Yahudiler ve Kahve

Aylin KAN derledi... Kahve, 16. yüzyılın ikinci yarısında Avrupa’ya geldiğinde içki seçenekleri bira ve şaraptı. Acı ve paketlenmiş kafein dozlarından oluşan kahve, egzotik ve şüphe uyandıran bir içecek olarak görülmüş, bazıları tarafından kabul edilirken, bazılarında korku yaratmıştı. Kahve, Almanya’da diğer Avrupa ülkelerinden daha fazla tepkiyle karşılanmıştı. Bira endüstrisiyle donanmış ‘içki milliyetçisi’ bu ülkede kahve, potansiyel yıkıcı bir içecek olarak karşılanmıştı."

Diğer
6 Mart 2013 Çarşamba

Kahve, uykusuzluğa dayanmamıza, geç saatlere kadar süren ofis çalışmalarına, akşamdan kalma durumlara yardımcı olabilir, ama bu acı tat bize geçmişimiz hakkında ne söyleyebilir? Robert Liberles’in son kitabı ‘Jews Welcome Coffee’ye göre Alman Yahudi tarihine ait ipuçları dâhil kahve tanesinin içinde keşfedilecek çok şey var

Kahve, 16. yüzyılın ikinci yarısında Avrupa’ya geldiğinde içki seçenekleri bira ve şaraptı. Acı ve paketlenmiş kafein dozlarından oluşan kahve, egzotik ve şüphe uyandıran bir içecek olarak görülmüş, bazıları tarafından kabul edilirken, bazılarında korku yaratmıştı. Kahve, Almanya’da diğer Avrupa ülkelerinden daha fazla tepkiyle karşılanmıştı. Bira endüstrisiyle donanmış ‘içki milliyetçisi’ bu ülkede kahve, potansiyel yıkıcı bir içecek olarak karşılanmıştı. Kral II. Frederick’e göre, kahvenin bira karşısındaki popülerliği ulusal karakteri zedeleyebilirdi. Kral, kahve konusundaki görüşlerini şöyle dile getirdi: “Benim insanlarım bira içmeli. Bir kral olarak askerlerimin kahve içerek zorluklara karşı dayanıklı olabileceğini düşünmüyorum.”

Kahvenin popülerliği, Alman ekonomisine karşı da bir tehdit oluşturuyordu. Kahve, ülkenin parasını, iç piyasada üretilen bira üretiminden uzaklaştırmış ve ithal edilen kahve çekirdeklerine kaydırmıştı.

Hıristiyan Almanlar kahveye karşı savaşırlarken, Alman Yahudileri kahveyi daha az dirençle karşıladılar. Belki de kahve içmeleri, damarlarında antisemitizm akan Alman sosyetesine kabul edilme isteğinin bir göstergesiydi. Ama Liberles’e göre, tüm modern zaman öğeleri gibi, kahve de, zamanın rabilerine meydan okuyordu. Onlar, kahvenin, Yahudi gelenek ve kurallarına nasıl uyacağına dair görüşler konusunda mücadele ediyorlardı: “Kahve içilirken hangi dua edilmeliydi? Kahve Şabat günü hazırlanabilir miydi? Yahudiler, Yahudi olmayanlara ait olan kahvehanelerde kahve içebilir miydiler?” Bu ve bunun gibi konular, rabilerin tartışma konularıydı.

Aynı zamanda, Yahudiler kahve ticaretine dâhil olmaya başlamışlardı. 18. yüzyılda, Frankfurt Yahudilerinin kahve ticaretine katılmasını yasaklamak isteyen bir önerge su yüzüne çıktı. Liberles’in açıklamalarına göre bu önerge, Almanların, Yahudilerin borç para verme işinden ticarete geçmeleri konusundaki korkularının bir yansıması idi. Bu önerge, Yahudilerin yaradılış olarak aldatıcı oldukları ve ekonomideki etkinliklerini giderek arttırdıklarını savunan klasik antisemit görüşlerle de desteklendi. Ayrıca, Yahudi tüccarların bu yeni içeceğe çeşitli katkılar bulaştırarak Hıristiyan kullanıcılara zarar vereceği korkusu da yayıldı.

Bir yanda Liberles’in bu önerge ile ilgili düşünceleri, Alman Yahudilerine karşı olan endişe ve kuşkuların merkezini ortaya koyarken, Liberles’in özellikle kahveye odaklanmış olmasının sebebi açık değildir. Çünkü bu dönemdeki Yahudi çay ve şeker tüccarları da aynı zorluklarla karşı karşıyaydılar. Bu yüzden Alman Yahudileri ve kahve arasındaki bağlantı kitapta bazen zorlama olarak görülebilir.

Diğer yandan, Liberles kahvenin Avrupa Yahudileri tarihindeki yerini abartmamaya da dikkat etmektedir. Yazılarında “Kahve, sosyal veya politik biçimlendirmelere yol açmamıştır,  ancak zamanının sosyal karakterini ve dönemin dinamiklerinin bir göstergesidir.” diye belirtmektedir.

Bazen okur, kitabın daha sorgulayıcı bölümleri için sert bir kahve veya espressoya ihtiyaç duyarken, Liberles, kahve aracılığıyla, dönemin Yahudi cemaatinin finansal, dini ve sosyal yapısını incelemeye çalışmaktadır. Belki de bu kitabın en önemli yararı, tek bir yiyeceğin bir tarih araştırmasına nasıl bir bakış açısı katabileceğinin anlaşılmasıdır, “Düşünceler, tek başına tarihi değiştirmezler,” bazen de yiyecekler değiştirir.