okur mektubu

İvo Molinas’ın 2 Mayıs 2012 tarihli gazetemizde yayınlanan ‘Paranın satın alamadığı ne kaldı?’ adlı yazısına dair Alp Nadi’nin yazdığı mektuba yer veriyoruz.

Toplum
4 Haziran 2012 Pazartesi

Sevgili Molinas,

Yazınız çok güzeldi… 

Sizin söylediklerinize şunu eklemek isterim nacizane;

Paranın satın alamadığı şeyleri düşünceler satın alır!

Bence para kendisinin satın alabileceğinden çok fazlasını yaratmış durumda artık. Durum böyleyken ortaya daha fazla para çıkınca para kendisinin satın alabileceğinden fazlasını oluşturmaya başlıyor ve bizler de böyle devam edip gidiyoruz işte.

Para, olmayan bir değeri karşılama aracı olarak süresini çoktan doldurdu!

...

Egolar, talepler, günahlar, sevaplar ve kendisinin anlayacağından daha fazlasını yaratan düşünceler gibi...

Bence para(!) görevini tamamladı. Yerine ne koymak lazım derseniz, onu bilmiyorum ama belki de yerine bir şey koymaya gerek yok.

Ancak her şeye rağmen hiçliği doldurma teorisyenliği (düş mekaniği bilimciliği) şu sıra insanlığa çözüm aramaya devam ediyor olmalıdır. Çok fazla da süre yok bence. Dünyanın genel durumuna bakarsak eğer, her ne kesimden olunursa olunsun şunu demek kolaylıkla mümkün:

“İnsanlık olarak böyle devam edemeyiz”

Artık para değil  düşünce ekonomisi üzerinde durulmalıdır. Tıpkı para gibi, arzı ve talebi fazla olan dengesiz düşüncelerin analizleri yapılmalı, yaratacakları düşünceler tahmin edilmeli, anlaşılmalı, bilinmeli ve akılsal ahlak sistemi parasızca da devam ettirebilen, insanlığın geleceğini aydınlatan faydalı egolar ve talepler yaratabilmelidir.

Düşünce hürlüğü kendi enflasyonunu yaratmışken hâlâ daha paranın sonucundaki enflasyon ve diğer parametreleri tartışmak çok anlamsız. Düş stagflasyonu ve düş enflasyonu içindeyiz. Akıl ipoteği ile düş borçlarının bedelini ödeme gayretindeki basit bir parametreyiz o kadar. Dünyanın para değil düş emisyonu şişmiş durumda! Kendimize borç olarak verdiğimiz gerçekleri düşlerle ödemek için sürekli olarak uyuyoruz! Artık borçlanmayı bırakıp gerçek yaratmayı durdurmak ve karşılıksız düş görmeyi bırakmamız gerekmektedir. Para gibi!

Düşsel kâr sistemi bitmiş ve düşünülecekleri engelleyen düş fazlalıklarının ve düş eksiklerinin dengelenmesi gereği ortaya çıkmıştır. Bunu para karşılığı bir sistemde yapmak mümkün değildir. Artık bilmediklerimiz üzerinde daha fazla vakit kaybetmek zamanı değil, bildiklerimizle daha güvenli ve hızlı ilerlemek ve daha çok bilmek zamanıdır. Bilinmeyen değil bilinen zamana doğru gitmeliyiz. Bunu da parasız, egosuz, talepsiz sadece düşünerek, akıl ve sevgi yoluyla yapabiliriz.

Kalpten sevgilerimle.