Oslo’dan 20 yıl sonra barış umutları hala zayıf

Dönemin İsrail Başbakanı Yitzhak Rabin ile Filistinli lider Yaser Arafat’ın Beyaz Saray’ın bahçesinde imzaladığı Oslo Anlaşmasının üzerinden 20 yıl geçti İki liderin kendi halklarının barışa kavuşması ümidiyle imzaladığı anlaşmadan 20 yıl geçmesine rağmen barış bölgeye hala gelmedi. Uzmanlar, geçen süreye rağmen, Oslo koşullarının sağlanmasının zor olduğunu belirtiyorlar.

Dünya
18 Eylül 2013 Çarşamba

Yitzhak Rabin ve Yaser Arafat, Oslo görüşmelerinde önlerindeki beş yıl içinde iki devletli çözüm kalıcı barışı hedeflemişti.

Ancak, 13 Eylül 1993 tarihinde Washington’da imzalanan anlaşma diplomatik bir dönüm noktası olması gerekirken daha çok şiddet ve yıkıma yol açmıştı. Bunun sorumlusu olarak her iki taraf da birbirini suçlamıştı.

Filistinli eski Diplomat Nabil Shaath, bu hafta basına yaptığı açıklamada, “Bugünkü görüşmelerle ilgili iyimser olacak bir durum göremiyorum. Bugünkü halimize bakın, İsrail ile ilişkiler konusunda 20 sene önce olduğumuzdan çok daha kötü durumdayız,” yorumunu yaptı.

1967 savaşında ele geçirilen topraklara yerleşen İsrail nüfusu Oslo Anlaşması’ndan bu yana ikiye katlandı ve sayıları yarım milyonu buldu. Bugün Batı Şeria’nın yüzde 60’ı ve Filistin su kaynaklarının yüzde 80’i İsrail’in kontrolü altında bulunuyor. Batı Şeria’nın bölünmesi, Gazze’nin izole edilmesi ve Kudüs sorunu her iki halk tarafından da çift devletli çözümün imkânsızlaştığının göstergesi olarak görülüyor.

İsrail’de yerleşimcilerin hareketinden sorumlu birimin eski başkanı Dani Dayan, “Şu anda iki devletli çözüm imkânsız gözüküyor. Filistinlilere makul bir anlaşma önerisinde bulunulduğu takdirde o kadar fazla insan yer değiştirmek zorunda kalır ki bunu gerçekleştirmek imkansız. Şu anda çatışmayı engelleyecek bir çözüm olmadığını düşünüyorum. Olana kadar İsrail ve Filistin halkının hayatlarını mümkün olduğunca iyi şartlarda olmasını sağlamaya çalışmalıyız,” diyerek kötümser yöndeki görüşlerini dile getirdi.

BÖLGEDEKİ BÜYÜME

İngiltere merkezli yardım kuruluşu Oxfam’ın yaptığı araştırma sonuçlarına göre 1993’ten bu yana İsrail’in gayrisafi milli hasılası 13 bin 800 dolardan 32 bin dolara yükseldi. Aynı zaman diliminde GMH Batı Şeria’da 2 bin dolardan 2 bin 39 dolara yükselirken Gazze’de ise 1,23O dolardan 1,074 dolara düştü.

İsrail bu dönem içerisinde büyümeye ve gelişmeye devam etti. Oslo Anlaşması döneminde İsrail’i tanıyan ülke sayısı neredeyse iki katına çıkarak 160 ülkeye ulaştı ve bu sayede kendi gölgesinde yaşayan yardım bağımlısı Filistin’e göre bir sürü ticari imkândan faydalandı.

Filistin yönetimi Norveç hükümeti aracılığında Oslo Anlaşmaları çerçevesinde İsrail’in etkili bir hâkimiyeti yanında bölgesel bir yönetim elde edecekti. Anlaşmalarla ilgili iyimserlik havası Yitzhak Rabin’in 1995’te Yahudi yerleşim bölgelerinin boşaltmasına karşı olan bir İsrailli tarafından öldürülmesi sonucu yok oldu.

Eski bir gerilla lideri olan karizmatik Arafat’ın İsrail’in meşruiyeti hakkındaki eğiliminin her zaman belirsiz olması Filistinli militan gruplarının 2000 yılındaki kanlı İkinci İntifada döneminde başıboş kalmasına yol açtı.

İntihar bombacıları İsrail’in sivil otobüslerine ve İsrail ordusuna saldırılar düzenlediğinde Oslo’daki küçük güven alevi uçup gitmişti. Batı Şeria’da  hastalanan Arafat 2004 yılında Paris’te öldü.

13 YIL SONRA TARIMDA YENİDEN İŞBİRLİĞİ

İsrail ve Filistin arasında tarım alanındaki işbirliğiyle ekonomik komitelerin kurulması bölgesel gerginliği azaltmada rol oynayacak

İsrail ve Filistin Tarım Bakanlıkları, 1993 Oslo Anlaşması uyarınca kurulan, ancak 2000 yılında ikinci İntifada ile kapatılan ortak komitelerin yeniden canlandırılmasına yönelik anlaşmayı imzaladı.

Her iki tarafın yetkilileri, ekonomik ve tarımsal işbirliği doğrultusunda pazarlama, bitki yaşamının korunması, hayvan tedavisi gibi çeşitli komiteleri yeniden kuracak. İsrail’in bilimsel tarımdaki buluşlarından faydalanarak, Filistinli çiftçiler eğitilecek.  Buna ek olarak İsrail, Filistin’in ürettiği tarımsal ürünleri İsrail üzerinden ihraç etmesini sağlayacak.  

Filistin halkı için yiyecek kalitesinin geliştirilmesi, hem İsrail hem Filistin için insan yapımı sınırları tanımayan bitki hastalıkları ve zararlıları ile mücadele edilmesi, girişimin diğer faydalarından.

İsrail Tarım Bakanı Yair Şamir gelişmeyle ilgili memnuniyetini şu sözlerle dile getirdi: “Her iki taraf için de faydalı olan bu ekonomik mekanizma bölgedeki tansiyonu indirmeye ve barışa katkıda bulunacaktır.”