İzak Baron´dan Ağa Takılanlar

Biri, “İsrail’de bir ‘Yeşilçam Korosu’ var. Türkiye’den İsrail’e göç eden Museviler, doğdukları vatanı ve Türkçe’yi unutmamak için verdikleri konserlerle hasret gideriyorlar” deseydi size inanır mıydınız ona? İster inanın, ister inanmayın ama İsrail’de bir “Yeşilçam Korosu” var... Üstelik 14 yıl önce kurulmuş. Belli bir süre sonra çeşitli sebeplerden dolayı dağılan koroyu Türkiye doğumlu Museviler yeniden canlandırdı. İsrail’deki Yeşilçam Korosu, sadece Türk Sanat Müziği eserlerini yorumlamıyor. Repertuvarlarında Ladino’dan İbranice’ye bildikleri her dilden eserler var... ALİ EYÜBOĞLU

Diğer
3 Ekim 2012 Çarşamba
  • Eski Yahudiler, Kefaret Günü’nde, bir yıl boyunca işledikleri bütün günahları (sembolik olarak) bir keçiye yükler ve hayvanı Azazil’e kurban olarak çöle salarlarmış.

 

 

Geçen hafta Yahudi vatandaşlarımız Yom Kippur bayramını kutladılar.

Oruç tuttular, günahlarının affedilmesi için dualar ettiler.

Yom Kippur’un bir adı da bu yüzden Kefaret Günü’dür.

(Kefaret, ‘Bir günahı Tanrı’ya bağışlatmak umuduyla verilen sadaka veya tutulan oruç’ demektir.)

Bu bayramın bugün artık icra edilmeyen ritüellerinden biri de Azazil’in Keçisi törenidir.

Azazil, eski çağlardaki bir inanca göre çölleri mesken tutan bir kötü ruhtur, şeytandır.

Eski Yahudiler, Kefaret Günü’nde, bir yıl boyunca işledikleri bütün günahları (sembolik olarak) bir keçiye yükler ve hayvanı Azazil’e kurban olarak çöle salarlarmış.

Evet, deyimin kökenini bilmeyenler de tahmin ettiler herhalde, ‘günah keçisi’ lafı işte buradan gelir.

‘Sürekli suçlanan, önünü gelenin öfkesini ondan çıkardığı kimse’ diyor Türk Dil Kurumu.

‘Günah keçisi, suçsuz olduğu halde başkalarının suçunu yüklenen kişi ya da topluluğa verilen isimdir’ diyor Wikipedia.

Bir grup insanın, hatta toplumun kendi suçunu, günahlarını haksız yere üstüne yıktığı insan veya azınlık için kullanılır.

 

Serdar Devrim

http://serdardevrim-ik.blogspot.com/2012/09/gunah-kecisi.html?spref=fb

 

 

  • Biri, “İsrail’de bir ‘Yeşilçam Korosu’ var. Türkiye’den İsrail’e göç eden Museviler, doğdukları vatanı ve Türkçe’yi unutmamak için verdikleri konserlerle hasret gideriyorlar” deseydi size inanır mıydınız ona?

 

Biri, “İsrail’de bir ‘Yeşilçam Korosu’ var. Türkiye’den İsrail’e göç eden Museviler, doğdukları vatanı ve Türkçe’yi unutmamak için verdikleri konserlerle hasret gideriyorlar” deseydi size inanır mıydınız ona? İster inanın, ister inanmayın ama İsrail’de bir “Yeşilçam Korosu” var...

Üstelik 14 yıl önce kurulmuş. Belli bir süre sonra çeşitli sebeplerden dolayı dağılan koroyu Türkiye doğumlu Museviler yeniden canlandırdı.

İsrail’deki Yeşilçam Korosu, sadece Türk Sanat Müziği eserlerini yorumlamıyor. Repertuvarlarında Ladino’dan İbranice’ye bildikleri her dilden eserler var...

Her konserde dünyaya barış mesajı yolladıklarını belirten koronun üyelerinden Reneta Sibel Yolak, en büyük hayallerinin Netenyahu, Erdoğan ve Gül’ün huzurunda konser vermek olduğunu söyledi.

 

Ali Eyüboğlu

http://magazin.milliyet.com.tr/-medya-mahallesi-ekrana-donecek-mi-/magazin/magazinyazardetay/22.09.2012/1599680/default.htm

 

 

 

  • İsrail’in daha önce de ABD’nin telkinlerine karşı kendi başına hareket ettiği haller olmuştur

 

 

Netanyahu’nun konuşmasına ilk tepkiler de, “kırmızı çizgi” fikrinin pek kabul görmediği yönünde...

“Kırmızı çizgi” ilan etmesi istenen başlıca ülke ABD’dir. Herhalde Netanyahu da diğer ülkelerin buna yanaşmayacağını biliyordur. ABD dahi bu aşamada bu çağrıya “OK” demeye hazır değil.

 Başkanlık seçimlerine 6 hafta kala Obama’nın bu konudaki durumu oldukça hassas ve zor. Obama bir yandan İsrail’i ve ABD’de genelde Demokrat Parti yanlısı olan Yahudi seçmenlerini kırmak istemiyor; ama diğer yandan da ABD’yi çıkarlarını tehlikeye sokacak yeni bir çatışmaya sürüklememeye de özen gösteriyor.

 Bu nedenle ABD lideri Genel Kurul’daki konuşmasında çok dikkatli ifadeler kullandı: İran’ın nükleer silahlara sahip olmasına karşı çıktı, İsrail’e desteğini tekrarladı ve İran’ın atom bombasına sahip olmaması için “gerekeni yapacağını” da belirtti. Ama herhangi bir zaman limiti vermediği gibi, ültimatom niteliğinde bir tehditte de bulunmadı. Hatta diplomatik çabaların devamını savundu...

 Belli ki Washington -hele şu sırada- Netanyahu’nun istediği tarzda bir “kırmızı çizgi” ilan etmeyecek. Bu takdirde İsrail tek başına hareket edip İran’ın atom tesislerini bombalayacak mı?

Bir görüşe göre İsrail ABD’nin onayı olmadan böyle bir işe girişemez. Ancak İsrail’in daha önce de ABD’nin telkinlerine karşı kendi başına hareket ettiği haller olmuştur. Üstelik bir süredir İran’ı tek yanlı olarak vurma kapasitesini geliştirmektedir.

Ancak bunu yapabilir demek, mutlaka yapacak anlamına da gelmez. Netanyahu da konuşmasında böyle bir ifade kullanmadı. Bu da önümüzdeki haftalarda bir İsrail saldırısının beklenmemesi gerektiği şeklinde değerlendiriliyor.

Peki, İsrail gelecek yaza kadar durup bekler mi? İşte bu belli değil. Ama önümüzdeki haftalarda ve aylarda “kırmızı çizgi” konusunun dünya gündeminin ilk sıralarında yer alacağı muhakkak.

 

Sami Kohen

http://dunya.milliyet.com.tr/iran-a-kirmizi-cizgi-uygulanabilir-mi-/dunya/dunyayazardetay/29.09.2012/1604103/default.htm

 

  • Struma ilk ve tek örnek değil,ama bizim gözümüzün önündeki en çarpıcı örnek.

 

 

Struma için dönemin İngiltere’si, Romanya’sı, gemiyi torpille batıran Rusya’sı özür dilemiyor da Türkiye neden diliyor?” dendi.

Kitabı okurken insanlığın toptan özür dilemesi gerektiğini anlıyorsunuz... Çünkü tüm bu ülkelerin yaptığı bir insanlık suçudur.

Kaldı ki o dönemde Struma olayı tek değil... Yine Halit Kakınç’ın kitabında yer alıyor;

1938’de 1400 Yahudi’yi taşıyan Tigerhill gemisine İngilizler ateş açıyor, çok sayıda insan ölüyor.

1940’da Hayfa’ya çıkmayı başaran bir başka gemideki 600 Çekoslovak Yahudi’si, yine İngilizler tarafından sınır dışı edilerek perişan ediliyor.

Kasım 1940’ta Doğu Avrupa’dan kaçan 1800 Yahudi, Hayfa’ya çıkacakken, saçlarından sürüklenerek Patria adlı bir gemiye konuluyor ve Hint Okyanusu’nda bir adaya sürgüne gönderiliyor. O sırada gemi korkunç bir patlamayla batırılıyor.

Avusturya’dan kaçan 1700 Yahudi’yi taşıyan Atlantik gemisindekiler sınır dışı ediliyor, en kötü muamelelere tabi tutuluyorlar. Yani Struma ilk ve tek örnek değil.

Ama bizim gözümüzün önündeki en çarpıcı örnek.

 

Cengiz Semercioğlu

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/21571099.asp

 

 

  • Göç edenler, Kule dibinde oturan, dilenci gibi en alt tabaka insanlardı. Ben ve ailem hiçbir zaman göç etmeyi düşünmedik, hali vakti yerinde olan Musevilerin hiçbiri de düşünmedi.

 

Başlık tabi ki düşündürücü ama aslında ben hiçbir zaman kendimi 'öteki' hissetmedim. Ne ilkokulda ne de kendi evimde. Zaten insan kendini aile çevresindeyken 'öteki' hissedemez. Okula başlayınca hisseder belki. Saint Michel Fransız okulunda da hiçbir şekilde dışlanma olmuyordu. Zaten öğrenciler ya Ermeni, ya Musevi yahut Müslüman'dı. Dolayısıyla gayet normal bir ortamdı. Askerlikte yabancılık çektiysem de fotoğrafçılık sayesinde yolumu bularak bundan kurtuldum. Kore'de askerken fotoğraf çekerek arkadaşların da maskotu haline geldim, aranan biriydim. Sonra iş hayatına atılınca da bir dışlama söz konusu olmadı çünkü müşteriler bizimle çalışmaktan hoşnuttu. Hayat boyunca karşılaşılan ötekileştirme hiçbir zaman benimle ilgili değil, başkalarının algısıyla alakalıydı. Ötekileştirmeyi tetikleyen bazı tatsız hadiseler oldu tabii. 'Varlık Vergisi' gençliğimizde iz bırakan bir olaydı. '6-7 Eylül Olayları' bütün gayrimüslimlere yapılan hesapsız bir hadiseydi.

...

1960'lara kadar dalga dalga Museviler İsrail'e göç ettiler. Göç edenler, Kule dibinde oturan, dilenci gibi en alt tabaka insanlardı. Ben ve ailem hiçbir zaman göç etmeyi düşünmedik, hali vakti yerinde olan Musevilerin hiçbiri de düşünmedi. 1980'lerde Türkiye'deki anarşiden burada yaşamak tehlikeli olduğundan bir ara gitmeyi düşündük. Sonra İsrail değil de Amerika'ya gitmeye karar verip Green Card aldık. Kenan Evren sayesinde -her ne kadar bugün kendisini çok sert eleştirsek de- Türkiye'de kaldık diyebiliriz. Kendisini o günün şartlarında kurtarıcı olarak görmüştük biz. Burada rahatımız yerindeyken neden göç etmek isteyelim ki? Genellikle biz burada mutlu bir hayat yaşadık. Fotoğraf sayesinde, sanat ile de kendi kabımın dışına taşarak adımı duyurdum.

 

İzzet Keribar

http://www.yenisafak.com.tr/pazar-haber/fotograf-cekmek-icin-askerligimi-korede-yaptim-23.09.2012-410887

 

 

  • Türkiye'nin sorunları İsrail'in fırsatı olabilir

 

 

Türkiye'nin sorunları İsrail'in fırsatı olabilir. Erdoğan uluslararası alanda başarıya, İsrail de Ortadoğuda dostlara ihtiyaç duymaktadır.  İsrail Türkiye ilişkilerinin düzeltilmesi iki ülkenin de bölgedeki çıkarları zarar gören ortak müttefikleri Amerika’nın karşısında puan toplamasını sağlıycak ve İsral’in İran’ın nükleerleşmesine karşı verdiği mücadeleye ve paradoksal bir şekilde Türkiye’nin bölgesel bir güç olmasına destek olacaktır. İlişkilerin düzeltilmesi iki ülkenin terörle mücadelede işbirliği yapmasını sağlıycak ve potansiyelinin altında seyreden ticari ilişkilerin daha da gelişmesine uygun bir zemin hazırlayacaktır.

İlişkilerin düzeltilmesi geçmişteki anlaşmazlıkların dikkatlice geride bırakılmasını ve iki ülke arasındaki diyaloğun arttırılmasını gerektirmektedir.  Buna göre şu çözümü önerebiliriz:

1- İsrail filoyu durdururken yapılan hatalardan dolayı özür dileyecek. Bu ne bizim ulusal onurumuzu zedeliycek ne de caydırıcılığımızı etkileyecektir.

2- İsrail iyi niyet gösterisi olarak Türkiye'de ölenler yararına kurulan bir devlet fonuna bağışta bulunucak.

3- Türkiye İsrail'e büyükelçisini geri yollayacak ve İsrail Savunma Kuvvetleri askerlerine karşı olan tüm davaları iptal edecek.

İki ülke ilişkilerinin düzeltilmesi iki ülkenin de bölgesel çıkarlarına faydalı olacaktır. İki ülke arasında güven ilişkisinin eskiye dönmesiyle birlikte uzun vadede Türkiye İsrail ve Arap dünyası arasında arabulucu rolüne geri dönebilicektir. İlişkiler hemen eski haline dönmese bile durumun düzeltilmesi için çalışmak İsrail’in stratejik seçimi olmalıdır.

 

Av. Loni Behar

http://www.hasturktv.com/israilde_gundem/4411.htm

 

 

  • Netten okumalar

 

  • İsrail İran’a Saldırdı – Ali Esad Göksel

 

http://www.haberturk.com/yazarlar/ali-esad-goksel/780809-israil-irana-saldirdi

 

  • Camp David Sorumluluğu – Mensur Akgün

 

http://haber.stargazete.com/yazar/camp-david-sorumlulugu/yazi-691707

 

  • İsrail’in Suriye Hesapları – Sedat Laçiner

 

http://haber.stargazete.com/yazar/israilin-suriye-hesaplari/yazi-693194

 

  • Kiev’in Çiğnenmiş Onuru: Babi Yar – Ali Murat Hamarat

 

http://www.yazihaneden.com/2012/06/kievin-cignenmis-onuru-babi-yar/

 

  • Beş Asırlık Eskimeyen Vesika - B. Mümtaz AYDIN

 

http://www.sizinti.com.tr/konular/ayrinti/bes-asirlik-eskimeyen-vesika-ekim-2012.html

 

  • New Yorklu Yahudiler provokatif ilana karşı ilanla cevap verdi: ‘I am a Jewish Jihadi’

http://www.zamanamerika.com/index.php/tr/gundem2/item/2110-new-yorklu-yahudiler-provakatif-ilana-kars-ilanla-cevap-verdi-i-am-a-jewish-jihadi

 

  • Türkiye ve İsrail arasında Müzikal Diplomasi

 

http://israilblogu.com/2012/09/27/turkiye-ve-israil-arasinda-muzikal-diplomasi/

 

 

  • Netten seyredin

 

  • 20.yy’ın Savaşları 1973 Orta Doğu – Belgesel

 

http://www.youtube.com/watch?v=GGpYOyRp2gY&feature=related

 

 

  • Eskilerden

 

  • Bilinmeyen 1934 Trakya Olayları

 

http://www.hudutgazetesi.com/yazar/769/bilinmeyen-1934-trakya-olaylari.html

 

  • Bilinmeyen 1934 Trakya Olayları -2-

 

Benim mahallem olan Sabuni'de epey Yahudi aile vardı. Yahudi komşularımız ve arkadaşlarımızla çok iyi ve güzel günlerimiz olmuştur. Biz onları onlar bizi düğünlerine davet eder, okulda mahallede arkadaşlık ederdik.

Yahudiler Edirne'de ne iş yapardı? Daha fazla ticaret... Sütçü Markolar mandıracılık, Kanlar zahirecilik, Karlovalılar büyük bakkaliye, İlya Aziz kumaş ticareti, Sarfatiler bakkaliye... Daha ötesi bezaz, bakkal, lehimci, turşucu, terzi, ayakkabıcı v.s

 Bizlerden farklı idiler, zenginleri iyi giyinir, iyi yaşardı, nazik ve kibar insanlardı.

Peki niye bu hadiseler oldu? Her zaman söylerim, bir ülkenin politikasını; coğrafyası tayin eder. Trakya da öyledir. İkinci Dünya Savaşı'nın başlayacağı o günlerde Trakya 'askeri bölge' tayin edilmiştir. Trakya'nın gayri müslümlerden temizlenmesi gerekir. Zaten Ermeni, Rum kalmamıştır. Kalanlar sadeci Yahudiler'dir. Ancak Yahudiler de isyan sırasında hep Yunan ve Bulgarlar'ın yanında olmuşlardır.

Trakya'da ekonomi, ticaret Yahudiler'in elindedir. Yahudiler köylüyü borçlandırarak arazilerini ellerinden almışlardı. Trakya'da ekonominin ticaretin bunların elinden kurtarılması gerekiyordu. Çünkü kazançlarının çoğunu yurt dışına kaçırıyorlardı. İşte neden de buydu...!

 

http://www.hudutgazetesi.com/yazar/771/bilinmeyen-1934-trakya-olaylari-2.html