Bilmediklerimiz duymadıklarımız

Spor
19 Aralık 2012 Çarşamba

Böylesi bir dünyada hiç şüphe yok ki birçoğumuz zorluklarla boğuşuyor. Buna bağlı olarak belki de hafif bir konuyu yazmak yerine, spor dünyasında olan biten bir sürü önemli konuya veya geçen hafta yapılan Galatasaray-Fenerbahçe maçına değinmek gerekebilir diye düşünebilirsiniz. Ancak ben şahsımca, hem 2012 yılındaki son yazımı biraz gülünç bir şekilde bitirmek hem de 2013’ü “Ne olacak bu futbolun hali?” diye sordurtmadan eğlenerek karşılamak istedim. Sadece 2-3 dakikalığına bile olsa bu yazıyı okurken hayattan kopup, birazcık gülmek hepimizin hakkıdır diye düşündüm.

 “Etkili ceza!”

 1992 senesi birçoğumuz için belki pek bir şey ifade etmiyor olsa bile Suudi Arabistan’daki futbolcular için çok şey ifade ettiği aşikâr. Nitekim o sene Suudi Arabistan Futbol Federasyonu’nun aldığı bir karara göre, bir maçta 7 ve üstü gol yiyen takımın bütün oyuncuları falakaya yatırılıp cezalandırılmıştı. Oyuncu sakatlıklarından mıdır yoksa çok vahşi olduğundan mıdır bilinmez, bu karar bir sene sonra yürürlükten kalkmıştı.

 Dünyanın en talihsizi

 Bu seferki hikâye çok can yakmayan tatlı bir hikâye. Ancak pek unutulmayan cinsten. Futbol tarihine birçok başarıyla yazdırdı adını Franz Beckenbauer. Ancak şimdiki olay bir başarıdan çok bir komedi filmini andırıyor.  Beckenbauer, bütün başarılarının yanında “jübilesinde kendi kalesine gol atan tek futbolcu” olarak da futbol talihsizlerine adını altın harflerle yazdırmayı başardı.

Enteresan istek

 Şimdi ise Asya’ya yolculuk yapacağız. Bu sefer de Hindistan Futbol Federasyonu’nun 1950 Dünya Kupası’ndan çekilmesinin ilginç bir nedenini göreceğiz. O zamanların Hindistan Futbol Federasyon Başkanı’nın isteği belki de FİFA’ya gelen en şaşırtıcı isteklerden biriydi. Öyle ki Hint Milli Takımı oyuncularının sahaya çıplak ayakla çıkma isteği FİFA tarafından bir gün bile düşünülmeden geri çevrilmişti. Böylece Hindistan az katılabildiği organizasyondan bu sefer de kendi isteğiyle çekilmişti.

Şampiyonluklarla değişen telefon numarası

 Sırada ki enteresan olay ise dünyanın bir numaralı kulüplerinden olan Real Madrid cephesinde yaşanmış ve yaşanmakta. Her kulübün olduğu gibi Madrid ekibinin de bir telefon numarası var. Ancak bu telefon numarasını sakın rehberinize kaydetmeyin. Zira telefon hiçbir şekilde aynı kalmıyor. Öyle ki sadece ilk 3 rakamı İspanyol kodu ile başlıyor ama sonraki sayılar Real Madrid’in kazandığı lig şampiyonluğu ve Şampiyonlar Ligi’ndeki şampiyonluğuyla paralel olarak değişiyor. Kısacası Real’in şu ana kadar aldığı Şampiyonlar Ligi kupa sayısı 9 olduğundan numaranın son iki numarası 09 ile bitiyor. Ancak Real bu sene kupanın sahibi olursa sondaki sayı 10 ile değişecek.

Suç DVD’si

 Şimdi rolü Paris Saint Germain eski teknik direktörü Guy Lacombe alıyor. Kurt hoca, takımının aldığı kötü sonuçlar sonucu eleştiriler kendi üstüne gelmesin diye, hakem hatalarından oluşan bir DVD hazırlayıp başkanına sundu. Ne kadar akılcı bir davranış olduğu tartışılır fakat hiç kuşkusuz türünün tek örneği.

Bu gurur Charlton’un

 Elbet ki çoğu insan “Charlton ne?”diye soracaktır. Haklıdırlar da. Charlton şu sıralar İngiltere 2. Liginde futbol hayatını devam ettiren bir kulüptür. Ancak başlıkta bahsettiğim gurur bir inancın göstergesi, sembolüdür. 1957 yılında oynanan Huddersfield-Charlton maçında Charlton, 75 dakika 10 kişi oynamış ve son yarım saatine 5-1 geride girmiştir. Ancak hiç kimsenin beklemediği bir inançla oynamış olacaklar ki, Charlton’lu futbolcular bu maçı 60. Dakikadan sonra 7-6 kazanmayı başardılar. Böylece inancın ve hırsın ne demek olduğunu bütün insanlara gösterdiler.

2013 senesindeki bütün olaylar bu şekilde yüzünüzde tebessüm oluşturarak akla gelsin. Hepinize mutlu, sağlıklı, güzel ve sevdiklerinizle istediklerinizi gerçekleştirebileceğiniz bir yıl dilerim. 2013’ün 2012’yi aratmaması dileğiyle…