Haftanın hikayesi: Tetsave

Kavram
2 Mart 2012 Cuma

Evde iki gündür musluk bozuktur, evin hanımı sonunda vakit bulur ve muslukçu çağırır.

Kapı çalar ve kadın bahçe kapısını açtığında yanında alet kutusu olan adamı görür.

“Ben piyano tamircisiyim hanımefendi”

“Fakat ben piyano tamircisi istemedim ki!”

“Biliyorum ama komşunuz istedi!”

Bazı insanlar Tora’yı iyi bilir. Bazıları dünyayı iyi tanır. Bazısı bilim konularında bilgilidir. Kimisi de insan ilişkilerinde çok başarılıdır.

Dünyada bilinmesi en zor şey kendini tanımaktır.

Bet- Hamikdaş’da en büyük sorumlu ‘ Kohen Gadol’ (Büyük kahin) hem dış görünüşünde temiz hem de ruhunun derinliklerine kadar saf olmalıydı.

İçimizde eğer olumsuz bir duygu varsa bu bizim haberimiz bile olmadan dışımızı da etkiler.

İçimizde kopan fırtınalar kabul etsek de etmesek de dış görünümümüzü etkileyecektir.

Bazen bizim hayatımız boyunca kendimizde göremediğimiz bir karakter özelliğini, bir yabancı saniyeler içinde fark edebilir.

Çoğu kez kötü sandığımız nefret ettiğimiz insanları biraz daha derin incelesek aslında iyi olduklarını, onların kötü davranışlarının arkasında aslında düştükleri bir depresyonun olduğunu fark edebiliriz. Şayet Tanrı’nın bizim önümüze koyduğu kendini keşfet sınavını geçersek ödülümüz de büyük olacaktır.

Her zaman olayları ve dünyayı başkalarının perspektifinden de görmeyi başarmalıyız. Söylenmesi kolay, ama uygulanması bizi zorlayacak bir görev.

Eğer kendimizi tanır ve saflaştırırsak diğer insanlara verdiğimiz enerjide pozitif olur ve dolayısı ile etrafımıza da mutluluk yayarız.

Tetsave İbranice ‘sen emret’ demektir. Neden Tanrı insanoğluna sen emret desin ki?

Çünkü elinde olan güç kendini tanımak ve saflaştırmaktır kendini düzelttiğinde etrafına da aydınlık verirsin.

Tıpkı Tetsave Peraşasında yakılması emredilen kandilin etrafına verdiği ışık gibi.