ABD’den İsrail’in İran’a karşı kendini savunmasına yeşil ışık

ABD Başkanı ve İsrail Başbakanı İran’ın nükleer bomba üretmeye yakınlaşmasını engelleme yolunda askeri müdahalenin zamanlaması konusunda yine fikir birliğine varamadılar.

Dünya
28 Mart 2013 Perşembe

İki liderin kırmızı çizgisi birbirinden hâlâ uzak ancak Netanyahu Amerikalılar müdahil olmasa da İsrail’in yalnız başına harekete geçebileceğinin ipucunu verdi. Netanyahu ayrıca vaktin iyice daraldığını, yaptırımların ve diplomatik girişimlerin işe yaraması için Obama’nın önerdiği bir yıl daha beklemeyeceklerini dile getirdi.

Obama İsrail’i yanız başına hareket etmektense ABD ile koordineli bir yol izlemeye ikna etmeye çalıştı. Netanyahu ise ABD’nin İran’ı uzlaşma çabaları ve yaptırımlar işe yaramadığı takdirde askeri müdahalede bulunacaklarına dair inandırmasını istedi. Netanyahu ancak bu kararlılığın gösterilmesiyle dünya güçlerinin İran’a karşı ellerinde bir koz olacağına inandığını söyledi. Obama bu talebe onay vermezken yaptırımların daha sıkılaştırılacağı sözü verdi. Obama ayrıca İsrail’in kendini uygun bulduğu şekilde savunabileceğinin altını çizdi. Buradan ileride İsrail’in İran’a tek taraflı bir saldırıda bulunduğu takdirde ABD’nin İsrail’i durdurmayacağı sonucu çıktı.

 

Obama Suriye’yi kimsayal silah kullanmaması için uyardı

Obama, Netanyahu ile yaptığı ortak basın toplantısında Suriye’ye uyarılarda bulundu fakat doğrudan bir müdahale konusunda çekingen göründü.

Obama, geçtiğimiz hafta Beşar Esad’a bağlı silahlı kuvvetler ile muhalif Suriye Özgürlük Ordusu arasındaki çatışmalarda kimyasal silah kullanıldığına yönelik iddialar karşısında bir soruşturma başlattıklarını belirtti. Obama, Esad’ın kimyasal silah kullandığının ortaya çıkması durumunda misilleme yapabileceklerini belirtti. Kimyasal silahı muhalif tarafın kullanmış olma ihtimalini ise düşük bulduğunu ifade etti. Öte yandan Obama ABD’nin dünyanın polis kuvveti görevini üstlenmediğini, Suriye’ye yapılabilecek bir müdahalenin geniş uluslararası katılımla olacağını söyledi. Obama ayrıca Suriye’ye yapılacak bir müdahalenin akan kanın durması anlamına gelmeyebileceğini de ifade etti. Fakat Obama’nın Suriye’nin elindeki kimyasal silahların El Kaide veya Hizbullah gibi örgütlerin eline geçmesine izin verilmemesi konusunda İsrail ile aynı fikirde olduğu görüldü.

Uzmanlar Obama’nın Suriye konusundaki çekimser davranışını Çin ve Rusya’nın muhalefetine ve ABD’nin Irak ve Afganistan gibi etnik bazlı bir iç savaşa daha girmek istemediği şeklinde yorumladı. Suriye’den Lübnan’a giden konvoylara İsrail’in saldırması konusunda ise ABD tam bir yeşil ışık vermese de en azından ‘sarı ışık’ verildiği yorumu yapıldı.

 

 

İsrail-Filistin barışına yönelik somut adım yok

Obama ABD’nin barışı tek başına sağlayamayacağını, ancak barış için ellerinden geleni yapacağını söyledi. ABD Başkanı ilk defa Filistin’in müzakere masasına oturmak için ileri sürdüğü İsrail’in Batı Şeria’da yerleşim birimi inşaatına son vermesi şartını eleştirdi. Obama Ramallah’ta verdiği basın demecinde “Eğer müzakerelerin başlaması için şart olarak, her konunun daha müzakereler başlamadan çözülmesini beklersek, zaten müzakere yapmanın anlamı olmaz,” şeklinde konuştu.

Obama Ürdün’ün başkenti Amman gezisi sırasında yaptığı açıklamada da barış için hâlâ bir fırsat olduğunu fakat zaman geçtikçe barışı sağlamanın giderek zorlaşacağını ifade etti. Obama üç günlük Ortadoğu ziyareti sonunda tarafların beraber oturup yeni yöntemler geliştirebileceğine dair hâlâ umudu olduğunu belirtti.  ABD Başkanı, İsrail’den Filistin’i ekonomik ve hayat kalitesi olarak istikrarlı hale getirmesini beklediğini söyledi. İsrail’in kendini savunmaya daima hakkı olduğu belirten Obama Hamas’tan şiddeti bırakmasını isterken, Hizbullah’ı da terör örgütü olarak gördüklerini tekrar etti.

 

Obama: “İsrail-Türkiye barışı için doğru bir zaman”

Obama, Ürdün Kralı II. Abdullah ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, İsrail gezisi sırasında, Türkiye ile İsrail arasındaki anlaşmazlığı sona erdirmek için uygun bir zaman olduğu kanısına vardığını, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun da aynı kanıda olduğunu söyledi.

Uzlaşma görüşmelerinin henüz yeni başladığını belirten Obama, “Bir tek Filistin konusunda değil, farklı konularda da önemli birtakım anlaşmazlıklar olacaktır. Ancak, iki ülke ortak çıkarlara sahip ve geçmişte güçlü ortaklıklar kurdular,” dedi. Netanyahu-Erdoğan görüşmesinin hemen sonrasında yayınlayan Beyaz Saray’ın açıklama metninde, Netanyahu’nun Gazze’deki ambargoyu kaldıracağına dair kesin bir ifade yer almadı. Netanyahu’nun Gazze’ye insan ve mal girişiyle ilgili kısıtlamaları zaten kaldırdığına ve sükûnet devam ettiği müddetçe bu durumun devam edeceğini söylediğine yer verildi. ADL Direktörü Abe Foxman, Amerika’nın, bölgedeki en güvenilir iki müttefiki arasındaki “ilişkilerin iyileştirilmesi” girişimini memnuniyetle karşılarken, uzlaşmanın hızlandırılması için ABD Başkanı Barack Obama’nın şahsi ilgisine teşekkür etti. Foxman, İsrail ile Türkiye arasındaki uzun süreli dostluğun ve karşılıklı işbirliğin her iki ülke için faydalı olduğunu sözlerine ekledi.