Armanın gururu: SARI MELEKLER!

Hiç şüphesiz ki Fenerbahçe dendiği zaman akla ilk gelen branş futboldur. Ancak geçtiğimiz hafta bayan voleybolcular, seneler senesi futbolda beklenen başarıyı yakalayarak tarih yazdılar. 2011-12 Avrupa İndesit Şampiyonlar Ligi Şampiyonu olan meleklerin başarılarla dolu erkekleri imrendiren öyküsü

İgal MEVORAH Spor
4 Nisan 2012 Çarşamba

İLK DENEMELER VE RAKİPSİZ BİR TAKIM

Türkiye’de ilk bayanlar arası müsabakaların başladığı kulüp olan Fenerbahçe’de 1925’li yıllardan sonra tenis, atletizm, kürek gibi branşlarda bayan sporcular çıkmaya başladı. Bununla beraber Sarı-Lacivert’liler bayanlardan kurulu ilk voleybol takımını 1927 yılında oluşturdu. 1925-27 yılları arasında erkek takımında kaptanlık eden ve ülkemizde erkek takımında mücadele eden ilk kadın unvanını alan Sabiha Rıfat tarafından kurulan takım, maç yapacak rakip bulamayınca iki yıl içinde kapatılmak zorunda kaldı.

İkinci çaba, ilk altın dönem ve ilk şampiyonluk

Doktor Selim Çapa’nın gayretleriyle Çamlıca kız Lisesi öğrencileri işbirliğiyle kurulan takım, İstanbul’dan dört farklı ekibin katılımıyla düzenlenen müsabakalarda uzun süre şampiyonluğu elinde tuttu. Nihayet 1956 yılında her alanda ezeli rakibi olan Galatasaray’ı yenerek ilk İstanbul şampiyonluğuna ulaştı ve hemen bir ay sonra İÜSBK (İstanbul Üniversitesi Spor Birliği Kulübü)’yı 2-0 mağlup ederek ilk defa Türkiye şampiyonu oldu.

AVRUPA’DA İLK DERECE VE İKİNCİ ALTIN DÖNEM

Başarılı sonuçlarından sonra 1962-1968 yılları arası ligi hep Galatasaray ve güçlü rakibi Rasimpaşa’nın ardından ikinci ve üçüncü bitiren bayan voleybolcular, 1968’te kurduğu genç ve güçlü kadro ile eski günlerine döndü. Beş sene üst üste İstanbul Şampiyonu olduktan sonra 1972-73 sezonunda Avrupa’da ilk defa çeyrek finale yükseldi ve Avrupa’da ilk derecesini elde etti.

FETRET DEVRİ VE 1.LİG’E ÇIKMA ÇABALARI

1977-78 senesinden sonra kulübün maddi sıkıntılarından dolayı tesissiz kalan bayan voleybol takımı, altyapı düzeyine indirgendi. Daha sonra yıldızlarda alınan şampiyonluklar gelecek için umut vaat etse de, 1984 yılında bayan voleybolu durma noktasına geldi. Sonraki yıllarda Fenerbahçe Kulübü’nün voleybol için ayırdığı bütçe, sadece erkek voleybol takımının orta sıralarda mücadele etmesine yetebildi. 1990 yılında bayan takımı yeniden kurulup kurallara göre üçüncü ligden başlaması gerekti. Uzun yıllar alt liglerde mücadele ettikten sonra Fenerbahçe ilk defa 1993-94 sezonunda Türkiye 1. Liginde mücadele etmeye hak kazandı. Ancak bu sezonda hiç başarılı sonuçlar alamayan voleybolculara yine bir alt küme yolu gözüktü. En nihayetinde 2003-04 yılında geri dönüşü olmayan bir performansla Türkiye 1.Ligine çıktılar.

SARI MELEKLER UNVANI VE TARİHE ALTIN HARFLERLE FENERBAHÇE’Yİ YAZMA MÜCADELESİ

Fenerbahçe’nin futbolda aldığı yüzüncü yılındaki şampiyonluk ve sonraki sene Şampiyonlar Ligi’nde oynadığı çeyrek final, taraftarın gözünü resmen futbola odak hale getirmişti. Fenerbahçe seyircisinin hemen hemen hepsi sadece futbolu izler hale gelmiş, diğer branşlarla pek alakadar olmamıştı. Ancak 2008-09 sezonunda futbol takımının Luis Aragones ile aldığı kötü sonuçlar sonrası taraftarlar yüzünü Avrupa’da mücadele eden basketbol ve voleybola çevirmeye başladı. Hiçbir zaman futbol kadar ilgi görmese de voleybolcular 2008-09 yılında Türkiye 1. Bayanlar Voleybol Ligindeki ilk şampiyonluklarıyla dikkatleri üzerlerine çekti. Hemen bir sezon sonra Avrupa’da finali son sette kaybeden bayan voleybol takımına kısa sürede bütün Fenerbahçeliler tarafından “Sarı Melekler” diye hitap edilmeye başlandı. Bu başarıyla taraftarın gönlünde taht kuran Sarı Melekler, 2011 yılında Katar’da düzenlenen Kulüpler Arası Dünya Şampiyonası’nda birincisi olarak iyice ün kazanıp kısa sürede taraftarların sevgilisi haline geldi. Geçtiğimiz hafta 26 Mart akşamı oynanan Avrupa İndesit Şampiyonlar Ligi finalinde Fransa’nın Cannes takımını 3-0 yenerek Avrupa Şampiyonu olan Sarı Melekler adeta tarih yazdı. Fenerbahçe’yi dünya voleyboluna altın harflerle yazan altın kızlar, taraflı tarafsız ülkede herkesin saygınlığını kazandı.

ÜLKEMİZDEKİ ÜZÜCÜ GERÇEK…

Senelerdir futbolda görülmek istenen başarıların fazlasına ulaşan voleybolcular, ne yazıktır ki hâlâ maçlarını boş tribünlere karşı yapıyorlar. Başta Sarı Melekler olmak üzere, erkeklere taş çıkaran bayan voleybol takımlarımızın ihtiyaç duyduğu seyirci sayısı çok ama çok daha fazlası. Elbet futbol kadar ilgi görmesini beklemek ütopik düşünceden ileriye gitmez, ancak hiç kimsenin yapamadığını yapıp ülkemizin ismini Avrupa’da bu kadar güzel temsil eden bu kızların hak ettikleri hiçbir şekilde karşılanamaz. Helal olsun Sarı Melekler…