Osmanlı´nın ilk başkenti Bursa ve tarihe yolculuk...

Yetimleri Koruma ve Barındırma Derneği ile Ulus Özel Musevi Lisesi Mezunlar Kolu 25 Kasım Pazar günü 100 kişilik bir grupla günübirlik Bursa gezisi gerçekleştirdi.

Ester BÜYÜKABOLAFYA Toplum
5 Aralık 2012 Çarşamba

Sabah gün doğmadan Avrupa yakasında buluşan grup daha   sonra hep birlikte Asya yakasındaki diğer grupla buluşarak özel otobüslerle yola   çıktı. E-5 ve Tem otoyollarını kullanarak Eskihisar-Topçular arabalı   feribotuna binildi. Arabalı feribotta sabah kahvaltısı ve sıcak çaylar   yudumlanırken, çocuklar da uçan martıları besledi. Feribot ile Yalova’ya   geçildiğinde kahvaltı da bitmiş oldu. Yalova’dan Gemlik güzergahını takip   edip eden otobüsler Bursa’ya varana kadar denizi seyrettiler. Üç saatlik   yolculuktan sonra Bursa’ya varıldı. Bursa’da kendilerini Bursa Türk Musevi   Cemaati Vakfı Başkanı Leon Elnekave karşıladı. Elnekave ‘14. yüzyılın   sonlarında İspanya'dan sınır dışı edilen Yahudiler Osmanlı İmparatorluğuna   kabul edilmiş ve Bursa'ya yerleştirilmiş. Ets Ahayim Sinagogu diğer adı ile   Hayat Ağacı Sinagogu olarak da bilinen Sinagog, Osmanlı Döneminde ilk yapılan   sinagogdur. Bursa fethini gerçekleştiren Orhan Bey zamanında bir ferman   çıkartılarak Ets Ahayim Sinagogunun kurulmasına izin verilmiş. 16. yüzyıl   başlarında II. Selim tarafından Geruş Sinagogu’nun inşa ettirmiş . Günümüzde   bakımları yapılıp, ibadete açık tutulmaktadır.’ dedi. Daha sonra hep birlikte   Arap Şükrü Sokağındaki Mayor Sinagogu ziyaret eldi. Leon Elnekave ‘   İspanya'nın Mallorca Adasından 15. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğunca kabul   edilen ve Bursa'da yerleşen diğer Yahudiler için bu sinagog inşa edilmiş. Adanın   adından esinlenerek Mayor adını almıştır.’dedi. Sinagogda amidanın bir kısmı   ve şema okundu. Dualar sonrası Bursa Cemaati ile bahçede seuada (sabah   kahvaltısı) yapıldı.

Gezinin ikinci bölümünde Bursa Profesyonel turist rehberi Nihat   Tınık ve Tansu Erçevik’in Rehberliğinde gezildi. İkinci bölümün ilk durağı Bursa'nın sembolü haline gelen ve Bursa’nın   her yerinden görülebilen Yeşil Türbe oldu. Yıldırım Bayezid’in oğlu Sultan Mehmet Çelebi   tarafından 1421   yılında yaptırılmış. Ancak türbeyi yapıldıktan 40 gün sonra da vefat etmiş.   Rehberler türbede Çelebi Sultan Mehmet ile oğulları Şehzade Mustafa, Mahmut   ve Yusuf ile kızları Selçuk Hatun, Sitti Hatun, Ayşe Hatun ve dadısı Daye   Hatun’a ait olmak üzere toplam 8 sanduka bulunduğuna değindi. Türbenin içi,   sandukalar, mihrap, duvarlar, cümle kapısı ile   cephe kaplamaları da çiniden yapılmış olduğuna değindiler. ‘Kıbleye bakan   mihrabı bir sanat eseridir.’ Geziye katılanlar Osmanlı mimarisinde tüm duvarlarının çini ile kaplı olması,   turkuaz renkli İznik çiniciliğinin   şaheser örneklerini hayranlıkla izlediler.

İkinci durak kapalı namaz kılma alanı bakımından Türk Tarihinde yapılan en büyük camisi oldu. Çok kubbeli, alçak tavanlı, çok sayıdaki sütun yüzünden de daha ufak gibi hissedilse de en büyüğüdür 1402 tarihinde (Hicri 804) inşa edilen Bursa’nın da tarihi sembollerinden Ulu Cami oldu.  

Rehber Nihat Tınık gezideki en güzel sorulardan birini   gruba yöneltti;  ‘Minberindeki sırları bilen   var mı?’ ve ‘602 yıllık bir minber. Tarihi minber üzerinde güneş ve galaksi   sistemleri var. Hem de gezegenlerin büyüklük oranları ve yörüngeleri gerçek   oranlarla örtüşmüştür’ cevabını verdi. ‘Minberinin mihraba bakan yüz güneş   sistemi, diğer yakasında ise Galaksi Sistemi yer aldığı tasvir edildiği ileri   sürüldü.’ dedi. Minberin her iki yüzünde şaşırtıcı şekilde evrenin   haritalarının adeta bir krokisi vardı. Motif dikkatlice incelendikçe minberin   mihraba bakan yüzünde güneş sistemi olduğu görüldü. Geziye katılanlar Güneş   Sisteminde 9 gezegeni ve güneşe göre konumlarının ve büyüklükleri gerçek   ölçülerle örtüşür oranda olduğuna hem fikir oldular. Tınık ‘Anlaşılacağı üzere   dünyanın yuvarlak olup olmadığının bile tartışıldığı bir devirde bir ahşap   işçisi bile o dönemde bilinen tüm gezegenleri rastgele bir yıldız olarak   değil, güneş sistemimizdeki birer gezegen olarak işlemiş’ dedi. Camilerde   küçük tahta parçalarını geometrik bezemeler meydana getirecek biçimde yan   yana yapıştırarak yapılması teknik ile künde kari işçiliğini görmüş oldular. Künde   karide tahta ve çivi gibi materyaller kullanılmadan birbirine bağlanmakta. Künde   kari sanat açısından eşsiz bir değere sahip olan minberin ilginç bir özelliği   de 6666 adet abanoz ağacı parçasından oluşması idi. Tınık ‘ o dönemdeki İslam   ve Türk âlimlerinin matematik ve gök bilimlerine yönelik ilminin oldukça   ileri’ olduğunu söyledi. Külliyeler gezildikten sonra Bursa’da şehir turu   yapıldı. Ardından Ankara istikametinde Yıldırım   ilçesine doğru yola devam edildi. Uludağ'ın güney eteklerindeki kuruluşu   yaklaşık 1300'lü yıllara denk gelen eski bir köy olan Cumalıkızık’a gidildi.   Tarihi dokusunu çok iyi koruması sebebi ile bu köy katılımcıların çok   ilgisini çekti. Cumalıkızık evleri, moloz taş, ağaç ve kerpiçten yapılmış iki   katlı. Üst katlardaki pencereler kafesli veya cumbalı. Ana giriş   kapılarındaki kulplar ve tokmaklar dövme demirden yapılma. Evler sarı, beyaz,   mavi, mor renklere boyalı. Evlerin arasında kaldırımsız, taş döşeli, çok dar   sokaklarda yürümek ne kadar zor olsa da herkes bu yürüyüşten çok zevk aldı.   Köy halkının ev yapımı narenciye, ceviz, kestane   reçellerinin tadına varamayanlar kavanoz kavanoz İstanbul’a taşıdılar.   Rehberlerin ‘buranın gözlemeleri çok meşhurdur’ sözleri ‘gözlemeyi de   tatmadan gitmiyelim’ düşüncesiyle herkesi gözlemecilere yönlendirdi.   Cumalıkızık’ta hediyelik eşyalar ve reçel kavanozlarını çantalara yükledikten   sonra Mudanya'ya doğru yola çıkıldı. Buranın küçük bir köyü olan  Tirilye’ye (Zeytinbağı) akşam yemeği yemek   üzere Mahmur Balık Restaurantında otobüslerden inildi. Çalgılı balıklı bir   akşam yemeğinden sonra içilen yorgunluk kahvesi ile tekrar otobüslere binilip   İstanbul’a dönüldü. Geziye katılanlar yeni günü birlik gezilerin yapılması   için Yetimleri Koruma ve Barındırma Derneği Başkanı Aslan Loni Benzeray’dan   söz aldılar. Benzeray ‘yorgunluğumuza değdi’ diyerek gezilerin yenilerini de   düzenleyeceklerine söz verdi.