Eğitimciler Polonyalı Yahudilerin geçmişini yeniden canlandırdı

Polonya’daki Yahudilerin geçmiş kayıp tarihini hatırlatmak amacıyla kurulan Diyalog Okulunun öğretmenleri Holokost’tan ve ülkelerinde yaşamış olan Yahudilerden habersiz olan Polonyalı gençlere, Yahudiliğin ne olduğunu öğretiyorlar

Diğer
16 Temmuz 2012 Pazartesi

Esra CAN

 

Holokost Polonya’nın bütün şehirlerinde ve kasabalarında yaşandı. Zuzanna Radzik her Polonyalı çocuğun bunu öğrenmesini istiyor.

Görevi kolay değil. Polonyalı çocuklar Holokost’u öğrenmelerine rağmen aslında kendi şehirlerinde tam olarak neler yaşandığını bilmediler.

İnfazlar sadece onların bildiği Treblinka ve Auschwitz denen ölüm kamplarında gerçekleşmemişti. Az tanınan küçük bir kasaba olan Stoczek Wegrowski’de 1942’nin 22 Eylül günü Yom Kipur’du ve 188 Yahudi vurularak öldürülmüştü.

Savaştan önce Yahudi halkı Polonya nüfusunun yüzde 70’ini oluşturuyordu.

Radzik’in verdiği bir röportajda “Biz kasaba ve şehirlerinde şimdiye kadar hiç Yahudi ve sinagog görmemiş çocuklara tarihi getirdik. Onlara şehirlerinde bulunan gettoları ve Yahudilerin nerelerde infaz edildiklerini gösterince olaylar gerçeklik kazandı,”...

Polonya tarihinin Yahudi Mirası

Radzik, Yahudi mirasının Polonya tarihinin önemli bir parçası olduğunu ve modern Polonya’yı anlamak için bu tarihin bilinmesi gerektiğine inanan Polonya halkına öncü oldu.  Gazetta Wyborcza’da köşe yazarlığı yapan ve aynı zamanda bir yazar olan Konstanty Gebert’e göre bu miras bilim adamlarına Polonya’nın tarihini incelemede ve araştırmada yardımcı olacak.

Polonya’nın kayıp Yahudi tarihini araştıran bir başka araştırmacı da Beata Chomatowska. Beata Chomatowska, Varşova Gettosunun hatırasını şehrin eski Yahudi mahallesinin molozları üstüne kurulan Muranow mahallesinde yaşatmaya çalışıyor. 

Zbigniew Nizinski ise Polonya’nın kayıp Yahudi tarihini hatırlatan diğer bir Polonyalı. Doğu Polonya’nın çam kaplı düz bisiklet yolunda bulunan ve Holokost döneminde öldürülenlerin isimsiz mezarlarını araştırıyor. Onu Baptist dinine olan inancı motive ediyor.  

28 yaşındaki ilahiyatçı ve dindar bir Katolik olan Radzik de  inancıyla motive olanlardan.  “Biz Anti-Yahudi Hıristiyanların uzun bir hikâyesi var, bunun için bizim pişman olup antisemitizm ile mücadele etmemiz gerekir,” demekte.  Radzik, Polonya’da varlığını sürdüren Yahudilerin geçmiş kayıp tarihini hatırlatmak amacıyla kurulan Diyalog Okulunun denetimini yapıyor.

Dialog Okulunun başardıkları

Radzik’in idaresi altındaki Diyalog Okulu öğretmenleri tüm Polonya’ya dağılarak öğrencileri, yaşadıkları şehrin Yahudi tarihi hakkında bilgilendirdiler. Genç Polonya nüfusuna bir zamanlar Yahudilerin nerelerde yaşadıklarını, nasıl çalıştıklarını sinagogları ve mikvelerinin nerede bulunduğunu, Yahudiliğin anlamını öğrettiler.

Nisan 2010’da, Diyalog Okulu’nun iki öğretmeni savaştan evvel şehrin nüfusunun üçte birini oluşturan 24,000 Yahudi’nin yaşamış olduğu Kielce’yi ziyarete gittiler. Oradaki Yahudilerin hemen hepsi Holokost’ta öldürülmüştü.

Kielce’deki diyalog programına katılan bir genç olan Ania şöyle yazdı: “Bebekliğimden beri burada yaşıyorum ve buradan her gün geçtiğim halde Holokost kurbanları için anıtın ne anlama geldiğini ve mezarlarının nerede olduğunu bilmiyordum ama artık biliyorum.”

Radzik gibi, Beata Chomatowska da Polonya’da yaşayan Yahudilerin geçmişlerine hayat vermeye çalışıyor. Varşova Gettosunun yaşandığı Muranow şehrinde yaşayan 34 yaşındaki gazeteci Stacja Muranow, (“Muranow Station”, www.stacjamuranow.art.pi) adında bir web sayfası açarak Muranow şehrinin tarihçesini orada yaşayan insanlara anlatıyor.

Bu şehirde, 300.000 Yahudi ölüm kamplarına gönderildi ve sayılarını bile bilmediğimiz kadarı da burada gömülü. Nisan 1943’teki ayaklanmadan sonra Almanlar Varşova Gettosunu kapattılar.

Esperanto’nun yaratıcısı Zamenhof’un kenti Muranow

Chomatowska, “Bu alan Almanların yıkımından 68 yıl sonra bile hâlâ ölü durumda. Benim yükümlülüğüm burayı eski haliyle insanlara hatırlatmaktır,” diyor.

Elinizde eski yaşantıya ait hiçbir fiziksel kanıt olmadan eski Yahudi mahallesini yeniden canlandırmak ve hatırlatmak çok zordur.  Bu tepelik arazinin bir kısmında temizlenmemiş tepecikler kaldı, yeni yapılaşma genelde bu harabe ve molozların üzerine kuruldu.

Chomatowska, Nowolipki Caddesi 13 numarada bulunan apartmanın bina girişindeki Varşovalı ressam  Adam Walas tarafından yeni tamamlanmış duvar resimlerinden gurur duyuyor.  Bu resimler savaştan önce Muranow’da yaşayan Esperanto’nun yaratıcısı Ludwik Zamenhof gibi seçkin Yahudilerin resimlerini yansıtıyor.

Zamenhof Esperanto dilini değişik kültürlerdeki çeşitli insanları birleştirmek için tasarlamıştı.  “Ben Zamenhof’un umudunu evrenselleştirerek duvar resimlerime yansıttım,” diye anlatır Walas. 

30 Muranow sakini de Muranow Sosyal ve Kültürel Girişimler Derneği olarak da bilinen Chomatowska’nın eğitim projesine katıldı. Onlar Muranow’daki Andersa 13no’lu binanın mobilyasız zemin katında bulunan ofiste buluşuyorlar.  Onların umudu bu ofisin Muranow sakinleri ile Yahudi ziyaretçilerini buluşturup, onlara şehrin Yahudi geçmişini öğrenebilecekleri yer yaratmasıdır.

Chomatowska’ya projesinde onu neyin motive ettiğini sorulduğunda cevap şöyleydi: “Yok olan Yahudi kültürü ve tarihini her zaman öğrenmek istemişimdir.”

Radzik ve Chomatowska gibi Nizinski de yok olan bu kültüre ışık tuttu.

Yahudilerin kayıp mezarları

İncil’e ve ölülerin hatıralarının çok iyi korunması gerektiğine olan derin inancı sayesinde, Nizinski de Almanlar tarafından öldürülen isimsiz Yahudilerin mezarlarını araştırmaya kendini adamıştı. 

52 yaşındaki alçakgönüllü Baptist gezgin, doğu Polonya’nın çam ve kayın ağaçlarıyla kaplı topraklarında bulunan küçük bir köye gitti. Nizisnki, kendisi ile gerçekleştirilen söyleşide “Biz unutulmaya yüz tutmuş mezarları keşfettik ve mezarlara hatırlanabilecek şekilde taşlar yerleştirdik. Artık onlar da bilinecek,” dedi. 

Nizinski, tarih boyunca unutulmuş olanları insanlara hatırlatmayı görev bildiğini söylüyor.  “Birçok Yahudi mezarlığı var ama kimsenin bunları ziyaret etmemesi çok büyük haksızlık çünkü burada hiçbir akrabaları kalmadı,” diyor.

Nizinsky, Gerula ile nasıl tanıştı?

Nizinski, küçük köyleri genellikle bisikletiyle dolaşıp, orada yaşamış Yahudilerin nasıl öldürüldüğünü hatırlayan yaşlı insanlarla sohbet etti.  Güneydoğu Polonya’da Przemysl yakınlarında resmedilmeye değer küçük bir kasabada yaşayan 90 yaşındaki Wladyslaw Gerula ile de bu şekilde tanıştı.

Gerula’nın ailesinin bir çiftlik evi vardı ve orada Yahudileri sakladıkları için Almanlar tarafından öldürüldüler. Onların da mezarlarının nerede olduğu bilinmiyor. Fakat Gerula ailesinin saklamış olduğu ve Almanlar tarafından öldürülen üç Yahudi’ye ait mezarların yerleri saptandı.

Gerula mezarların olduğu bölümü belirlemek için büyük bir taş alıp üzerine Magen David yerleştirdi. Nizinski gömülü Yahudilerin isimlerinin tespit edilip mezar taşına yazılabilmesi için Gerula’ya yardım ediyor. Gerula’nın ailesi 25 Nisan 1995’te Yad Vaşem’de onurlandırıldı.

Nizinski, Stoczek Wegrowski yakınlarında bulunan küçük bir kasabada birçok isimsiz mezar keşfetti. 26 Kasım 1942’de Almanlar tarafından öldürülen Rywka Farbiarz ile yedi Yahudi arkadaşı orada gömülü. Farbiarz’ın on yaşındaki kızı Chasia katliamdan sağ kalanlardandı çünkü kurşun onu sıyırmış ve başka bir ölünün altında sessizce yatmıştı. Daha sonra da diğer Yahudiler gibi döşemenin altına saklanmıştı, o bölgenin yerlisi olan Polonyalı sakinler bu küçük kıza yardım ettiler.

Chasia Fizinskiarbiarz şimdilerde İsrail’de yaşıyor ve 16 Haziran 2011’de iki oğlu ile birlikte Nizinski’nin yerleştirdiği anıt taşlarını çocuklarına göstermek üzere mezarları ziyarete geldi.

Esra Can

 

(Serbest bir yazar olan ve 27 yıldır NBC haber için çalışan Donald Snyder’ın haberidir.  Synder 2003 yılında emekli olmuştur.)