Artık yeni şeyler yapmak lazım

"Ne kadar söz varsa düne ait Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.’’

Ekonomi
28 Eylül 2012 Cuma

Her gün bir yere  konmak ne güzel

Bulanmadan, donmadan

akmak ne hoş

Dünle beraber gitti cancağzım.

Ne kadar söz varsa  düne ait

Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.’’

Mevlana 

 

Karşındakinin anladığı kadardır algı, ne kadar açık, ne kadar derin olursa olsun... Yeni sözler söylendiğinde, anlamak için ben de değişmeliyim, siz de değişmelisiniz. 

Girişimcilik de böyle bir şey; BirFİKRİNmiVAR?

Gençlerin fikirlerini ortaya çıkarmak ve ürüne dönüştürmek artık çok önemli… Nasıl artık üniversiteler iş arayan değil iş kuran gençler yetiştirmek zorundaysa, inovasyonu bir kültür olarak benimsetmek ve tüm topluma yaymak da önemli.

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Türkiye’nin eğitim ve istihdam stratejisinde köklü değişiklikler yapacak projeleri devreye aldı. Üniversitelere hatta ilk öğretime bile girmiş girişimcilik; yani, müfredatta yer alıyor. Günümüzde insan kaynağını inovasyona hazırlama  çok önemli bir yatırım.

Artık dünyada öyle bir noktadayız ki her şey saniyelerle tanımlanmaya başladı. Ben rakibimi her saniye izlemek durumundayım. Acaba yeni bir buluşuyla beni geçiyor mu diye. O zaman hep rakipten bir adım önde olmanız ve yeni, farklı bir iş ortaya koymanız lazım. İnovasyonun basit tanımı bu farklılığı yakalamak.

İnovasyon bölgesel değerlerin ortaya çıkarılması açısından da çok önemli. Yani inovasyon sadece herkesin IT yazmasıyla olmayacak, örneğin Kahramanmaraş’ta başka değerler vardır, orada da inovasyon yapacaksınız, Mado dondurması gibi. Dört kuşaktır dondurma yapan Kanbur ailesi ürettikleri Maraş dondurmasını Mado olarak markalaştırdı. Mado Türkiye’de de dünyada da çok satıyor şimdi. Yerelde ortaya çıkarılıp dünyaya satılabilecek birçok özgün değer var aslında, yani yenilik demek sadece iPhone iPad yapmak ya da Ay’a giden cihaza bir parça koymak demek değil.

Fortune Türkiye dergisinin düzenlediği ‘’Fortune 500 Türkiye’’ ödül töreni için bu yıl Anadolu’dan ilk 500’e giren müşterimle birlikte uluslararası standart kabul edilen Four Seasons’daki özel geceye katıldım. Geceye sadece Türkiye’nin ilk 500 firmasının patronları, ceo’ları ya da en üst düzey yetkilileri katılıyordu. Geceye pazarlama ve tanıtımda yarattığımız katma değerden dolayı müşterimle birlikte davet edildim.   ‘Küresel ve Bölgesel Gelişmeler Işığında Türkiye Sürdürülebilir Büyümeyi Nasıl Yakalar’ konusunu tartışmak üzere bir panel gerçekleşti. Bu panelde inovasyondan Ar-Ge yatırımlarına, küresel ekonomiden ‘İstanbul Finans Merkezi’ projesine kadar geniş bir yelpazede açıklamalar yapıldı. Geleceğe dair öngörüler paylaşıldı. Bu nezih ortama yakışır bir panelist grubu vardı; Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, Fiba Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner ve Turkcell CEO’su Süreyya Ciliv. Panelin moderatörlüğünü Yazar Ali Ağaoğlu yaptı.

Onların görüşleri de benzer paralellikteydi. Neler mi konuşuldu? Mesela uzun süre geriden geldiğimiz teknoloji açısından şimdi çok iyi bir noktadayız. İbrahim Tatlıses’in ‘Urfa’da Oxford vardı da biz mi gitmedik’ sözleri artık geçerli değil. Toplantıda “şimdi teknoloji çağındayız. Bilgiye erişim çok kolay’’ diyordu Süreyya Ciliv. Ve devam ediyordu: ‘’Bence Türkiye’nin kalkınması demek Türkiye ekonomisinin büyümesi demek, devletin daha az hantal olduğu, daha çok özel sektörün olduğu, hız olan, rekabet olan, girişimciliğin, inovasyonun çok yüksek olduğu başarılı şirketlerin olduğu bir sistem demek”. Ciliv Harvard mezunu. Ama işe alırken insanların hangi okuldan mezun olduklarına hiç önem vermiyor. Onun önceliği kişinin öğrenmeye hevesli, çalışkan, ve yenilikçi olması… Altını çizdiği bir nokta daha vardı Ciliv’in; inovasyonu yeni bir fikrin ekonomik ve toplumsal faydaya dönüşmesi olarak tanımlıyor, kuru kuruya fikirler üretmenin bir anlam taşımayacağını düşünüyordu.

Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı da aynı noktalara dikkat çekti toplantıda. Bugüne kadar Türkiye’nin pazar avantajını ve coğrafi konumunu iyi kullandığını, ama artık katma değeri bulunan ürünlerin ihracatının söz konusu olması gerektiğini söyledi. Eczacıbaşı yeni pazarların keşfedilmesinin iyi ama, ileri teknolojilerle üretim yapamadığımız sürece fiyatı düşüren rakipler karşısında tutunamayacağımızı da vurguladı.

Yenilikçi ürünler ve teknoloji, Türkiye’nin zirvesindekiler için en önemli konu. 

Fiba Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin üretim ve katma değer yaratmanın üzerinde durdu konuşmasında. Sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak için döviz dengelerimizi sağlamamız gerektiğinin de altını çizdi. Burada dikkatimi çeken Özyeğin’in “bizde bir dolar matbaası yok, avro matbaası yok o zaman bizim büyümemiz için dengeyi muhafaza etmemiz lazım. Bunu da sırf parasal işlemlerle yapamayız. Çünkü bir ülkede ancak üretim olursa, katma değer oluşturulursa onun hem dövizi oluyor hem parası değerleniyor hem o ülkede faizler düşüyor denklem aslında bu kadar basit’’ cümleleriydi.

Bu sözleri dinlerken aklımdan Anadolu firmaları geçiyordu. Çünkü onların nasıl üretime odaklı olduklarını, yenilikleri takip ettiklerini, canla başla rekabet ettiklerini yakından biliyorum. “Ben oldum” demiyorlar hiç ve bu da onları inovasyona her daim yakın kılıyor. Belki bilinçli bir politika değil ama binlerce yılın geleneklerinden damıtılmış bir felsefeleri var . Anadolu firmalarının; her daim yeni bir şeyler söylemeye çalışıyorlar. Bu firmaların danışmanlığını yaptığım süreçte bölgesel değerlerin ortaya çıkarılması kadar özgünlüğünün korunması açısından da inovasyon çok önemli. Bu sayede devler ligine girebiliyoruz. Firmaların markalaşmaya ve tasarıma büyük önem göstermesi sürekli yenilik, tasarım ve yenilik yapabilmenin peşinde olması özellikle  çok önemli.

Hedef 2023’te 500 milyar dolarlık ihracat, yöntem inovasyon

Ar-Ge ve inovasyon; kalkınma, ekonomiyi büyütme ve cari açığı kapatmanın en önemli yolu. Türkiye ekonomisinin temel çözümü inovatif kalkınmadır.  inovasyon konusundaki farkındalığı artırmak ve önce gençlerin kafasındaki değişim ve dönüşüme katkı sağlama hedeflenmelidir. Bilginin artık tamamen kapitalin önüne geçtiğini ve devletin de Ar-Ge’ye ayırdığı bütçenin astronomik olarak artmasının bunun bir göstergesi olduğunu düşünüyorum.

Albert Einstein, “Bugün karşılaştığımız büyük problemler, onları yarattığımızdaki düşünce seviyemizle çözülemez!” derken haklı... Bazen çok temel değişiklikler yaparak başarı kazanırız. İletişimde devrimlerin yaşandığı bu yüzyılda tüm şirketlerin temel değişimlere gitmesi kaçınılmaz. Geleneksel iş yapma biçimlerinin yerini daha dinamik, daha farklı, daha hedef odaklı çözümler alıyor. Geçen yılın en fazla talep gören ilk on mesleği 2004 yılında ortada bile yoktu. Hızla değişen dünyada ayakta kalabilmenin en önemli koşulu geleceği önceden görebilme becerisi.

Geleceği yaratabilirsiniz, herşey hayal kurmakla başlar…

 

NASIL EİNSTEİN OLUNUR?

 

Albert Einstein çoğu insan tarafından dahi olarak görülür. Şu ana kadar yaşamış en etkili bilim insanı olmanın yanında teorik fizikçi, filozof ve yazardı. Bilime birçok katkı sağlamış Einstein’ın başarı sırlarını merak ediyor musunuz? İşte Einstein’dan 10 hayat dersi…

1. Merakınızın peşinden gidin

‘Benim özel bir yeteneğim yok. Yalnızca tutkulu bir meraklıyım.’

2. Azim paha biçilmezdir

‘Çok zeki olduğumdan değil, sorunlarla uğraşmaktan vazgeçmediğimden başarıyorum.’

3. Bugüne odaklanın

‘Güzel bir kızı öperken düzgün araba kullanan birisi, öpücüğe hak ettiği dikkati vermiyor demektir.’

4. Hayal gücü güç verir

Zekanın gerçek göstergesi hayal gücüdür, bilgi değil’. Bu yüzden hayal gücünüzün hantallaşmasına izin vermeyin.

5. Hata yapın

‘Hiç hata yapmamış bir insan yeni bir şey denememiş demektir.’

6. Anı yaşayın

‘Ben geleceği hiç düşünmem, ne de olsa gelecektir.’

7. Değer yaratın

‘Başarılı olmaya değil, değerli olmaya çalışın.’

8. Farklı sonuçlar beklemeyin

‘Delilik: Aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemek.’ Hayatınızın değişmesini istiyorsanız kendinizi değiştirmelisiniz.

9. Bilgi deneyimden gelir

‘Bilgi malumat değildir. Bilmenin tek yolu deneyimlemektir.’

10. Kuralları öğrenin, daha iyi oynayın

Yapmanız gereken iki şey var. Birincisi oynadığınız oyunun kurallarını öğrenmek. İkincisi ise oyunu herkesten iyi oynamayı istemek. Bu iki şeyi yaparsanız başarı sizinle olur!