Yabancı liderler Gezi’yi yakından takip ediyor

Gezi Parkı protestoları hem dünya liderlerinin hem de uluslararası basının gündemini meşgul etti.

Gündem
12 Haziran 2013 Çarşamba

Merkel: Masaya oturun

Almanya Başbakanı Angela Merkel, Gezi Parkı olaylarıyla ile ilgili ikinci bir açıklama yaparak Türk hükümetini protestoculara karşı şiddet uygulamama konusunda uyardı. Hükümeti, sorunları konuşmak üzere genç eylemcilerle masaya oturmaya davet eden Merkel, gösteri yapma hakkının hukukla yönetilen ülkelerin bir parçası olduğunu hatırlattı. Türkiye’deki gelişmeleri yakından izlediğini söyleyen Alman Başbakan, Gezi Parkı olayları ile ilgili yaptığı ilk açıklamada gerilimin düşürülmesi ve diyalog zamanı olduğunu belirtmiş, “Hukuk devleti anlayışı, güvenlik makamlarının her zaman orantılı ve uygun hareket etmesini gerektirir,” diyerek itidal çağrısında bulunmuştu.

 Carney: Sıradan vatandaşların protestosu

Beyaz Saray Sözcüsü Jay Carney Gezi Parkı olaylarını yakından ve endişeyle izlediklerini belirterek tüm tarafları, şiddeti provoke etmekten kaçınmaya çağırdı. ABD’nin demokrasinin esası olan barışçıl protesto hakkı ile ifade ve gösteri yapma özgürlüklerine tam destek verdiğini hatırlatan Carney, protestocuların büyük çoğunluğunun, haklarını kullanan barışçıl, yasalara uyan sıradan vatandaşlar olduğuna dikkat çekti. Polisin aşırı güç kullanımı, yüksek yaralı sayısı ve maddi hasara dair haberlerden endişe duyduklarını belirten Carney,  olayların soruşturulması gerektiğini belirtti.

 Westerwelle: Türkiye demokratik bir ülke, Arap Baharı yaşanmıyor

Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, Gezi Parkı olaylarına ilişkin olarak yaptığı açıklamada, ülkede süregelen protestoların Türkiye’de sivil toplum örgütlenmesinin oluştuğunu gösterdiğini belirtti. Haklarını talep eden ve sesinin duyurmaya çalışan sivil toplum karşısında Türk hükümetinin tavrının önemli olduğunu belirten Westerwelle, Türk hükümetinin Türkiye’nin modernleşmesini ciddiye aldığını kanıtlamak zorunda olduğunu hatırlattı. Başarılı ve modern bir Türkiye’nin sadece ekonomik dinamizmle tanımlanamayacağını belirten Dışişleri Bakanı, aynı zamanda çoğulculuğu ve vatandaşlık haklarına da önem vermelidir dedi. “Sağlıklı bir kalkınma düşünce ve gösteri özgürlüğünden geçer,” diyen Westerwelle, Türkiye’deki durumun Arap Baharı ile karşılaştırılamayacağını belirtti. Türkiye’nin demokrasi ile yönetildiğini ve içerdiği dini çeşitlilikle Arap ülkelerinden farklı olduğunu belirten Westerwelle, insan hakları, vatandaşlık hakları, gösteri ve düşünce özgürlüğünün bir ülkenin kalkınmasında doğru ölçütler olduğunu söyledi.

 Ashton: Kopenhag kriterleri esas alınmalı

Avrupa Birliği Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, Gezi Parkı olaylarıyla ilgili 9 Haziran’da yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’deki durumunun kaygı verici olduğunu, ölüm ve yaralanmalardan duyduğu üzüntüyü dile getirdi ve gelişmeleri yakından takip ettiğini belirtti. Tüm şiddet olaylarının durması, polisin aşırı güç kullandığı her vakanın bir an önce soruşturulması, sorumluların hesap vermesi çağrısında bulunan Ashton, tüm taraflara itidal çağrısında bulundu. Diyalog, karşılıklı saygı ve anlayış çerçevesinde hızlı bir çözüm bulunması gerektiğine dikkat çeken Yüksek Temsilci, iletişimin ve demokrasinin sağlamlaştırılması, güven inşa edilmesi ve gerilimin tırmanmasının önüne geçmek için şart olduğunu söyledi. Açıklamada, AB’ye katılım müzakerelerinin ve Kopenhag kriterlerinin, insan hakları ve temel özgürlükler için örnek alınması gerektiğini belirten Ashton, ayrımcılık olmaksızın tüm vatandaşların ifade ve toplanma özgürlüğü, din, inanç ve düşünce özgürlüğü ve aktif bir şekilde faaliyet gösterme sorumluluğu dahil olmak üzere medyanın özgürlüğünün de önemli olduğu belirtildi. Sosyal medyanın da keyfi bir şekilde baskıya alınmaması gerektiğini belirten Ashton, “Türkiye’nin AB’ye katılım sürecinde ilerleyebilmesi için bu önemli konularda diyalogu güçlendirmelidir,” dedi.

 Psaki: İfade özgürlüğünü destekliyoruz

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, Taksim Gezi Parkı’ndaki olaylarla ilgili olarak, barışçıl gösteri ve ifade özgürlüğünü desteklemeye devam ettiklerini belirtti. Yetkilileri olayları sakinleştirecek açıklamalar yapmaya davet eden Psaki, retoriklerden ve şiddetten kaçınmaya özen gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

 

DIŞ BASINDA TÜRKİYE ELEŞTİRİLERİ

Dünyanın önde gelen gazete ve dergileri, bu hafta sayfalarını Türkiye’ye ve Gezi Parkı ile başlayan olaylara ayırdı. İngiliz politika ve ekonomi dergisi The Economist kapağında Erdoğan’ı bir padişah olarak resmederken, “Demokrat mı sultan mı?” diye soruyor. Türkiye, Osmanlı sultanları gibi davranan orta sınıf demokratlara artık tahammül etmez. Erdoğan iktidarda kalırsa, ülkesini artan bir biçimde yönetilemez halde bulabilir” diyen dergi, Erdoğan’ın iktidarı sırasında birçok başarı elde ettiğini ve Türkiye’nin Arap Baharı sonrası model ülke olarak görüldüğünü ancak Erdoğan ve otoriterliği hakkında ciddi kaygıların oluştuğunu belirtiyor. New York Times’da yayınlanan tam sayfa ilanda polis şiddetinin durdurulması ve vatandaş ile seçilmiş temsilciler arasında açık ve demokratik bir diyalog talep edildi. Gelen tepkiler üzerine bir açıklama yapan New York Times yetkilileri, bu ilanı haber verme, görüş bildirme ve halkın düşüncesini duyurma hakkına saygı çerçevesinde yayınladıklarını belirttiler. Wall Street Journal, Erdoğan’ın eylemcileri yasadışı ilan ettiği ve radikal gruplar tarafından organize edildiği söylemine ağırlık verirken, orta sınıf ve laik kesimin başbakanın otoriterliğinden duyduğu rahatsızlık dile getirildi. ABC News, süregelen olayların Obama ile Ortadoğu’daki müttefiki Erdoğan’ın bağlarını test ettiğine dikkat çekti. Washington Post Erdoğan’ın giderek daha sert bir üslup kullandığını söyleyerek seçim kampanyasındaki bir aday gibi Başbakan Erdoğan’ın iki kez havaalanında, ardından spor salonunda, Ankara’nın iki bölgesinde ve bir köprü üzerinde konuşma yaptığı belitti. CNN, Erdoğan’ın “sabrın bir sonu” var dediğin, birçok ilde konuşmalar yaptığını belirterek sert çıkışını sürdürdüğünü kaydetti. NBC de Erdoğan’ın sertleşen üslubunun yanı sıra eylemcilere ‘çapulcu’ dediğini belirtti. Los Angeles Times başbakanın eylemcilere sert sözlerle karşılık verdiğini söylerken, onları Vandalizm ve çevre terörü yaratmakla suçladığını açıkladı. Guardian Gazetesi Erdoğan’ın eylemcilere vandallar dediğini belirterek hükümet karşıtlarını sandıkta hesaplaşmaya davet ettiğini duyurdu. Protestoların hükümetin itibarını zedelemek amaçlı olduğunu açıklayan Erdoğan’ın destekçilerini sakin olmaya çağırdığını belirtti. BBC, protestoları Erdoğan’ın İslami değerleri laik halka dayatması ve giderek daha otoriter olmasıyla açıkladı, hükümetin sabrının sınır sözü belirtildi. Financial Times Gazetesi, İstanbul’un yeşil alana ihtiyacı olduğunu belirterek hükümetin mantığını anlamanın zor olduğu belirtti. Tribune de Geneve, mevcut durumun devamı durumunda Türkiye’nin büyük sıkıntılara gireceğinin kaçınılmaz olduğu ve bu protestoların ülkenin her yanına yayılacağı ifade edildi. Reuters, Ankara’daki göstericilere polisin sert müdahalesini öne çıkarırken Türkiye’nin bu nedenle batı tarafından eleştirildiğini vurguladı. Deutsche Welle, Erdoğan’ın seçimlerde kendisine destek çağrısında bulunduğunu belirtti. France 24, Kuzey Afrika gezisi sonrası Erdoğan’ın söylemini sertleştirdiğini belirtiyor. Russia Today, polisin sert tutumunu eleştirirken Erdoğan’ın sert söylemlerinin ardından eylemcilerin sayısının arttığına dikkat çekiyor. AFP Erdoğan’ın saldırgan bir üslup kullandığına dikkat çekerken eylemlerin dışarıdan organize edildiğini ve seçimlerde her şeyin belli olacağını söylediğini belirtti.