Renkli bir kültür ve magazin yelpazesi: Şalom DERGİ

İki seneye yakın bir süredir Şalom abonelerine ulaşan, bir süredir de İstanbul’un seçkin kitapevlerinde satılan Şalom Dergi’nin okur kitlesi her yeni sayıyla birlikte artıyor. Bu başarıda imzası bulunan editörü Nelly Barokas, gazete okurlarının uzun yıllardır yazılarıyla yakından tanıdıkları bir isim… Nelly ile Ekim sayısı okurlara ulaşırken samimi bir sohbet gerçekleştirdik

Ester YANNİER Toplum
3 Ekim 2012 Çarşamba

Şalom Dergi fikri ve hayata geçirilişi?

Şalom gazetesi çok eskiden beri Ocak ayında senenin bir özeti niteliğindeki Panorama ekini çıkarır. Geçmişte Panorama dışında Gençlik eki, Çocuk eki, Holokost eki, Kitap eki gibi ekler de yayınlandı zaman zaman. Bunlar tabloid formatında eklerdi. Şalom’un dergi formatındaki ilk yayını yılda iki kez yayınlanan Şalomist oldu. Bu derginin özelliği Şalom’un genç kadrosunun yazması ve bu dinamik yayını şevkle hazırlamasıydı. Ama gençler hayat mücadelesi içine girip Şalomist’e fazla zaman ayıramayınca bu yayın ne yazık ki son buldu.

Gazetemizin yayın ve idari kurulu, haftalık Şalom gazetemizin yanı sıra, ayda bir düzenli bir derginin yayınlanmasının isabetli olacağına karar verince, editörlüğü bana teklif edildi. Daha önceki eklerin hazırlanmasında deneyim kazandığım için editörlüğü kabul ettim. Derginin adı bir yayın kurulu toplantısında kararlaştırıldı; birçok örnek arasından gazetemizin adını en güzel çağrıştıracak olanı seçildi; Şalom Dergi.

 

Konuları seçerken nelere dikkat ediyorsun?

Konularımı mümkün olduğunca geniş bir yelpazede tutmaya özen gösteriyorum. İçerik açısından konuların bir kısmı Yahudilikle ilgili, bir kısmı da tamamen evrensel konular. Derginin her sayısında muhakkak bir biyografi yer alıyor; bu toplumumuzun çok değerli bir kişisi veya dünyaca ünlü bir siması olabiliyor. Biyografilerin bazıları kalıcı bir belge olmaları açısından bence çok değerli… Köklerin, eski yaşam tarzının, bugün artık değişen adetlerin ve değerlerin, eski belge ve görseller eşliğinde yansıtılması da bu dergiye özgü bir sunuş. Söyleşilerimizle ülkenin tanınmış sanatçılarını, yazarlarını, müzisyenlerini dergimize konuk ediyoruz.  Bu arada yabancı yazarlar da dergimize söyleşiler verdiler; bunların arasında Irvin Yalom, Ariel Sabar, Lucette Lagnado ve Michel Kichka’yı sayabilirim.

Bazı yazar arkadaşlarımızın belli temalar üzerinde yaptıkları araştırma yazıları gerçekten dergimizin büyük kazanımı oluyor. Her dergimizde bir gezi yazısı yer alıyor, bu konuda tevazu göstermeyip bu gezi yazılarının büyük gazetelerde yayınlananlardan çok daha nitelikli olduklarını söyleyeceğim.

 Müzik, konser, sinema, moda, magazin, kitap gibi konulara da her zaman sayfalarımızda yer veriyoruz. Bu içerikle Şalom Dergi, farklı çevrelerin ilgisini çekebilen kültür ve sanat ağırlıklı bir yayın.

Değerli isimler bulunan yazar kadrosu hakkında neler söyleyeceksin?

Şalom Dergi yazar kadrosu açısından çok şanslı. Çünkü insanlar yazılarının burada yayınlanmasından çok mutlu oluyorlar. Yola yeni çıktığımda Şalom yazarlarından ilk desteği almamın yanı sıra, uzun zamandır aramızda yer almayan Şalom gazetesinin eski ve çok değerli yazarlarını aradım. Bugün Liz Behmoaras, Süzet Sidi, Rina Eskenazi, Robert Schild ve Nana Tarablus’un düzenli bir şekilde Şalom Dergi’ye yazıyor olmaları bence çok büyük bir artı.

Bunların dışında geniş toplumdan beni arayıp dergide yazmak istediklerini söyleyenler oldu. Bu kişiler artık Şalom Dergi’nin düzenli yazarları. Böylece dergide büyük ölçüde gazeteden farklı bir yazı kadrosu oluştu ki, bu da bence her iki yayının yararına oldu. Yani anlayacağın Şalom ailesi olarak büyüyoruz.

              

Yılda iki kez derginin bir bölümünü Aylin Yengin’in editörlüğünde 18+/35- adı altında bir gençlik eki olarak yayınlıyoruz. Böylelikle genç yazarlarımız gazete dışında dergide de yılda iki kez yazma olanağını buluyorlar.

Şalom Dergi, Şalom abonelerine ulaşıyor, ayrıca belirli noktalarda satışa sunuluyor... Geniş toplumdan - Hıncal Uluç gibi köşe yazarlarından beğeni topluyor...

Şalom Dergi’nin ilk sayılarında toplumumuzdan çok destekleyici tepkiler aldım. Zamanla cemaatin geniş toplumda tanıtılması açısından yararlı olabileceği düşüncesi ile derginin dışarıda satılması önerildi. Böylece kendi abonemize ücretsiz olarak dağıtılan derginin ayrıca 5 TL karşılığında büyük kitapçılarda yer alması için bir dağıtım şirketi ile anlaştık.

Raflardaki yüzlerce dergi arasında Şalom Dergi kimi yerde görünürde, kimi yerde de bulabilene aşk olsun. Büyük medya kuruluşlarının dergileri ile boy ölçüşmek kimin haddine? Buna rağmen tüketim olanakları açısından A+ bir toplum olarak algılandığımız için, Şalom reklam ekibinin de çabası ile dergiye çok sayıda ilan alınabiliyor.

Reklamı yapılmaksızın raflarda boy göstermeye çalışan Şalom Dergi, her şeye rağmen geniş toplumun beğenisini kazandı. E-postama pek çok övgü maili ulaşıyor. Editörden sayfasında İrvin Mandel’in bir karikatürünün yer alması ile derginin ciddi İngiliz dergilerini anımsattığını söyleyenler oldu.

Hıncal Uluç gibi ünlü bir gazetecinin de zaman zaman yazılarında dergimizden övgü ile söz etmesi gerçekten gurur verici.

Son dergimizin bazı sayfalarının uluslararası bir barış kuruluşu olan Cartooning for Peace’ın web sayfasına alınmış olmasından da gurur duyduğumu söyleyebilirim. Bu kuruluşun Eylül ayı içinde Tarih Vakfı’nın desteği ile İstanbul’da gerçekleşen etkinliğinde Şalom Dergi katılımcılara ücretsiz dağıtıldı.

 

Gazete ve dergi sonuçta aynı okuyucu kitlesine ulaşıyor. Şalom Dergi’yi- Şalom gazetesinden ayıran özellikler nelerdir?

Şalom gazetesi haftalık olduğundan iç ve dış haberlerde günceli yakalamaya çalışır ve cemaatimizdeki etkinlikleri geniş bir şekilde yansıtır. Judeo- Espanyol sayfasının dışında tematik sayfalara yer verir. Derginin ise günceli yakalama kaygısı yok. Gazetenin bir sayfasına sığdırılamayacak inceleme, araştırma ve söyleşiler dergide çok daha kapsamlı bir şekilde ve çok sayıda görselle okura sunulabiliyor.

Sonuç olarak 65 yıllık bir geçmişi olan Şalom gazetesi ile bugünlerde 16. sayısı yayınlanan Şalom Dergi aynı çatı altında, aynı tasarımcı kadrosuyla ve büyük özveriyle ortaya konan ve birbirlerini tamamlayan Gözlem Yayıncılığın iki ürünüdür.

 

Uzun yıllar Şalom gazetesinde yazar/ editör olarak görev alıyorsun... Dergi çıkarmanın ne gibi zorlukları var?

Liz Behmoaras’ın kendini roman yazmaya yöneltmesi ve Şalom’dan ayrılması üzerine onun Kültür Sayfası’ndaki görevini 16 yıldır üstlenmekteyim. Sayısını anımsayamadığım kadar söyleşi yaptım. İki kez Uluslararası Yahudi Medya Kongesi’ne katıldım. March of the Living programı ile Polonya’daki ölüm kamplarını ziyaret ettim. İkinci Dünya Savaşı yıllarında Silivri açıklarında batan Salvador gemisinden kurtulan beş kişi ile yaptığım ve beni çok etkileyen söyleşiler beş hafta boyunca gazetede yer aldı.

Kısaca Şalom sayesinde çok öğrendim, önemli deneyimler edindim. Uzun yıllar gazetenin hazırlanması sürecinde dizgi odasında aktif rol aldım. Tüm bu kazanımlar Şalom Dergi’yi çıkarmamı kolaylaştıran etkenler oldu. Yine de dergicilik sayfa düzeni, tasarım ve programlama açısından gazeteden farklı olduğu için giderek kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Burada, Şalom’un tasarımcıları Bella ve Semra’nın bu işi büyük heyecanla yaptıklarını söyleyebilirim.

Şalom Dergi yazarlarının her aşamada aynı heyecanı benimle birlikte paylaşıyor olmalarından güç kazanıyor, hep birlikte daha iyiye ulaşabileceğimiz inancını taşıyorum. Dileğim Şalom Dergi’nin uzun ömürlü olması…

 

 Müzik, konser, sinema, moda, magazin, kitap gibi konulara da her zaman sayfalarımızda yer veriyoruz. Bu içerikle Şalom Dergi, farklı çevrelerin ilgisini çekebilen kültür ve sanat ağırlıklı bir yayın

Her dergimizde bir gezi yazısı yer alıyor, gezi yazılarımız büyük gazetelerde yayınlananlardan çok daha nitelikli...