70 yıl sonra Struma faciası kitaplaştırıldı

Struma faciası, 60 yıl sonra bir belgesel romana ilham kaynağı oldu. Yazar Halit Kakınç’ın kaleme aldığı aynı adlı kitap 11 Eylül Salı günü düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuna tanıtıldı. Kitap tanıtımında olayın canlı tanığı İshak Alaton da konu hakkında bilgilerini paylaştı

Ester YANNİER Toplum
12 Eylül 2012 Çarşamba

70 yıl önce Sarayburnu açıklarında 72 gün süresince ölüme terk edilen ve daha sonra motorsuz bir şekilde Şile açıklarına çekilmesinin ardından torpille batırılan Panama bandıralı Struma gemisi 769 Yahudiye mezar olmuştu. Struma faciası Akademisyen Dr. Halit Kakınç tarafından kitaplaştırıldı.

 Destek Yayınevi tarafından yayımlanan Struma adını taşıyan belgesel roman, 11 Eylül Salı günü düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuna tanıtıldı. Etkinlikte, Kakınç kitabını imzaladı.

Basın toplantısına, kitabın başında anılarına yer verilen Struma faciasına tanıklık eden İshak Alaton ve yayınevi sahibi Yelda Cumalıoğlu da katıldı.

KAKINÇ: “Gelecek için küçük bir süpürge darbesi”

Geniş basının büyük ilgi gösterdiği etkinlik, Yazar Halit Kakınç’ın Struma’nın öyküsünü aktarmasıyla başladı. Basın mensuplarının sorularını yanıtlarken Kakınç, bu kitabı yazarken belirli bir kesim tarafından suçlanabileceğini göz önüne aldığını ancak her şeye rağmen yazmaktan vazgeçmediğini, bunun dış dünya ile barışmak için bir adım olabileceğini söyledi ve şöyle devam etti: “Biz önce kendi kapımızı süpürmeliyiz ki, dış dünya için bir şeyle söylemeye hakkımız olsun.  Bu kitabın yazılması da  küçük bir süpürge  darbesi olarak kendi yakın tarihimiz için kabul edilsin,”.

Struma faciasının film haline getirilmesini arzu ettiğini dile getiren Kakınç; “Bunu dünya çapında bir film yapmak Spielberg’e yakışır. O yaparsa dünya çapında bir film olur,” dedi.

ALATON: “Yardım dilenen çığlıklar hala kulağımda”

Alaton ise o yıllarda henüz 14-15 yaşında bir genç iken babasıyla birlikte gemidekilere ekmek taşıyarak yardımcı olmaya çalıştıklarını, bu gün dahi yardım isteyenlerin çığlıklarını unutmadığını aktardı.

İnsanların fırsat verildiğinde vahşileştiğini söyleyen Alaton,  Geçmişin kötü anılarından yüzleşerek kurtulabilineceğini de vurguladı ve gelecek kuşakların yüzlerine ancak bu şekilde bakılabileceğini de sözlerine ekledi. Tüm bildiklerinin yanı sıra kitaptan birçok konuda da bilgi edindiğini söyledi.

Alaton  soruları yanıtlarken, Struma’nın torpillenmesinden tek canlı kurtulanı David Stoliar’ın iki gün sonra Şileli balıkçılar sayesinde hayatta kalabildiğini aktardı. 

 Konunun şimdiye kadar neden irdelenmediği sorusuna ise Alaton; 2001 yılında Struma’da yaşamlarını kaybedenlerin akrabalarının oluşturduğu bir komitenin bir belgesel çekmek üzere ülkemize geldiklerini, kendisinin de kendilerine destek verdiğini, Stoliar’ı da ikna ederek Türkiye’ye getirdiğini, hayatını kurtaran balıkçılarla yıllar sonra ilk kez görüştüğünü aktardı. Alaton, Dışişleri Bakanlığının belgeselin çekimlerinin yurt dışında Türkiye’ye karşı bir tepki oluşturabileceği endişesiyle engellemeye çalıştığını ancak her şeye karşın belgeselin çekildiğini ve Türkiye’de olmasa da yurt dışında birçok ülkede gösterildiğini paylaştı.

Struma faciasının bir insanlık dramı olduğu vurgulanan kitap tanıtımında,  Türkiye’de artık birçok konunun rahatlıkla konuşulabilmesine rağmen bu facianın pek de bilinmediği açıklandı.

Kuruçeşme Parkına bağlı olan bir teknede yapılan etkinlikte Rav Mendy Chitrik ve Rav Yeuda Adoni  Struma’ya yapılan saldırıda yaşamlarını kaybedenler için kadiş okudular.  Bir Ortodoks din adamı ise geminin Hıristiyan mürettebatı için dua etti. Tören, Kakınç ve Alaton’un denize siyah çelenk atmalarıyla son buldu.

Tören için hedeflenen; etkinliğin gerçekleştiği yatın Struma’nın 72 gün süresince demirli kaldığı Sarayburnu açıklarına kadar gitmesi ve orada yaşamlarını yitirenlerin anısına siyah çelengin suya atılması idi. Ancak kuvvetli rüzgâr nedeniyle program iptal edildi.

Stuma Gemisi trajedisi:

https://www.salom.com.tr/haber/84097