ENGELLİ ŞAİRİN SEKS HAYATI

6 yaşında geçirdiği çocuk felcinden sonra, madeni bir kutuda, solunum cihazına bağlı olarak yaşayan 36 yaşındaki Mark O’Brien’in öyküsünü anlatan filmin en önemli erdemi aşırı duygusallık tuzağına düşmemesi.

Viktor APALAÇİ Sanat
6 Mart 2013 Çarşamba

Engelli adamın ilk cinsel deneyimi için bir seks terapistinden profesyonel yardım almasını anlatan film hafif, samimi, rahat ve izleyiciyi zorlamayan uslubuyla öne çıkıyor. Soft pornomsu sevişme sahnelerindeki doğallığıyla Helen Hunt, “Çıplaklık 50 yaşındaki bir kadına ancak bu kadar yakışabilir” dedirtiyor

 

Oscar ödülleri dağıtımından bir ay önce aday filmler görücüye çıkar, ödül töreninin ardından kazanan filmler zafer haftalarını yapmak üzere afişlere çıkarlar. Anlayacağınız bu 5-6 haftalık süre içerisinde, sinemaseverler şekerci dükkanına dalmış çocuklar gibi şımartılırlar.

12. Bağımsız Filmler Festivali’nin (If İstanbul) zengin programındaki filmlerden, hatta Spielberg’in ‘Lincoln’undan bu yoğun trafik içinden bahsetme olanağını bulamadık.

If İstanbul Festivali’nin ilk günlerinde seyredip hayran kaldığımız ‘Aşk Seansları / The Sessions’ sıcağı sıcağına vizyona girdi. 6 yaşında geçirdiği çocuk felcinden sonra, madeni bir kutuda, solunum cihazına bağlı olarak yaşayan 36 yaşındaki engelli bir adamın ilk cinsel deneyimi için profesyonel yardım almasını anlatan film, ‘Sundance’de seyirci ödülü kazanmış başarılı bir bağımsız sinema örneği.

Seks terapisti rolündeki Helen Hunt, Yardımcı Aktris dalında aday gösterildiği Oscar Ödülü’nü, Victor Hugo’nun ‘Sefiller’inin ölümsüz Fantine karakterini canlandıran Anne Hathaway’a kaptırdı.

1997’de gazeteci-şair Mark O’Brien’in dramatik yaşamını anlatan ‘Breathing Lessons: The Life and Work, of Mark O’Brien’ adlı, Oscar ödüllü belgesel 15 yıl sonra, senarist-yönetmen Ben Lewin ‘Aşk Seansları / The Sessions’ adlı uzun metrajlı filmde O’Brien’in cinsel deneyim serüvenini anlatıyor.

1999’da 49 yaşındayken ölen O’Brien’e adanmış film, engellilerin cinselliği konusunda tabuları yıkarken kuralları tersyüz ediyor.

KİLİSE ONAYLI ‘AŞK SEANSLARI’

Kendisi de çocuk felci geçirmiş Ben Lewin, senaryoyu yazarken O’Brien’in gerçek seks vekili Cheryl Cohen-Green ile tanışıp, onun anlattığı O’Brien ile ilgili anılarından yararlanmış.

Hafif, samimi, rahat, uysal ve izleyiciyi zorlamayan bir üslupla anlatılan filmin en önemli erdemi aşırı duygusallık tuzağına düşmekten kurtulması. Ben Lewin, karakterini bir kurban veya bir aziz gibi ele almayan senaryosunu, iyi ve kötü yanlarını gösteren gerçekçi bir üslupla işlemiş.

Mark O’Brien’in 1990’da The Sun’da çıkan ‘On Seeing’a Sex Surrogate’ yazısından yola çıkarak yazılan senaryo, bu yazıdaki seks ve sakatlık ilişkisini de alarak bir tabuyu yıkıyor.

Zekice yazılmış, doğal, dürüst, eğlenceli ve öğretici senaryo insancıl olmayı da başarıyor. Yıllardır patlamayı bekleyen bir bomba gibi olduğunu, cinselliği yaşamadan ölmek istemediğini söyleyen felçli O’Brien, sürekli danıştığı peder Brendan’dan bir kadını İncil’de anlatıldığı bir şekilde tanıması, cinsel bir ilişkiye girmesinin mümkün olup olmadığını sorar. Peder, inançlı bir adam olan O’Brien’e onay verince, seks terapisti Cheryl Cohen-Greene devreye girer.

Engellilere partnerleriyle yaşayacakları cinsel deneyimler için eğitilen Cheryl felçli adamla 6 seanslık bir terapi uygular. Evli, çocuklu terapist, felsefeci kocasını kıskandıracak kadar yakınlaştığı Mark’la duygusal bir ilişki yaşayacaktır.

 

DOĞAL, DÜRÜST,

ÖĞRETİCİ, EĞLENCELİ

Karakterlerine şefkatle yaklaşan film, evli ve çocuklu bir kadının seks terapisi yapmasını profesyonel açıdan ele alırken, Peder Brendan aracılığıyla bu olay için kilisenin de onayını almış oluyor.

Peder rolünde deneyimli karakter oyuncusu William H. Macy dengeyi iyi tutturuyor, kilisedeki aşk seansları hakkındaki bölümler filmi eğlendirici hale getiriyor.

‘Gerçeğin Parçaları / Winter’s Bone’ ile En İyi Yardımcı Aktör dalında Oscar’a aday gösterilen John Hawkes, baştan sona yatarak oynadığı rolünün hakkını verirken, filmin Mark’ın bedensel engelini dramatikleştirmeyip teknik bir sorun gibi yaklaşımına destek veriyor.

1997’de ‘As Good As Is Gets’ ile Oscar kazanan, 1 Emmy, 4 Altın Küre sahibi Helen Hunt, ‘Aşk Seansları’nın en önemli kozu.

Soft pornomsu sevişme sahnelerindeki doğallığıyla, ‘çıplaklık 50 yaş olgunluğunu yaşayan bir kadına ancak bu kadar yakışabilir’ dedirten Helen Hunt performansıyla izleyiciyi büyülüyor.

Uzun yıllar çalıştığı BBC’deki belgesel ve ödüllü TV filmleriyle tanınan Ben Lewin, sinemadaki en başarılı işine ‘Aşk Seansları’ ile imzasını atıyor. 1946 Polonya doğumlu sanatçı, 3 yaşındayken ailesiyle Melbourne’a göç etmiş.

Avustralya ve Amerikan vatandaşı olan Ben Lewin’in 1988’de başlayan sinema kariyerinde sadece 4 film var.