Meşale yandı, Kudüs parladı!

19. Maccabiat Oyunları’nın açılışı 18 Temmuz akşamı Kudüs’teki Teddy Stadyumu’nda tabiri caizse “mükemmel” bir şekilde gerçekleşti.

İgal MEVORAH Spor
24 Temmuz 2013 Çarşamba

Netanya’dan iki saatlik otobüs yolculuğunun ardından gözlerimiz yarı kapalı şekilde Teddy Stadyumu’na varabildik. Alana vardığımızda adeta bir renk cümbüşüyle karşılaştık. Öyle ki 72 ülkenin sporcularının bulunduğu bir alana gelmiştik. Bekleme alanına ilk girdiğimizde “Ne yapacağız?” sorusu aklımıza yerleşti. Daha sonra her ülke kendi bayrağının altında sıraya girdi ve asıl macera başladı. Bu kadar genç bir kitle tabii ki bir saat boyunca olduğu yerde bekleyemezdi. İlk önce İspanyolların kendi ülkelerine yaptığı tezahüratlara cevap vermek amacıyla, Türkiye diye bağırıp bütün alanda sesimizi yankılattık. Özellikle Türkiye’yi tanımayan ülkeler bize hayran oldular. Daha sonra ise diğer ülkelerle kaynaşmaya ve sohbet etmeye başladık. Birçoğumuzun ilk durağı hemen önümüzdeki tek kişilik Zimbabwe ekibi oldu. Zimbabwe hakkında bilgi aldıktan sonra her birimiz ayrı bir ülke bayrağının yanına gitti. Şahsımca en sıcak bulduğum ülkeler İspanya, Danimarka ve Brezilya’ydı. Ne yazık ki Litvanya ve Letonya’dan aynı sıcaklığı alamadım ve onları organizasyonun ‘en soğuk ilişkisi olan ülkeler listesi’nin başına ekledim.

 

 

Sohbetlerin ardından başlayan geçit töreninde önce ABD stadyuma giriş yaptı. Yaklaşık 1300 sporcuya sahip olduğundan tüm ekibin stadyuma girmesi yedi dakika kadar sürdü. ABD’den yaklaşık 10 dakika sonra sıra Zimbabwe ve ardından bize gelmişti. Stadyumun girişinde beklerken tribünlerden gelen sesler ve alkışların bizlere yaşattığı duyguyu tarif etmek imkansızdı. “Türkiye” anonsu yapıldığında “Dağ başını duman almış” şarkısıyla içeri girdik. Gururla Türk bayrağımızı taşıyarak 50 bin kişiyi selamladık. Genç bir kitle olduğumuzdan genç kızlara şapkamızı hediye etmeyi de ihmal etmedik tabii ki. Stadyum içindeki turumuzu tamamladıktan sonra yerimize geçip diğer ülkelerin geçişini izledik. O kadar farklı ülkeler vardı ki; aralarında bayrağını tanımadıklarımız bile vardı. Son olarak İsrail ekibi tribünleri selamlamak için stadyuma çıktı. İşte o an kimse şaşkınlığını gizleyemedi. Nitekim bütün İsrail takımının stadyumu selamlaması 15 dakika sürdü. Geçit töreninin ardından İsrail milli marşı Hatikva okunduktan sonra sahneye yaklaşık bin kişilik bir folklor ekibi çıktı. Bilindik folklor ezgileriyle tribünleri coşturan ekibin ardından, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu tribünlere seslenerek bir konuşma yaptı. Netanyahu’nun konuşmasından sonra sahneye Carly Rose Sonenclar çıktı ve ‘Hallelujah’ şarkısını seslendirdi.

Gösteriden sonra söz alan konuşmacıların İbranice konuşmaları ekiplerin biraz sıkılmasına neden olunca, ülkeler arasında müthiş bir pazarlık başladı. Sporcular diğer ülkenin şapkasına karşılık pantolonunu, gömleğini, tişörtünü teklif ediyordu. Karşısındaki kabul etmezse yalvarmalar yakarmalar başlıyordu. İşte böyle bir ortamda bizim genç ekibimiz müthiş bir pazarlık yolu çizmiş olacak ki, herkes yabancı bir şapka veya tişört ile günü tamamladı. En çok ABD ürünlerine talep vardı. Ancak ilginç bir şekilde bütün ABD kafilesi bizim şapkalarımıza talip olmuştu. Ben de biraz geç kaldığım için tişörte karşılık Almanya şapkası değiştirmek mecburiyetinde kaldım. Tekrar konuşmalara kulak verdik çünkü bu sefer eline mikrofonu alan İsrail Devlet Başkanı Şimon Peres’ti. Ardından ABD Başkanı Obama ve İngiltere Başbakanı David Cameron’un video mesajları yayınlandı. Bizi açılış törenine hayran bırakan görüntüler o an başladı. Birbiri ardına patlayan havai fişeklerle gökyüzü aydınlandı. İşte böyle bir açılış törenine tanıklık ettik hepimiz. Önce Türk bayrağı parladı Kudüs’te sonra da tüm şehir parladı…