Finansal risklere karşı alınacak önlemler-2

Birinci bölümünü geçen hafta yayınladığımız “Risklere karşı finansal antibiyotik” adlı yazımızın ikinci bölümünde bu hafta finansal risklere karşı alınacak önlemler içinde opsiyon pozisyonlarını, küresel rekabeti, kurumsal risk yönetimini ve doğru fiyat öngörüsünü mercek altına alıyoruz

Ekonomi
19 Eylül 2012 Çarşamba

Doç. Dr. Evren Bolgün’ün İstanbul Ticaret Gazetesindeki yazısı reel sektör firmaları, küresel piyasalarda artan rekabet ile mücadele ederken bir taraftan da değişen üretim maliyetleri nedeniyle sürekli bir belirsizlik durumuyla karşı karşıya olduğundan söz ediyor.

Gazetelerde yer alan ekonomi sayfalarındaki haberleri anımsayacak olursak;

“Piyasada ucuz Euro endişesi 2012 yılında Euro’nun TL karşısındaki değer kaybı ve doların yükselişi dengeleri bozmaya başladı. Euro ile ihracat yapanın geliri azalırken, dolarla hammadde alanın maliyeti artıyor. İş dünyası, Euro’nun çökmesinden ve Avrupa’dan talebin azalmasından korkuyor…”

Avrupa’daki talebin azalması durumuna yapabileceğimiz bir şey olmamasına karşılık Euro’nun düşmesi durumuna karşılık alınabilecek önlemler yılbaşında da mevcuttu. Şirket bünyesinde hastalık yaratabilecek çeşitli riskler karşısında alınabilecek diğer finansal antibiyotik çeşitlerine bir göz atalım.

 

Opsiyon  pozisyonları

Şirketler tarafından alınabilecek finansal antibiyotiklerden bir diğeri de opsiyon pozisyonları. Son yıllarda yurtiçi tahvil piyasamızda tek haneli faiz seviyesinde işlemlerin gerçekleşiyor olması, döviz kuru oynaklıklarının yurtdışı emsal ülkelere kıyasla daha düşük olması gibi temel sebeplerle opsiyon işlemleri de finansman yöneticilerimiz tarafından yoğun bir şekilde kullanılabiliyor. Opsiyon prim fiyatını belirleyen en temel değişkenin ilgili dayanak varlık oynaklığı (volatilitesi) olması yanında, finansal korunma stratejisi açısından seçilen vadenin taşınan risk vadesi ile birebir uyumu ve opsiyon kullanım seviyesinin doğru tespit edilmesi gibi yönetilmesi gereken kritik noktalar bulunuyor. Dolayısıyla opsiyon fiyatlaması yapılırken dayanak varlık kullanım fiyatı, spot fiyat, faiz oranları, vade ve volatilite seviyesi şeklinde birtakım piyasa parametrelerine ihtiyacımız var. Ancak ülkemizde finansman yöneticilerimiz ve yatırımcılarımız genellikle opsiyon primine tamamen konsantre olmak suretiyle büyük resmin tamamını kaçırabiliyor.

 

 Opsiyon nedir?

Opsiyon sözleşmeleri opsiyonu alan tarafa, ödediği opsiyon primi karşılığında, belirli bir vadede önceden belirlenen fiyat, miktar ve nitelikte finansal varlığı, malı, kıymetli madeni, dövizi alma veya satma hakkı veren, satan tarafı ise yükümlü kılan sözleşmelerdir.

 

Küresel rekabet

Reel sektör firmalarımız küresel piyasalarda artan rekabet ile mücadele ederken bir taraftan da değişen üretim maliyetleri nedeniyle sürekli bir belirsizlik durumunu bünyelerinde barındırıyorlar. 2002-2012 dönemi içerisinde ülkemizde benzin fiyatları yüzde 145, su yüzde 90, doğalgaz yüzde 150, kömür yüzde 165, brüt asgari ücret yüzde 3.24, TR.TÜFE yüzde 157, ABD.TÜFE yüzde 26, TL/$ yüzde 35 düzeylerinde artış gösterdiğini göz önüne aldığımızda şirket ortaklarının ve finansman yöneticilerimizin işlerinin hiç de kolay olmadığı açık.

***

Kurumsal risk yönetimi

Finansman-Hammadde Stok Yönetimi-Üretim-Pazarlama & Satış iş süreçleri içerisinde en kritik noktalardan birisidir. Firmalarımızın hammadde fiyat risklerinden korunmaya yönelik “Kurumsal Risk Yönetimi” stratejisini şirket bünyesinde uyguluyor olmaları doğru olacaktır. Burada korunma ihtiyaçları kurum içerisinde fiziksel emtia hareketlerinin bir yansıması şeklinde yönetimsel bazı kararlar neticesinde belirleniyor. Gelir oluşumu ve gelirin korunması, kabul edilebilir minimum fiyat seviyesi, kabul edilemez fiyat seviyesi, yıllık veya döngüsel bütçe fiyatlaması, vade tercihleri, ne düzeyde bir hammadde fiyat korunmasının tercih edileceği, emtia fiyat risk duyarlılığının tüm iş süreçlerine etkileri şeklinde çok boyutlu bir şekilde tasarlanması gereken bir yapı söz konusu.

***

Doğru fiyat öngörüsü

Finansal korunma işlemleri, fiyat öngörülebilirliği sağlayarak üreticilerin ana faaliyetlerine odaklanmalarını sağlıyor. Spekülatif emtia alım/satım işlemleri “korunma” amacının yerine temel bir fonksiyon olamaz. Korunma işlemleri ile birlikte pişmanlık veya mutluluk beklentisine sahip olunmaması gerekiyor. İşlemlerin amaçları ve hedefleri önceden belirlenmiş olmalı. Hedeflenen amacın elde edilmesi en iyi fiyat öngörüsünün sağlanmasından her zaman öncelikli olmalı. En iyi piyasa zamanlamasını yapmayı hedeflememek gerekiyor. Harcamaları hammadde ile ilişkili olarak toplam maliyetin belirli bir yüzdesi şeklinde tespit etmek gerekiyor. Hammadde fiyat değişikliklerinin şirket fiyat anlaşmalarına en uygun şekilde yansıtılması için karşı taraflar ile sıkı koordinasyon sağlanması gerekecek. Satış anındaki hammadde fiyatları ile teslimat zamanındaki gerçekleşen fiyat arasındaki farkın takip edilmesi önem arz ediyor. Hammadde fiyat riskinin iyi yönetilmesi gerekiyor. Müşteriler, tedarikçiler ve rakip şirketler doğru piyasa bilgisine erişim için en iyi kaynaklar. Gelecek piyasa koşullarına yönelik olarak acil eylem planlaması yapmak gerekir.

Finansal korunma seçeneklerinin (forward, futures, opsiyon, swap vs.) doğru tespit edilmesi de oldukça kritik bir süreç. Emtia piyasalarında fiyat oluşumunu belirleyen temel noktalar arzdaki değişiklikler, stok değişimleri, ek talepler, üreticilerin jeostratejik konumları, politik istikrarsızlıklar ve fiyatlama mekanizması. Diğer taraftan döviz kurları, piyasa sezgilerindeki değişimler, yatırımcı eğilimleri, trader spekülasyonları, hükümet politikalarındaki değişiklikler de emtia fiyat oluşumlarını derinden etkiliyor.

Sonuç olarak, reel sektör firmalarımızın ithalat ve ihracat işlemleri nedeniyle firma bünyesinde taşıdıkları önemli düzeyde kur riski sözkonusu. Gerekli finansal korunma işlemlerini kârlılık, istikrarlı özkaynak büyümesi için öncelikle dikkate almak durumundayız. Şirketlerimizin içerisinde bulundukları finansal koşullara, risk tercihlerine uygun olarak tercih edebilecekleri birçok finansal ürün ve stratejiler sözkonusu. Bu açıdan bakıldığında önemli olan nokta, finansal kriz anında tedbirler almaya çalışmak yerine proaktif davranarak gerekli tedbirleri önceden almaktır.

 

 Kaynak: www.bigpara.com

www.bloomberght.com

 

 

 

Derleyen: Nur Şaul BARAKAS