“Bir daha asla!”

Ortaköy Sinagogu’nda 27 Ocak Soykırım Anma Günü’nde ortak mesaj

Toplum
30 Ocak 2013 Çarşamba

“Bir daha asla!” 

“Bir daha asla kelebek göremeyeceklerin anısına”

Sonuncuydu, en sonuncuydu,

Öyle parlaktı, ışıltılıydı, göz kamaştıracak kadar sarıydı ki

Belki de güneşin gözyaşlarıydı şarkı söyleyen

Beyaz bir taşa karşı...O kadar, o kadar sarıydı

Yükseldi yukarıya hafifçe

Biliyorum gitti o, çünkü

Bir elveda öpücüğü vermek istedi dünyaya

 

Yedi haftadır burada yaşıyorum,

Kapatılmış olarak bu kampa

Ama burada buldum soydaşlarımı

Karahindibalar çağırıyor beni

Ve bahçedeki beyaz kestane mumlar

Ne ki, başka bir kelebek görmedim asla

 

O kelebek sonuncuydu.

Yaşamazlar kelebekler burada,

Toplama kampında.”

2005 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nca kabul edilen   ‘Uluslararası Yahudi Soykırımı (Holokost) Kurbanlarını Anma Töreni’ bu yıl da 27 Ocak tarihinde Türk Musevi Cemaati’nin ev sahipliğinde gerçekleşti. Dışişleri Bakanlığı Yetkilisi Büyükelçi Ertan Tezgör, Fener Rum Patriği Bartholomeos, Keldani Katolik Kilisesi adına Yusuf Basmacıoğlu, Ermeni Katolik Cemaati adına Kevork Kazumyan’ın yanı sıra çok sayıda azınlık cemaati temsilcisi ve dindaşlarımızın yoğun katılımıyla gerçekleşen törende tüm konuşmacıların ortak mesajı “bir daha asla ve hiç kimse için” böyle bir acının yaşanmaması dileğiydi. Tören öncesinde sinagog girişinde Michel Kichka’nın Holokost’u anlatan ‘İkinci Kuşak-Babama söyleyemediklerim” isimli kitabı ve günü temsilen üstünde Holokost’ da hayatını yitiren çocukların anısına birer kelebek rozeti konuklara hediye edildi.   Anma töreninin öncesinde katılanlar, sinagog girişindeki UÖML ortaokul ve lise öğrencilerinin hazırladığı ‘Uluslararası Yahudi Soykırımını Anma Günü’ öncesinde, Holokost’ta yaşamını kaybeden 6 milyon anısına kurulan  temsili tren yoluna  “Bir daha asla” yazılı notlar bıraktı. Fotoğraf sanatçısı Alberto Modiano’nun toplama kamplarında çektiği fotoğraflardan oluşan ‘Holokost Simgeleri’ sergisi de sinagog bahçesinde konuklar tarafından gezildi.

Törenin sunuculuğu Hahambaşılık Genel Sekreteri Yusuf Altıntaş tarafından gerçekleştirildi. Birleşmiş Milletler ’in 60/7 sayılı kararı ile Soykırımı Anma Günü ilan etmesinden sonra bugüne kadar olan süreci özetleyen Altıntaş, konuşmasının devamında törene katılamayan devlet büyüklerinin mesajlarını okudu. Törene TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış mesaj gönderdi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç mesajında, ‘Bugün kurbanlarını andığımız Holokost bazı insanların tüm temel insani unsurlardan uzaklaşarak ne kadar vahşi ve acımasız olabileceklerinin, bunu sistematik hale getirebileceklerinin acı bir deneyimi olmuştur. Bu acı deneyim bütün insanlık için bir ders teşkil etmektedir. Dolayısıyla bu acıların tekrarlanmaması için uluslararası düzeydeki bu tür etkinliklerin gerçekleştirilmesini önemsiyoruz. Anadolu insanının zor zamanlarda Yahudi insanlarına kucak açmasının birçok örneği vardır. 1492’de ve İkinci Dünya Savaşı sırasında Türkiye birçok Yahudi için sığınılacak yuva görevi görmüştür. 2002 yılında iktidara gelen hükümetimiz Musevi cemaati vakıflarının sorununun çözümü için gayret göstermiş, ortak tarihi mirasımız olmasına karşı yıllardır ihmal edilen sinagogların tadilatına hız vermiştir. İnsanlık vicdanında derin yaralar bırakan Holokost trajedisi karşısında Türk Yahudilerinin acısını paylaşır Yahudi vatandaşlarımıza sevgilerimi iletirim.” diyerek duygularını belirtti.

Mesajların okunmasından sonra müzik dinletisi için geçen sene olduğu gibi piyanoda Jerfi Aji ve çelloda Yelda Özgen Öztürk yerlerini aldılar. Yom Kipur oruç gününde, ibadetin başlangıcında Tanrıdan bağışlanmayı dilerken söylenen “Kol Nidrei” duası Max Bruch’un yorumu ve sanatçıların sunumu ile katılımcılara duygu dolu anlar yaşattı.

Müzik dinletisi sonrasında ise duygularını paylaşmak üzere Türk Musevi Cemaati Başkanı İshak İbrahimzadeh davet edildi. Konuşmasını barkovizyon sunum eşliğinde gerçekleştiren İbrahimzadeh, Alfred Dreyfus olayından günümüz yerel basınından örneklere kadar geniş kapsamlı bir şekilde üst üste gösterdiği slaytlarla öncelikle sinagogda bulunan herkesi günümüzün ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve antisemitizmi konusunda düşünmeye yöneltti. “Pis Yahudi Dreyfus’a ölüm,Yahudiler’e ölüm” slaytı ile başlayan sunum, Ekim 2012’de yerel basından “Hiçbir Yahudi’yi sevmiyorum” slaytı gibi çarpıcı görsellerle devam etti. Sunumunun devamında “İslam’ın canı cehenneme, asla teslim olmayacağız” gibi ırkçı söz içeren slaytı ve sonunda da Suriye’de iç savaş esnasında yaşanan tabloya da yer veren İbrahimzadeh sıra dışı sunumu ile dünyadaki her türlü ırkçılığı eleştirdi. Konuşması esnasında İbrahimzadeh’e Teri Avadya, Pavel Freidmann’dan okuduğu ‘Kelebek’ isimli şiiri ile eşlik etti. Bu senenin anma temasını da oluşturan kelebek, kurtuluşu ve özgürlüğü temsil etmekteydi. İbrahimzadeh konuşmasının son bölümünde şair Pavel’a seslenerek “Dileğim odur ki, çabam önümüzdeki yıl burada tekrar buluştuğumuzda senin de kurtuluşunu kutlayıp birlikte kelebeklerinin peşinden koşabilmek olsun… O güne kadar lütfen bize olan sevgini, umudunu ve anlayışını yitirme” sözleri ile bitirdi.    

Dışişleri Bakanlığı adına törene katılan Büyükelçi Ertan Tezgör konuşmasının başında, Nazi rejiminin katlettiği insanları saygıyla andıklarını belirterek, “Bu tür trajedilerin tekrar yaşanmaması için alınan dersleri gelecek kuşaklara aktarmak, boynumuzun borcudur” ifadesini kullandı. Holokost kurbanlarını anma ve Holokost’u inkar edenlerin karşısında durmanın Birleşmiş Milletler (BM) kararının ruhuna uygun bir yükümlülük olduğunu vurgulayan Tezgör, 500 yıldan fazla bir zaman sürecinde Yahudi kökenlilerin Anadolu halkıyla aidiyet duygusu oluşturduğunu anlattı. Tezgör, İkinci Dünya Savaşı yıllarında büyük çoğunluğu Yahudi birçok Türk vatandaşının da toplama kamplarında hayatını yitirdiğini hatırlatarak, şunları söyledi: “Bergen-Belsen toplama kampında Holokost’a kurban giden Yahudi ve Yahudi olmayan vatandaşlarımız için geçtiğimiz Aralık ayında bir anıt plaket açılışı yapıldığını memnuniyetle belirtmek isterim. Holokost, insanlığa karşı bir suç olarak gördüğümüz antisemitizmin bir ürünüdür. Türkiye, Holokost’un hatırlanması ve bundan dersler çıkarılmasıyla ırkçılık, yabancı düşmanlığı, İslamofobi ve antisemitizme karşı mücadelede izlemekte olduğu ilkeli siyaseti, kararlılıkla sürdürecektir. Bu tutumumuz, karşılıklı anlayış ve hoşgörü ile özgürlük, güvenlik ve demokrasiye olan inancımızdan kaynaklanmaktadır. Holokost’tan almamız gereken derslerden birisi de komşularla birlikte yaşamayı öğrenmenin yaşamsal önemidir. Nitekim, ülkemizin ön ayak olduğu BM çerçevesinde geliştirdiği Medeniyetler İttifakı’nın da temel hedeflerinden birisini global düzeyde bu ortamın teşvik edilmesi oluşturmaktadır.” Büyükelçi konuşmasında Uluslararası Film Festivalleri’nden ödüllerle dönen “Türk Pasaportu” filmi ve halen UNESCO himayesinde devam eden Holokost eğitimini teşvik amaçlı Alaaddin projesi hakkında da detaylı bilgiler sundu. Şu an Avrupa’da yabancı düşmanlığı altında sünnet, kaşer et-helal et gibi konuların bile sorun haline gelebildiğini hatırlatan Tezcan bu konuda birlik ve beraberlikle hareket etmenin önemini vurguladı.

Büyükelçi konuşmasının son bölümünde 68 yıl evvel Auschwitz kampından sağ kurtulan bir tanığın Holokost üstüne düşüncesini şu sözlerle aktardı: “Auschwitz’den daha kötü tek bir şey olabilir, o da dünyanın bir zamanlar Auschwitz’in varolduğunu unutmasıdır”. Büyükelçi Tezgör en vahim suçtan ders alarak iyi bir gelecek için hep beraber çaba sarf etme temennisi ile Türk Musevi Cemaati yöneticilerine anma töreni için teşekkür etti. 

Konuşmaların ardından Türkiye Musevileri Hahambaşısı Rav İsak Haleva, Fener Rum Patriği Bartholomeos,  Süryani Ortodoks Metropoliti Filuksinus Yusuf Çetin, Büyükelçi Ertan Tezgör  Holokost kurbanları anısına mum yaktı. Rav İsak Haleva mumları yakmadan önce, “Görülmemiş bir soykırım mağdurlarının, Holokost kurbanlarının aziz ruhlarını taziz etmek üzere sizler adına yakıyor ve içinde bulunduğumuz bu kutsal mekânda hepimizin Tanrısı’na avuç açıyor ve yalvarıyorum; Tanrım dünyamız böylesi bir vahşete bir kez daha tanık olmasın.” diye konuştu.

Tören konuşmalar ve mum yakma sonrası cemaat yetkililerinin davetlilere teşekkürleri ile son buldu. Tören için üç semavi dinin çan-ezan-hazan sesleri ile süslediği Ortaköy’ün seçilmesi günü anlamlı kılan bir diğer unsurdu. Anma törenine cemaat kurumlarından birkaç haftadır düzenli atılan hatırlatma mesajlarına uygun olarak sadece davetlilerin değil dindaşlarımızın da yoğun katılım göstermesi ve sinagogun dolu olması gelecek adına ümit verici bir durumdu. Tören çıkışında Ortaköy Sinagogu’nda yapılan faaliyetlerden özetleri duvardaki renkli fotoğraf panosundan görebilen davetliler Türk Yahudileri hakkında daha kapsamlı bir fikir sahibi oldular. 27 Ocak gününü sosyal medya da paylaşan birçok yazarımız toplum nezdinde bugünün bilinirliğine katkıda bulunmuş oldular. Dileğimiz gelecek yıl daha fazla görsel malzeme ve etkinlikler eşliğinde ve daha geniş bir kitlenin katılımıyla “hiçbir yerde, hiçbir zaman ve bir daha asla “ sloganı ile bugünün ilelebet insanlık adına hatırlanmasıdır. Katılan ve destek veren herkese teşekkür ederiz.

AB BAKANI EGEMEN BAĞIŞ’IN MESAJI

Bağış,  mesajında, “Bugün maalesef Auschwitz’ten gerekli dersleri almayanların Avrupa’da o acı tarihi tekerrür etme tehdidi oluşturduğuna üzülerek şahit oluyoruz. Auschwitz’e bir meydan okuma olarak bütün insanlığın ümitlerini yeşertmek için yola çıkan AB bugün maalesef başladığı noktanın çok gerisinde kalmıştır. Irkçılık ve faşizmi körüklemeye, insanlığa yeni nifak tohumları ekmeye yönelik gayretlerin her zaman dışlanmaya ve başarısızlığa mahkûm olacağını ümit ediyoruz. Türk toplumu yabancı düşmanlığı ve antisemitizm duygularından daima uzak olmuştur. Milletimiz, Musevi kardeşlerimize her zaman kucak açmıştır. Musevi vatandaşlarımız da kendilerini buranın bir parçası olarak görmüştür. Bizim tarihimizde soykırım yoktur. Bizim topraklarımızda asla nefret tohumları yeşeremez. Bizim inancımıza göre bir insanı öldürmek bütün insanları öldürmek gibidir. Bizim inancımızda hiçbir milletin diğerine üstünlüğü yoktur” ifadelerini kullandı.