Hiçbir şey göründüğü gibi değildir

Sara Baruh’un son sergisi Double-Face Galeri Linart’ta

TUNA SAYLAĞ Sanat
19 Eylül 2012 Çarşamba

Değişik materyaller, renkler ve özellikle kâğıdın her türüyle çalışmayı seven Sara Baruh, bu sergisinde de başrolü çini mürekkebiyle anlamlandırdığı Japon kâğıdına vermiş. Çalışmalarında tesadüflerin ve özgürlüğün önemine sonsuz inanan sanatçı, eseri ile bakanın arasında bir diyalog oluşmasını hedefliyor. İzleyiciyi yönlendirmeyi sevmeyen ve eser karşısında onu duygularıyla baş başa bırakmak isteyen Baruh, bu sebeple tablolarına isim vermekten de kaçınıyor.

Cenevre ve İstanbul’da birçok sergi açan Sara Baruh, eğitimini Atölye Jean Luc Barbier, Akademie Des Beaux-Arts (Cenevre) ve Ecole Martenot’da (Cenevre) tamamladı.

Sanatçı ile son sergisini konuştuk.

 Sizinle ilk röportajımızı sanırım üç-dört sene önce yaptık. O zamandan bu yana sanat yaşamınızda ne gibi değişiklikler veya gelişmeler oldu? İlk eserlerinize baktığınızda şimdikileri nasıl yorumluyorsunuz?

Son görüşmemizden bu yana çalışmalarıma düzenli bir şekilde devam ettim, İstanbul ve Cenevre’de sergiler açtım. Sergiler sayesinde işlerim daha fazla tanındığı için ilgi de arttı tabii ki.

 Linart’taki serginizin teması ‘Double Face’ olarak geçiyor; bunu biraz açar mısınız?

Galeri Linart’ta yer alan yeni sergim için çok değişik bir tarzda çalıştım. Sergi iki bölümden oluşuyor; Japon kağıdı üzerine çini mürekkebi ve tuval üzerine likit asfalt.

Double Face-İki Yüzlü: çini mürekkebinin çok ince beyaz Japon kâğıdı üzerinde su ile olan ilişkisiyle kimi zaman içimizdeki gece kadar karanlık bir siyahın, kimi zaman da sonsuz gri ve siyah tonlarının çarpıcı etkisini gizemli bir anlatımla sanatseverlere sunmaya çalıştım. İzleyen kişi, arkadan ve önden baktığında ön yargılarının ve karakterinin sınırlarını çizdiği bakış açışıyla kendi istediğini görebilir. Dolayısıyla izlenilen objenin anlamı her birey için değişik olur. Bu sebeplerden yola çıkarak sergiye ‘Double Face-İki Yüzlü’ ismini uygun buldum.

Eserleriniz yine materyal ağırlıklı; bu kez neler kullandınız? Likit asfalt sanırım yeni bir uygulama…

Japon kâğıdı üzerine çini mürekkebi ve tuval üzerine likit asfalt kullandım. Çok az renk katarak yıllanmış, asırlık ağaçların nasıl olabileceklerini resme aktarmaya, işlerimde yaşanmışlığı yansıtmaya çalıştım.  Bunları çalışırken çok ilkel bir materyal olan likit asfaltı kullanmayı tercih ettim.

 ‘Nostalji’ sanat hayatınızı, yapıtlarınızı nasıl etkiliyor? Nostalji duygunuzun içinde özlem ve hüzün var mıdır ve bu sergide görünenlerin arkasında nasıl bir felsefe yatıyor?

Bir resmin çalışma aşamasındaki heyecanı, küçük tesadüfleri, planlanmadan oluşan bir noktayı o resmin kaderi olduğunu düşünerek oluşuna bırakıyorum, hatta o noktaların beni bir yerlere götüreceğini düşünerek takip ediyorum.

Tablolarınızın, satış anlamında, meraklılarına ulaşma hacminden memnun musunuz?

Galeri Linart bu sergide son çalışmalarımı sanatseverlere sunuyor.

Türkiye- İsviçre arasında sıkça gidip geldiğinizi biliyorum. Eserlerinizi daha çok nerede üretiyorsunuz?

Eserlerimi Cenevre’deki atölyemde üretiyorum ve İstanbul’da galerilerde sergilenmek üzere hazırlıyorum. Sergim 13 Eylül - 15 Ekim  tarihlerinde Galeri  Linart’ta görülebilir.

 İstanbul’daki plastik sanat faaliyetlerini nasıl buluyorsunuz ve en çok hangi meslektaşlarınızı heyecan verici buluyorsunuz?

İstanbul’da sanat çok büyük aşamalar kaydediyor ve çok yetenekli genç sanatçılar, yurt içi ve yurt  dışında ilgi çekiyorlar. Türk sanatçılar yurt dışı müzayedelerde de kendilerinden söz ettiriyorlar.