Liderlerin değişmesi AB’yi kurtardı mı?

Euro Bölgesi’nin sorunlu iki ülkesi Yunanistan ve İtalya’da yönetim resmen değişti. Her iki ülkede de başbakanlar istifa ederken yerlerine yeni isimler geçti. Peki, liderlerin değişmesi sorunlu ekonomiler için bir umut olabilir mi?

Rafi OJALVO Ekonomi
16 Kasım 2011 Çarşamba

Yunanistan’da Avrupa Merkez Bankası'nın eski başkan yardımcılarından olan Papadimos, İtalya’da ise kısa süre önce ömür boyu senatör ilan edilen Ekonomist Mario Monti geçti. Böylece Yunanistan ve İtalya’da yönetim teknokratların eline geçmiş oldu. Papandreu ve Berlusconi’nin ayrılışı ve öncesinde AB’nin istediği tasarruf tedbirlerini içeren paketlerin parlamentolar tarafından onaylanmış olması piyasalara moral verdi. Fakat bu istifalarla sorun çözüldü mü derseniz, henüz değil.

Referandum blöfü öncesine döndük

Euro Bölgesi’nde yaşanan son gelişmelerle birlikte Avrupa Birliği Finansal İstikrarı Destekleme Paketi’nin kabul edildiği ve Papandreu’nun referandum blöfünden önceki döneme dönülmüş oldu. Şimdi üzerinde anlaşılan bu paketin oluşturulması ve oluşturulan kaynağın kullanılış şekli irdelenmeye başlanacak. Bu süreçte AB istikrar fonuna katkı sağlaması beklenen çıktı fazlası olan Çin, Rusya ve Brezilya gibi ülkelerin desteği konusunda henüz net bir bilgi yok. Çin’in destek için Yuan’ın IMF’in rezerv parası olan SDR sepetine dahil edilmesi koşulunu öne sürdüğü konuşuluyor. ABD’nin bu koşulu kabul etmesi kolay olmayacaktır. Bu konuda sancılı bir süreç bizleri bekliyor.

AB’de yeni imtihan bankacılık düzenlemesi

Diğer taraftan AB’de bankacılık sektöründeki sorunlar devam ediyor ve yeni düzenlemelerin yapılması kaçınılmaz. Bu düzenlemelerin başında da sermaye yeterlilik rasyosunun arttırılması var. Bankaların piyasa fiyatı bu kadar düşmüşken, sermaye artırımı yoluyla bu rasyoları iyileştirme seçeneğinin bankalar tarafından kabul görmesi çok zor. Bunun yerine bilanço küçülterek bu oranları yakalama yolunun seçilmesi daha olası görünüyor. Bu yol seçilirse resmen açıklanmamış olsa da resesyondaki AB’de kredi ve harcamalardaki düşüş ilerleyen günlerde toparlanmayı daha da geciktirecektir.

İtalya izlenmeye devam edilmeli

Geçtiğimiz hafta çok sert saldırı yiyen İtalya bonolarındaki seyir izlenmeye devam edilmeli. Başbakan’ın değişmesi ve AB’nin talep ettiği kemer sıkma politikalarının kabul edilmiş olması bu saldırıları kesmeye yetecek mi ilerleyen günlerde göreceğiz. Saldırıların ana sebebi olarak gösterilen yönetimlere olan güvensizliğin son değişimlerle birlikte aşılmış olması lazım. Buna rağmen İtalya’da faizler yeniden yüzde 7’nin üzerine atacak olursa ataklar daha da setleşebilir ve Avrupa Merkez Bankası’nın daha güçlü müdahalelerde bulunması gerekebilir. Aksi halde bu süreç tekrarlanacak olursa İtalya’nın ardından en sıkıntılı üye olan ve seçim süreciyle bütçesi daha da bozulan İspanya yeni kurban olabilir.

Türkiye’de gündem Suriye

İçeride ekonomiye dair beklenti anketlerinde son dönemde toparlanma görülürken, cari açık rakamlarında bir türlü istenilen düzelmenin yaşanmaması en büyük problem. Fakat şu an için daha büyük sıkıntı oluşturan gelişme; yanı başımızdaki Suriye’de artan gerginlik. Hafta sonu Türkiye Büyükelçiliği’ne yapılan saldırının ardından çalışanların yakınları Türkiye’ye getirildi ve Suriye’ye bu konuda nota verildi. Bir diğer önemli gelişme de cumartesi günü Arap Birliği’nin Suriye’nin üyeliğini askıya alması oldu. Esad rejimi gitgide yalnızlaşırken şiddetin boyutunun daha da artması muhtemel. Esad’ın Türkiye’yi zor durumda bırakacak bir hamle ile Kürtlere özerklik tanıması dahi konuşulanlar arasında. Bu ihtimalin güçlenmesi PKK’nın eylemlerinin daha da artmasına neden olabilir, takip etmekte fayda var.

İMKB 30

İMKB 30 spot endekste yurtdışı piyasaların gölgesindeki hareket devam ediyor. İç piyasada endeksi pozitif ya da negatif yönde ayrıştıracak beklentinin olmaması yüksek dalgalı bir band hareketi oluşmasına neden oluyor. İMKB 30’da yukarı yönlü hareketin güçlenebilmesi için 69.500’ün geçilmesi gerekiyor. Bu seviye geçilmeden olacak yükselişler kalıcı olmayacaktır. Bu nedenle yukarı yönlü hareketlerde bu seviyeye yakın yerlerden kâr realizasyonu ve VOB’da short pozisyon alımı yapılabilir. Fakat 69.500 aşılacak ve üzerinde kapanış ihtimali doğacak olursa alınmış olan short pozisyonlarda stop loss yapılarak 69.500 üzerinde kalındığı sürece “long pozisyon”lara ağırlık verilmeli.

Aşağı yönlü hareketlerde ise 67.500 ilk önemli desteğimiz. Bu seviyenin altına olacak sarkmalarda 65.500 / 66.000 hedefli short pozisyon alımı yapılabileceğini düşünüyoruz. Endeks hafta içinde 65.500 altına sarkacak olursa 62.500/63.000 aralığına kadar olabilecek sert bir satış baskısı yaşanabilir. Bu nedenle endekste olası bir gerilemede güçlü destek olan 65.500 / 66.000 aralığından tepki ihtimaliyle alım denenebilir, fakat 66.500 desteği kırılacak olursa stop loss yapılmalı ve aşağı yönlü pozisyonlara ağırlık verilmelidir.

USD/TL

Dolar/TL kurunda 1,74 ile 1,80 arasındaki dalgalanma devam ediyor. Kurun bir süre daha bu bant içinde kalması beklenebilir. Fakat yukarı yönlü olası bir harekette 1,8050 üzerinde kapanış ihtimali doğacak olursa 1,84-1,85 aralığına kadar yeni bir hareket başlayabilir. Aşağıda ise 1,74 altında olacak kapanışlar 1,70 desteğini gündeme getirecektir. Özetle kurda kısa vadede 1,74-1,80 aralığı takip edilmeli. Bu aralıktan çıkılması durumda kırılma yönüne göre 1,70 ve 1,85 seviyeleri takip edilecektir. Beklentimiz önümüzdeki birkaç içinde AB kaynaklı çok olumsuz gelişmeler yaşanmadığı sürede 1,70-1,85 bandında hareket eden bir kur izleyeceğimiz yönünde. Kurda şuan için en belirleyici unsur TCMB olduğu için kurumun görüş ve açıklamaları dikkatle takip edilmeye devam edilmeli.