan bir eleştiride bulunmadı.
ABD’li yetkililer Türkiye’nin ajanların kimliğini açıklamasının Mavi Marmara olayına bir yönelik bir misilleme mi yoksa, Türk-İsrail ilişkilerindeki gerginliğin bir uzantısı mı olduğu konusunda olayın henüz netlik kazanmadığını açıkladı. Yazar, İsrail’in Mavi Marmara olayıyla ilgili özür dilemeyi geciktirmesinin arkasında bu olayın olabileceğini iddia etmişti. Ortaya atılan bu iddia, eğer doğruysa, Tahran ile batı arasında devam eden İran’ın nükleer programıyla ilgili müzakerelerin perde arkasındaki istihbarat savaşının boyutlarına da ışık tutuyor.
Ignatius’a Türkiye’den ilk tepki Başbakan Tayyip Erdoğan’ın danışmanı Mustafa Varank’tan geldi. Varank, Twitter hesabında Ignatius’un yazısı için ‘psikolojik harp’ ifadesini kullandı.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Ignatius’un raporunu yayınlamasından bir gün sonra, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile ilgili iddiaların gerçek dışı olduğunu belirterek konuyla ilgili şöyle konuştu: “Bir istihbarat teşkilatının, ülkesi ve ülkesinin güvenliğiyle ilgili gerekli altyapılara sahip olarak, gerekli tedbirleri almak birinci görevi görevidir.”
Davutoğlu sözlerini, “Fidan ile ilgili ortaya konan iddialar gerçek dışı olmanın yanında, aynı zamanda oldukça tutarsız. Fidan, bir yandan İran’a yakın olmakla bir yandan da İran karşıtı grupları desteklemekle suçlanıyor. Hiçbir kamu çalışanımız başka bir ülke adına çalışmamaktadır. Aynı zamanda Türkiye, başka ülkelerin istihbarat teşkilatlarının operasyonlarını kolaylıkla gerçekleştirebileceği bir ülke konumunda değil. Hakan Fidan’ın ve diğer güvenlik birimlerimizin bu konuda hesap vereceği tek merci Türk milleti, TBMM ve hükümetimizdir,” diyerek sürdürdü.
İsmi açıklanmayan bir yetkili de medyada yer alan bu yazının Türkiye’ye karşı açılmış bir karalama kampanyası olduğunu ve bunun arkasında İsrail’in olabileceğini açıkladı.
PALMOR: “AMAÇ İLİŞKİLERİ BOZMAK”
İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Yigal Palmor, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la ilgili haberlerin kaynağının kendileri olmadığını, çıkan bu haberlerin İsrail’in çıkarlarına kesinlikle hizmet etmediğini belirtti.
Palmor, söz konusu haberlerin Türkiye ile İsrail arasındaki diplomatik ilişkilerin tekrar kurulmasını istemeyen çevreler tarafından sızdırılmış olabileceğine dikkat çekti. Palmor, “Bu haberleri, Türkiye ile İsrail arasındaki yakınlaşmayı zorlaştırmak ve her iki ülkeye de yakınlaşmanın çok da gerekli olmadığı mesajını göndermek isteyen bir takım çevrelerin sızdırmış olabileceği düşüncesi çok mantıklı,” dedi.
İsrail İstihbarat ve Uluslararası İlişkiler Bakanı Yuval Steinitz konuyla ilgili olarak, “Türkiye’yle ilişkilerimizde son yıllarda bir takım sıkıntılar yaşıyoruz. İlişkilerin herkesin hayrına olacak şekilde düzelmesini umuyoruz,” demekle yetindi.
İsrail Dış İlişkiler ve Savunma Komisyonu Başkanı Avigdor Lieberman, İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth’a verdiği röportajda Türk liderlerin, İsrail’le ilişkileri düzeltmek istemediklerini iddia etti. Lieberman,”İsrail’i, Türkiye ile ilgili medyada çıkan olumsuz haberlerin arkasında olmakla suçlayarak, İsrail’in onurunu kırmaya çalışıyorlar,” dedi.
Türk-İsrail ilişkilerinin ticaret alanında ise hiçbir zaman kesintiye uğramadığını belirten Lieberman, iki ülkenin turizm alanında da ilişkilerinin arttığına dikkat çekti.
İsmini vermek istemeyen İsrailli bir kaynak, Mavi Marmara özrünün ardından başlayan olumlu sürecinin tıkandığını ve Ankara ile güvenlik alanındaki ilişkilerin oldukça ‘sınırlı’ olduğunu vurgulayarak, “Türkler anlaşmaya varacak her girişimi yok ediyor. Bu olayı çözmek istemiyorlar. ABD Başkanı Barack Obama’nın çabalarına rağmen süreç tamamen tıkandı, bu noktadan ileri gitmek istemiyorlar,” dedi.
ABD’DEN FİDAN AÇIKLAMASI
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki gelişen olaylarla ilgili olarak, “Türkler, yakın müttefikimiz. Onlarla terörle mücadele dahil olmak üzere bir dizi konuda birlikte çalışıyoruz. Aralarında MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın da bulunduğu birçok üst düzey yetkiliyle yakın temas halindeyiz,” ifadesini kullandı. Psaki, Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin normalleşmesi ile ilgili soruları da şöyle cevapladı: “Bu dönemin biraz zaman alacağını biliyorduk. Ümidimiz, ilişkilerini normalleştirme doğrultusunda hareket etmeye devam etmeleri yönünde.”
