Özgün Bir Tasarımcı: MATİ KALVO

Hayallerinin peşinden giderek ruhunu yansıtma yoluna girdiğini söyleyen takı tasarımcısı Mati Kalvo sorularıma sıcak cevaplar verdi. Hayat felsefesinden tutun da, kafasını yastığa koyduğunda düşündüklerine, tasarladığı takıların hikâyesinden gelecek planlarına kadar merak edilebilecek her şeyi konuştuk…

Yaşam
3 Temmuz 2012 Salı

Sidni KOHEN


Takılara, onları yaratacak derecede ilgi duyduğunuzu nasıl keşfettiniz?

Şayet bir kâhin olsaydınız ve bana takı yapımı ile ilgileneceğimi söyleseydiniz buna asla inanmazdım. 

Uzun yıllar özel sektörde monoton bir yaşantı sürdükten sonra oğlumu kucağıma almamla değişen hayatımı daha fazla renklendirmek ve enerjimi farklı yaratıcılık içeren konulara yöneltme arzusuyla başlayan takı ve aksesuar yapımına önce uzaktan sonra da yakından gözlemleyerek devam etmeye karar verdim.  Bir kış günü balkonumda elime aldığım malzemelerle oynayarak başladığım bu uğraştan keyiften öte bir haz alacağımı asla bilmiyordum.  Hazırladığım takı ve aksesuarlarla olan ilişkimi daha öteye taşıma konusunda çevremdekilerden hem destek hem de köstek gördüğümü belirtmeden edemeyeceğim.  Kulaklarımı olumsuzluklara tıkayıp hayallerimin peşinden gitmemin dünyadaki en büyük anahtar olduğunu söyleyen kişilerin önünde saygıyla eğiliyorum.

Hayalim büyüdü ve gelişti, ortaya matikamia çıktı. Ben hayallerimin yanında yürümek konusunda kararlıyım. Hepiniz hoş geldiniz:)

İlk tasarladığınız takı neydi?

İlk tasarladığım takı bir kolyeydi.

Kendi tarzınızı nasıl tanımlarsınız?

Modern, asimetrik, masalsı, dinamik ve içinde küçük hikâyelerin bulunduğu bir oyun olarak tanımlayabilirim.

Tanımladığınız bu tarzı takılarınıza nasıl yansıtıyorsunuz?

Kendiliğinden gelişen ve renklerle, figürlerle birbirine geçen bir süreçle başlıyor her şey.      Kendini tekrarlamayan bir düzende benim takılarım.  Elimdeki tüm malzemeler benim için çok değerli birer oyuncak o yüzden her bir takıyı yaratmak benim için çok zevkli.

Son dönemlerde ilham aldığınız beş şeyi sayabilir misiniz?

Yaşamın kendisi aslında ama saymam gerekiyorsa; Mitoloji, Kızılderililer, Osmanlı tarihi, çocuk romanları ve müzik.  

Hangi tasarımcıları takip ediyorsunuz?

Michal Negrin’in tasarımlarını çok beğeniyorum.

Sizce bir tasarımcının hangi özelliklere sahip olması gerekir?

Yaratıcı olmak, gözlemlemek, elindekileri yorumlamak, meraklı olmak, okumak ve bir modaya takılmaksızın özgün olmaya çalışmak.

Üstümden çıkarmam’ dediğiniz takılar var mı?

Kesinlikle yüzüklerim…

En çok hangi taşları kullanmayı seviyorsunuz?

Doğal olan her taşı seviyorum.   Ametist, mercan ve onyx.

Çocuk kıyafetleri de tasarlıyorsunuz. Kıyafet tasarlamaya nasıl ilgi duymaya başladınız? Yetişkinler için kıyafet tasarlamayı düşünüyor musunuz?

Çocuk kıyafetlerini kayınvalidem Alegra Kalvo tasarlıyor.  Bu konuda çok zevkli ve işinin ehli olduğunu bildiğimden kendisiyle iş birliği yapmaya karar verdim.  Her biri zevkle ve sevgiyle üretilen bu güzel kıyafetleri süsüne düşkün minik hanımlara ulaştırmak istedim.  Bu elbiseleri satın alan küçük hanımların çok mutlu olduklarını kendi gözlerimle görmek de bana ayrı bir keyif veriyor.

Yetişkinler için broşlar, taçlar, kumaş aksesuarlar ve bolerolar yaptık. Dileyen herkes için güzel ürünler yaratmaya daima hazırım.

Takı ve kıyafet tasarımı konusunda Türkiye’de, özellikle İstanbul’da çok fazla rekabet var. Kendinizi bu yarışın neresinde görüyorsunuz?

Rekabetin olduğu her yerde canlılık ve yaratıcılık vardır.  Kimseyle yarışmadığımı söylememde fayda var.  Bir başkası gibi olmayı düşünmediğimden kendi kulvarımda daha iyisini yapmaya uğraştığımı söyleyebilirim.  Beni takip eden bir kitlenin var olduğunu biliyorum ve onlarla çok iyi anlaşıyorum.  

İlerisi için mesleğinizle ilgili planlarınız neler?

Markamı daha kalabalık kitlelere ulaştırmak istiyorum.  Daha sonraki aşama kendi çizimlerimi daha değerli metallere ve taşlara aktarmak.

‘Hayallerin peşinden gitmek dünyadaki en büyük anahtar.’ Peki, sizin hayalleriniz neler? Hayallerinizin peşinden gitmek için neler yapıyorsunuz?

Hayatta ne yaparsak yapalım elimizdeki anahtarları doğru yerlerde kullanamazsak hayallerimizden bir adım daha uzaklaşmış oluruz.   Ben bana verilen anahtarları doğru kullanabilmek için çok çalıştım.  Yanıldığım da oldu ama denemeye devam ettim.  Hayallerim büyük… Bu yüzden bana kalsın.  Hayallerimin peşinden gitmek için her gün, her konuda daha fazla çalışıyorum.  Sahip olduklarım ve olmadıklarım için daima şükrediyorum.

Ruhunuzun istediği şeyleri yaptığınızı hissediyor musunuz?

Takılarla ilgilenirken ruhumun çok mutlu olduğunu hissediyorum.  Mutluluğumun da beni daha güzel şeyler yaratmaya taşıyacağını biliyorum.

Gece uyumadan, en çok neyi düşlersiniz?

Yaşamanın çok güzel olduğunu ve bundan sonraki günlerin daha da güzel olacağını.

Mesleğiniz hayatınızın yüzde kaçıdır? Diğer yüzdeleri neler oluşturuyor?

Zamanını yönetmeyi bilen biri olduğumu düşünüyorum.  İşim hayatımın büyük bir bölümünü kaplıyor olsa da kalbimde herkese yetişebilecek kadar yer var.  Öncelik ailem olmak üzere, evime, spora, kitaplarıma ve arkadaşlarıma ait olan bölümleri de yönetmek benim için hiç zor olmuyor.

Hayat felsefenizi bir cümleye sığdıracak olsanız?

Huzur, sağlık, mutluluk güzel bir iksir, birleşince yanında başarıyı da getiriyor.

www.matikamia.com