Türkiye takımı Maccabiat yolunda

Her iki senede bir düzenlenen Maccabiat Oyunları’nın 19.su bu sene 18-30 Temmuz tarihleri arası İsrail’de gerçekleşecek. Binlerce sporcunun katıldığı Maccabiat Oyunları’na Türkiye bu sene de oldukça kalabalık bir kafileyle katılacak

İgal MEVORAH Spor
19 Haziran 2013 Çarşamba

 MACCABİAT’IN KISA TARİHÇESİ  

Bu sene 19.su düzenlenecek olan Maccabiat Oyunları’nın ilginç bir hikâyesi var. Öyle ki bu organizasyon kendi arasında ikiye ayrılıyor. Dört senede bir İsrail’de düzenlenenler ve dört senede bir İsrail dışındaki ülkelerde gerçekleştirilenler. Biz bunları bir bütün olarak kabul ettiğimizde ‘Maccabiat Oyunları iki senede bir düzenleniyor’ diyebiliriz. Organizasyon büyük çaplı olarak ilk kez 1932’de o sıralar İngiliz mandası olan Filistin’de gerçekleştirildi.

Bu organizasyona 18 ülkeden yaklaşık 400 sporcu katıldı. 1932 yılının seçilmesinin sebebi ise Yahudilerin gerçekleştirdiği Bar Kohba isyanının 1800. yıldönümü olmasıydı. İlk organizasyonda dikkatleri üstüne toplayan Maccabiat Oyunları bir sonraki organizasyonunda 1350 sporcuyu ağırladı. Ancak 1935’li yıllardan sonra Avrupa’da Nazizm’in ve antisemitizmin giderek yaygınlaşması oyunları sekteye uğrattı. Bunun sonucunda 3. Maccabiat Oyunları 15 sene sonra yani 1950’de yapılabildi. Bu tarihten sonra her organizasyonda biraz daha fazla sporcu ağırlanarak oyunlar gelenekselleşti.

 İsrail’deki son Maccabiat 2009’da 7500 sporcunun katılımıyla gerçekleşti. Avrupa’daki ise 2011 yılında Avusturya’nın başkenti Viyana’da yapıldı. Bu yaz yapılacak oyunlara yaklaşık 10 bin sporcunun katılması bekleniyor. Olimpiyatları aratmayan Maccabiat’ta bu sene 23 branş var. Ayrıca Türkiye’yi orada temsil etmeye hazırlanan bir sürü sporcumuz, taraftarımız organizasyon için hazır durumda. İşte biz de bu alanda daha çok detay öğrenmek ve Türkiye açısından Maccabiat’ın ne anlama geldiğini anlayabilmek için Maccabiat Türkiye Komite Başkanı Yusuf Aner’le bir röportaj gerçekleştirdik. Buraya kadar organizasyonun tarihçesinden bahsedip genel hatlarıyla bilgi vermeye çalıştım. Şimdi söz Türkiye’nin.

Dünya Yahudilerinin buluşma noktası olan Maccabiat Oyunları’nda sporcular, uluslararası tecrübe kazanırken aynı zamanda dünyanın her tarafından arkadaş edinme şansını yakalıyor.

  Öncelikle Maccabiat’ın Türkiye açısından tarihçesiyle başlamak istiyorum. İlk ne zaman katılmaya başladık ve kaçıncı kez katılıyoruz?

İlk olarak 1991 yılında Marsilya’daki oyunlara kurumumuzla yani Türkiye Maccabiat Komitesi’yle beraber katıldık. Ancak daha evvel Türkiye adına ferdi olarak Maccabiat’lara katılan ekiplerimiz oldu. Fakat şimdiki kadar çok fazla branşta katılmadılar. Boks, güreş ve basketbol branşında Türkiye’yi temsil ettiler. Maccabiat’lar için Ankara’ya ilk olarak 1991 yılında müracaat ettik. Rahmetli Eliezer Kohen ve rahmetli Mets Kanetti’nin kanalıyla Mordo Elnekave’nin başkanlığıyla Onursal Başkanımız Bensiyon Pinto’nun da gayretleriyle onun evinde düzenlenen bir toplantı sonrası, Ankara’ya izin talebinde bulunduk. Onlar da bizi hiç kırmadan kabul ettiler. İlk olarak bize branşlarımızı sordular. Türkiye’nin katılacağı branşlar o dönemde basketbol, futsal, tenis, masa tenisi, tekvando, karate, briç ve yüzme olmak üzere sekiz branştı ve yaklaşık 70-80 kişilik bir kafileyle Marsilya’da ülkemizi temsil ettik. Doğrusunu söylemek gerekirse fevkalade bir çalışma gösterdik. Her şeyden önce takdirimiz kıyafetlerimizdi. Ay-Yıldızlı kıyafetler içinde saygın bir durumdaydık. Hatta Türkiye kafilesine en şık ve en centilmen ekip ünvanı verilmişti. Bu bize bir başlangıç oldu ve akabinde 1993 yılında İsrail’de düzenlenen Maccabiat Oyunları’na katıldık. Orada da ekip olarak başarılara koşmak adına birçok çalışmaya imza attık. Bu çalışmalara Ankara’dan, Dışişleri Bakanlığı’ndan gözlemci olarak Suphi Üçok katıldı. Çalışmalarımıza bir gözlemci katılmasının ardından, Ankara bize teşekkürlerini iletti. Bu yaz katılacağımız oyunlar ise Türkiye olarak katılacağımız 12. Maccabiat olacak. Türkiye Maccabiat Komitesi’nin ilk ve aynı zamanda Onursal Başkanı Mordo Elnekave’dir. Daha sonra başkanlığı bir dönem Jojo Pinto üstlendi ve şimdi de ben bu görevi yürütüyorum.

Bu seneki Maccabiat’lara dönecek olursam, Türkiye’deki 18 bin kişilik Yahudi nüfusu içinden organizasyona katılacak olan 80-100 kadar sporcuyu elemeler yaparak belirliyoruz. Seneler bize tecrübe de kazandırdı aslında. Her türlü zorluğa karşı cemaatimizin ve Maccabiat masasının yardımıyla bu günlere gelebildik. Son yapılan Maccabiat’larda gösterdiğimiz başarıyı inşallah herkesin yardımıyla bu sene de yakalayacağız. Viyana’da yapılan Maccabiat’larda toplamda 18 tane altın madalya kazanmıştık.

 Maccabiat Komitesi ya da başka bir deyişle Maccabiat Masası dediğimiz grup nasıl belirleniyor. Kaç kişilik oluyor?

Masamız fevkalade bir şekilde çalışıyor. Yaklaşık 18 kişilik bir grup. Bu grup, branşlarla ilgili derneklerde çalışan ve daha evvel sporla alakası olmuş insanlardan oluşuyor. Her branşta ustalaşmış isimlerle çalışıyoruz.

 Gerek kurumsal olarak gerekse spor aktiviteleri olarak kendinizde yani Türkiye’nin Maccabiat Masası’nda bulduğunuz eksiklikler var mı? Ya da seneye düzeltilmesinin gerektiğini düşündüğünüz bir şey var mı?

Aslında eksikliklerin olup olmaması tecrübeye dayalı bir olgudur. Tecrübe de bu sporu yapmış kişiler sayesinde ediniliyor. Tahmin edersiniz ki bu tecrübeyi yaşamış insanların bize vereceği şeyler çok daha fazladır. Ancak tabii ki biz sadece tecrübeli insanlara değil, herkese açığız. Mesela masamızda Göztepe Kültür Derneği’nden dört kişi, Dostluk Yurdu’ndan iki kişi ve Yıldırımspor’dan iki kişi var.

 Organizasyona katılacak sporcuların yaş aralığı nedir?

Şu anda bizim bütün gayemiz Junior ekibini Maccabiat’a taşımak. Junior ekibimizin de yaş aralığı 1997 ve 1998 doğumlular. Ancak sadece İsrail’de yapılan organizasyonlarda 1995 ve 1996 yılı doğumlulardan Junior A ve Junior B olarak iki tane seviye oluşturuluyor. Nitekim basketbolda 12’şer kişilik iki takımla 24 kişi, futsalda 12 kişilik bir ekip, teniste üç erkek iki kız, masa tenisinde üç erkek, yüzmede üç erkek bir kız, atletizmde yarı maraton koşan 98’li bir sporcu kızımız var. Bu sporcuların hepsi eleme yoluyla takımlara seçildi. Bilhassa futbolda ve basketbolda. İdareci sayımız ise 12.

 Bildiğim kadarıyla yanınızda taraftar da götürebiliyorsunuz değil mi?

Tabii ki. ‘Türkiye Maccabi Sevenleri’ diye bir grubumuz var zaten. 50 kişiden oluşan bu grubun içinden gelmek isteyenlere Maccabiat masasınca tribün bileti temin ediliyor.

 Spor aktivitelerinden farklı olarak, oraya giden gençler İsrail’i tanıma, görme ve gezme şansı bulabiliyorlar mı?

Evet. Bu organizasyonda maçlar üç gün erken bitiriliyor ve ondan sonraki günlerde de İsrail bütün sporculara tanıtılıyor.

 Kafile bütün organizasyon boyunca beraber mi dolaşıyor?

Evet. Hepimiz Hayfa’da daha önceden belirlenen bir otelde kalıyoruz ve maçların hepsi Vinget Spor Akademisi ve çevresinde yapılıyor.

 Tekrar branşlara dönmek gerekirse, federasyonlardan izin veya malzeme talep ediyor musunuz?

Her şeyden evvel Türkiye Cumhuriyeti’nin Spor Bakanlığı’ndan bize verilen izne teşekkür ediyorum. Onlar bize bu izni veriyorlar ve böylece biz de ülkemizi temsil edebiliyoruz. Akabinde o yazıya istinaden federasyonlara müracaat ediyoruz. Böylece bütün milli takımların giymiş olduğu malzemeleri bize temin ediyorlar. Bunun sonucunda ise gençlerimiz o formaları giymenin verdiği heyecanla maçlara 1-0 önde başlıyor. Bunu Viyana’da yaşadık. Öyle ki, şampiyon olduğumuzda hiçbir sporcumuz rakipleriyle formasını bile değiştirmek istemedi. “Ben bu formayla şampiyon oldum” dediler. Bu harika bir şey gerçekten.

 En iddialı olduğunuz bir branş var mı? Yoksa bir branş adı vermek öbürlerine haksızlık mı olur?

Aslında Maccabiat’lara bizden daha tecrübeli ve bizden biraz daha başarılı ülkeler de katılıyor. Örneğin Amerika ve Güney Amerika ülkeleri gibi. Zira Meksika da sekiz tane Maccabi takımı var, Brezilya’da on tane. Amerika deseniz zaten 1500-2000’e yakın sporcuyla katılıyor organizasyonlara. Ancak yine de biz elimizden geldiği kadar başarılı olmaya çalışıyoruz. İnşallah bir önceki Maccabiatlardaki şampiyonluğumuzu tekrarlarız. Şampiyon olamasak bile bir derece yakalamaya çalışacağız. Teniste iddialıyız diyebiliriz. Futsal ve basketbol da keza öyle. Tabii ki seri başları çok kuvvetli olduğu için işimiz kolay değil.

 Son olarak fikstürü sormak istiyorum. Neye göre ve nasıl oluşturuluyor?

30 Mayıs’ta kuralar çekildi. Seri başları bir önceki Maccabiatlarda şampiyon olan veya ikinci olan ülkelerden seçiliyor. Seri başları genelde Amerika ve Güney Amerika kıtasından çıkıyor. Yaklaşık 72 ülke katılıyor bu organizasyona. Oldukça fazla bir sayı. Bu ülkelerin birçoğu da Amerika ve Güney Amerika kıtasından katılıyor. Ancak Avrupa’da İngiltere haricindeki bütün ülkeler bizim gibi 70-80 kişilik kafilelerle katılıyor bu organizasyona. Bir Amerika değiliz tabii ki, bunu kabul etmemiz lazım. Zaten spor bir araçtır burada, insanların birbirini tebrik etmesidir. Bu uğurda ter döken herkese çok teşekkür ederim.

Korteje çıktığınız zaman bir bütün olarak çıkıyorsunuz. Türkiye’yi orada temsil etmek nasıl bir duygu?

30 bin seyirci karşısında Türkiye’yi en şık kıyafetlerimizle temsil etmeye çalışıyoruz. Buradaki tek amacımız en güzel şekilde ülkemizi temsil etmek. Bu bizim için tarif edilemez bir gurur. Bunun için de kıyafetlerimize fazlasıyla itina gösteriyoruz. Ay-Yıldızlı bayrağımız bir genç kızımız tarafından taşınacak. Ayrıca biz stada girerken büyük ihtimalle Türkiye’ye uygun bir marş çalınacak. O sırada Türkiye anonsu yapıldığı zaman İsrailli Türk seyirciler bizi ayakta alkışlıyor. Gerçekten bu herkesin tatması gereken bir duygu.

Maccabiat’a katılanlara ŞALOM olarak başarılar dileriz…