Kesişen hayatlar

´360´ birbirlerine göbekten bağlı küçük hikayelerdeki kahramanlarının yollarının kesişmesini anlatıyor

Viktor APALAÇİ Sanat
29 Ağustos 2012 Çarşamba

Avusturyalı yazar Arthur Schnitzler’in 19. yüzyıl sonlarında yazdığı tiyatro oyunu 'Çember'in son sinema uyarlamasında, Brezilyalı Fernando Meirelles konuyu çok değişik coğrafyalara taşıyor. Birbirlerini tanımayan insanların yazgılarını birleştiren, birbirleriyle kesişen farklı kısa hikayelerden oluşan film, mutluluğu arayan, bunu pek beceremeyen, şanssız, beceriksiz kahramanlarıyla öne çıkıyor. Mutluluğu yakalamak için yeni bir başlangıç yapmaya şartlanmış karakterleriyle '360', usta oyuncularının da katkısıyla, baştan sona eksilmeyen bir ilgiyle izleniyor

 

Birbirlerine göbekten bağlı küçük hikayelerdeki kahramanların yollarının kesişmesini anlatan filmler modasını, Meksikalı senaryo yazarı Guillermo Arriaga ile yönetmen arkadaşı Alejandro Gonzales İnarritu, 2000 yılında “Paramparça Aşklar, Köpekler / Amores Perros” ile başlattı. İkili bu tutan formülü birkaç filmde tekrarladı, çeşitli ülkelerin sinemacıları taklitlerini yaptı, sonunda “kesişen hayatlar” formülünün kokusu çıktı, Meksikalı ortakların yolu ayrıldı.

Avusturyalı yazar Arthur Schnitzler’in 19. yüzyıl sonlarında yazdığı 'La Ronde' adlı oyun 'kesişen hayatlar' konulu filmlerle büyük benzerlik taşıyor. '360' bu ünlü tiyatro oyununu sinemaya uyarlayan zincirin son halkası.

Max Ophuls’un vatandaşı Schnitzlerin oyununun, 1950 yılında Fransa’da çevirdiği, Simone Signoret’nin başrolünü oynadığı “Çember / La Ronde”u ilk uyarlama. Roger Vadim 1964 konuyu 1950’lerin Saraybosna’sına taşımıştı.

'The Queen' ve 'Frost / Nixon' ile adını duyuran senaryo yazarı Peter Morgan çıtayı yükselterek, '360' iki konuyu çok değişik coğrafyalara taşıyor. Viyana’da başlayan, günümüze uyarladığı öyküyü Bratislava, Paris, Londra, Colorado, Rio, Denver ve Phoenix kentleriyle ve zengin bir karakter yelpazesiyle zenginleştiriyor.

2002 Yabancı Film Oscar adayı, belgesel tadındaki 'Tanrıkent / City of God' ile sinema dünyasında sesini duyuran Brezilyalı Fernando Meirelles, şöhretini konularını güçlü romanlardan alan filmlerle yaptı.

Portekizli yazar Jose Saramago’nun 'Körlük / Blindness' ile John La Cerra’nın 'Arka Bahçe / The Constant Gardener'inden yaptığı filmler Meirelles’in aktifindeki parlak yapıtlar.

Birbirlerine farkında olmadan bağlanan, birbirlerini tanımayan insanların yazgılarını birleştiren, birbiriyle kesişen farklı kısa hikâyelerden oluşan '360' mutluluğu arayan, bunu pek beceremeyen, şanssız, beceriksiz kahramanlarıyla öne çıkıyor.

Mutluluğu yakalamak için yeni bir başlangıç yapmaya şartlanmış kahramanlarıyla '360' usta oyunculardan oluşan zengin kadrosunun da katkısıyla, baştan sonra eksilmeyen bir ilgiyle izleniyor.

'Çember'in Max Ophuls yönetimindeki ilk sinematografik adaptasyonunda, bir fahişe, bir asker, bir hizmetçi, genç bir adam, evli bir kadın, kocası bir şair, bir konttan oluşan kahramanlarını Fransız sinemasının Simone Signoret, Serge Reggiani, Danielle Darrieux, Gerard Philipe gibi prestijli oyuncuları canlandırmıştı.

 

 DİŞÇİNİN PLATONİK AŞKI

Meirelles’in '360'ı, yoksul yaşamını değiştirmek için internet yoluyla fahişelik yapmak üzere Viyana’ya gelen Slovak Mirka’nın (Lucia Siposova) öyküsüyle başlıyor.

Masum bir genç kız olan kız kardeşi Anna (Gabriela Marcimkova) işe çıkan ablasını beklerken tanıştığı mafya tetikçisi, yakışıklı Sergei’ye (Vladimir Vdovichenkov) aşık olacaktır. Sergei'nin kötü davrandığı karısı Rus Valentina (Dinara Drukarova) dişçi asistanı olarak çalışmaktadır ve kocasını terkedip, kendisine aşık olduğunu bildiği patronu (Jamel Debbiquize) ile yaşamayı düşlemektedir.

Oysa Müslüman olan bu dişçi, evli bir kadına göz koymanın gayrı ahlaki olduğunu söyleyen bir imamın telkini ile bu yasak aşkı noktalama kararı almıştır.

Viyanaya bir iş seyahati için gelen evli, çocuklu iş adamı Michael (Jude Law) internetten tanıştığı Mirka ile felekten bir gece çalmaya hazırlanırken, başka bir işadamına (Moritz Bleibtreu) yakalanır, hevesi kursağında kalır. Michael’in güzel karısı Rose (Rachel Weisz) kocasını Brezilyalı Rui ile (Juliane Cazarre) aldatıyordur. Rui’nin sevgilisi Laura (Maria Flor) kendini sürekli aldatan Rui’yi terk eder. Ülkesine dönmeye karar veren Laura, uçakta yıllardır kayıp kızını arayan John (Anthony Hopkins) ile tanışır. Ancak John’a verdiği randevuya gitmeyip yeni tanıştığı Tyler’i (Ben Foster) otel odasına davet eder. Oysa Tyler, tutukevinden yeni çıkan eski bir tecavüz suçlusu, tehlikeli bir adamdır.

Birbirlerine göbekten bağlı küçük öykücüklerden oluşan filmi izleyenler, kimin hayatı kiminle çakışır, tesadüfler kimleri biraya getirecek sorularına cevap arayarak hoşça vakit geçiriyorlar. Benim en çok hoşlandığım hikâye, platonik bir aşkla bağlı olduğu asistanına aşkını bir türlü dile getiremeyen Müslüman dişçinin, zinanın İslam’da günah olduğu bilinciyle, kendisine kollarını açmaya hazırlanan kocasını terk etmiş Valentina’yı reddedişini anlatan duygu yüklü hikâye idi.

 

RASLANTILAR,  SEÇİMLER, YAZGI

Günümüze uyarlanan 'Çember' Avrupa’da cirit atan karanlık, gizemli ve azgın Rus mafyası mensuplarını, tetikçilerini, internet üzerinden fuhuş sektörüne el atan bir fırsatçı ile karşı karşıya getiriyor.

Bir otel lobisinde iş bağlamak için buluşan acımasız iş adamlarının, bir otel odasında, bir uçak yolculuğunda, bir havaalanında rastlantılar sonucu yolları keşisen insanların öyküleri, kopuk gibi görünse de kader onları şaşırtıcı bir şekilde birleştiriyor, filmin sonunda 'Çember' tamamlanıyor.

'360' şüphesiz ki Fernando Meirelles’in en iyi film değil. Ama getirdiği mesajlarla, rastlantıların, seçimlerin önemini sorgulayan yapısıyla kahramanlarının yaşadığı iklimleri, hesaplaşmaları, kuşkuları yansıtmadaki başarıyla izlenmeyi hak ediyor.

Toplumun değişik sınıflarından gelen kahramanlarının ortak özelliği, her birinin arayış içinde olmaları, yol ayrımında bir seçim yapma zorunda kalmaları.

Zengin oyuncu kadrosunda, Anthony Hopkins ağırlığını hissettirirken, ünlü oyuncular bir görünüp bir kayboluyorlar.

 

 

360 Yönetmen: Fernando Meirrelles, Senaryo: Peter Morgan Görüntü: Adriano Goldman, Oyuncular: Rachel Weisz, Jude Law, Anthony Hopkins, Ben Foster, Jamel Debbouze Moritz Bleibtreu, Vladimir Vdovicenkhow, Dinara Dukarova, Lucia Sipasova, Johannes Krich.