Lezzetli, dengeli ve estetik sofralar için SELİN SASON

Yemeğe misafir çağırdıklarında birçok kadını en zorlayan konu, yemeği nasıl pişireceği değil, öncelikle ‘ne pişireceğim’ sorusuna cevap bulabilmektir. Selin Sason, bu konudaki en büyük yardımcınız olabilir…

Yaşam
21 Mart 2012 Çarşamba

İlkokul yaşlarından beri etrafındakilere yemek yapmaktan hoşlanan biri Selin Sason… Artık, sadece lezzetli yemekler pişirmekle kalmıyor, dengeli menüler hazırlıyor, göze hitap eden sunumlar yaratıyor.

Selin, öncelikle seni biraz tanıyabilir miyiz?

Tabii ki, 1978 İstanbul doğumluyum. Evliyim ve iki oğlum var. “Kendini tanıtır mısın” dediklerinde ilk olarak aklıma yemek işinden bahsetmek geliyor nedense. Yemek ile ilgili eğitim alalı on iki yıl oldu ama yemeğe karşı merakım çok küçük yaşlara dayanıyor.

Bu hobiye, yemek yapmaya olan ilgin nasıl doğdu, nasıl gelişti?

Aslında annem vesile oldu. Her zaman yemekleri çok güzel sunardı. Akşam için hazırladığı yemeklerin dengeli olmasına dikkat ederdi. Az, öz, net ve göze hitap etmesine önem verirdi. Ondan etkilendim. İlkokulu bitirmiştim, arkadaşlarıma ve aileme yemek pişirmek isterdim. Makarna yapayım, kek pişireyim ama kekin içerisine ne katarsam daha lezzetli olur diye düşünürdüm. “Klasik tarifleri nasıl değiştirebilirim” diye kendi kendime sorardım.

İngiltere’ye yaz okuluna gittiğim zaman kaldığım evde farklı mutfakları, değişik yemekleri keşfettim. Yanında kaldığım bayandan tarifler toplamaya başladım; yemek alışkanlıklarını izleyip ona göre menü hazırlamaya başladım.

Bu alanda aldığın eğitimler neler?

French Culinary Institude New York’ta altı ay aşçılık okuluna gittim. Bayağı ciddi bir aşçılık eğitimi aldım. İlk üç ay okulun mutfağında sıfırdan başlayarak nasıl yemek hazırlanır, pişirilir öğrendik. Daha sonraki üç ay okulun mutfağında okulun restoranına yemek pişirdik. Genel olarak Fransızların yemek alışkanlığı olan ‘4 course menu’ hazırlıyorduk. Okul yemek pişirmenin temelini veriyor, sonra bütün mutfaklara uygulayabilirsiniz. O zaman New York’ta yaşıyordum, çeşitli dallarda staj yaparak ve çalışarak neden hoşlandığımı bulmak istedim. Haftada iki gün restorantta, iki gün de catering işinde çalıştım. Bir üç ay da yemek dergisinde çalıştım. En çok yemek dergisinde çalışmak hoşuma gitti. Saveur dergisi test mutfağında yemek tarifleri deniyorduk. Önce bir ülkeden tarifi seçiyor, daha sonra onu kendimize göre değiştiriyorduk. Tarifi mutfakta test edip fotoğrafını çekiyorduk. Orada anladım ki aslinda ‘food styling’ benim çok ilgimi çekiyor. Zaten arkadaşlarımın ve etraftakilerin söylediği pişirdiğim yemekleri çok hoş bir şekilde sunduğum. İstanbul’a döndüğümde fotoğrafçı olan arkadaşım Betty Mazalto ile birlikte bunu denemek istedik. Ben yemek tasarladım, o da fotoğrafları çekti. Mezzaluna Express için bir çalışma yaptık. Bu işten de büyük keyif aldım.

Pişirmekten en keyif aldığın yemekler neler? Ya da hazırlamaktan en keyif aldığın yemekler?

Hazırlamaktan en keyif aldığım… Öncelikle menü oluşturmayı seviyorum. “Bugün çorba pişirdim, keyif aldım” değil o çorbanın arkasından ne gelmeli, mide için yorucu olmamalı... Menüyü oluşturmaktan sonra da menüyü hazırlamaktan hoşlanıyorum. Yemeğin de modası var, aşçılar da bu akımdan etkileniyor. Eskiden füzyon mutfağı modası vardı; hep değişik tatları birleştiriyorduk. Mesela ıspanaklı salataya çilek koymuştum. Zaman geçtikçe insanlar eski tatları aramaya başladı. Ben de şimdi daha doğal olan, zaten mutfağımızda yer alan yemekleri pişirmekten hoşlanıyorum; onlara ufak nüanslar katmak, onları tamamlayacak bir şeyler bulmaya çalışıyorum. Yemekte de modaya uymak hoşuma gidiyor.

Uzmanlığın sadece pişirmek mi, yoksa menü hazırlama, sofra hazırlama konuları dahil mi?

Aslında hepsi. Şu anda bir web sitesi açma aşamasındayım:  www.selinfranco.com. Orada yemek hazırlama ve çekim için sofra kurmak olacak. Consulting yani danışmanlık, restoran için menü oluşturmak, evde davet vereceğiniz zaman menü oluşturmak gibi birçok konu var. Evdeki davetlerde de en önemli nokta menüyü oluşturmaktır. Doğal olarak lezzetli yemek pişirmek de önemli ama o menü dengeli, şık ve oturaklı da olmalı. Bir restoranda bunu yapmak isterim. Hatta bir café’de menü tasarımı yaptım. Menü hazırlanırken bizzat orada bulunup tabaklara nasıl çıkacak, nasıl pişirilecek, buna danışmanlık yaptım. Ve üçüncüsü de yemek öğretmek, başkaları ile öğrendiklerimi paylaşmak.

Kendi yarattığın, sana özgü ne gibi tariflerin var?

Aslında okulda bitirme ödevim Roş Aşana için menü oluşturmak, tariflerini çıkarmak ve fotoğraflarını çekmekti.

Küçük çocuklara hazırlanacak yemekler konusunda tavsiyelerin var mı?

Terzi kendi söküğünü dikemez derler. Büyük oğlum çok güzel yemek yiyen biri değil ama yine de onun da severek yediği pırasa köftesi çeşidi var. Pırasa köftesinin içine balkabağı püresi ekleyin ve fırında pişirin; tavadan daha sağlıklı ve besleyici olacaktır. Bebekleri olan arkadaşlarıma verdiğim bir tavsiye de, dışarıda oldukları ve taze meyve bulamadıkları zamanla ilgili; elmayı pişirip suyuna bir kaşık irmik katıp püre yapmaları üzerine de tarçın serpmeleri. Bebekler çok lezzetle ve keyifle yiyorlar; aynı zamanda çok besleyici. Bunun küçük kavanozlara koyup yanlarına alabilirler.

Meraklılar senin tariflerini ya da tecrübelerini nasıl öğrenebilirler?

Şu anda haftada bir, salı günleri Ferahevler’de Cookbook Yemek Atölyesi’nde ders veriyorum, 13:30 ve 19:00 olmak üzere iki seans olarak. Onun dışında, evlerde yemek dersi veriyorum, minimum bir kişi, maksimum beş kişiye kadar. Kişilere kendi zevkleri doğrultusunda menü oluşturuyorum, onaylarını aldıktan sonra e-mail ile yemek ve alışveriş listesi gönderiyorum. Daha sonra iki buçuk-üç saat sürecek bir ders yapıyoruz. Kendi tavaları, kendi ocakları kendi ortamlarında yemek dersi veriyorum.

Henüz web sitesi açılmadı ama yazdıklarında mail adresime ve telefon numarama ulaşabilirler.

Esin Natan