Mimarlık Üzerine Bir Söyleşi: “Sanatkârın gıdası eserinin beğenilmesidir”

Her şeyden önce bir baba, sonra bir sanatkâr ve bir iç mimar. Cenk Ceki Penso, Turgut Özal ve eşini bile ağırladıkları, zamanının devrimsel bir yapısı olarak kabul edilen Home Store’da bugünkü mesleğini, mimarlığı öğrenmiş. Öğrendiklerini hayatına taşırken nasıl bir yol izlediğini hoş sohbet ve güzel bir öğle yemeği eşliğinde benimle paylaştı…

Yaşam
11 Ocak 2012 Çarşamba

Sidni KOHEN


Mimarlık bir sanatsa eğer, siz sanatçı olduğunuzu nerede, ne zaman ve nasıl keşfettiniz?

Mimarlık, sanat ve yaratıcılığı çok yönlü şekilde içinde barındıran bir meslek.

Tasarım ve mimarlığa yatkınlığımı, benden önce, daha çok küçük yaşlarda iken ailem, sonraları yakın çevrem ve beni tercih edenler keşfetti diyebilirim.

 

Amcanız Levent Penso’nun kurduğu, zamanında iç mimari ve dekorasyon konusunda bir devrim niteliği taşıyan Home Store’da çalıştığınız yıllarda neler öğrendiniz?

Home Store tam anlamıyla bir okuldu benim için. Amcam Levent Penso ile birlikte çalışmak hem büyük bir tecrübe hem de nadir bulunur bir şans oldu. Meslek hayatımın temellerinin oluşmasında ve bugünlere gelişimde Home Store ve yaratıcılıkta eşi benzeri olmayan amcam Levent Penso’nun etkileri oldukça fazladır.

O günlerden bugünlere iç mimari ve dekorasyon konusunda sizce neler değişti? Teknolojinin getiri veya götürüleri ne oldu?

Her sektörde olduğu gibi, iç mimari ve dekorasyon alanında da baş döndüren bir değişim ve gelişmeler oluyor. Teknolojinin, mesleğimize negatif bir etkisi olduğunu düşünmüyorum. Aksine, bizlere ve müşterilerimize pozitif yansımaları oldu. Öncelikle, teknolojiyi kullanmak tasarım aşamasında zaman kazandırdığı gibi müşterilerimize de daha kaliteli hizmet vermemizi sağlıyor. Artık uygulamaya geçmeden önce, henüz tasarım aşamasında iken müşterilerimiz mekânı üç boyutlu olarak görebiliyor hatta animasyon çalışması ile içinde dolaşabiliyor bile.

Her ne kadar iç mimarların ve evlerini dekore ederken mimar eşliğinde çalışanların sayısı artsa da; dergilerden, kitaplardan ve internetten son trendleri takip etmek ve hatta takip ederek kendi tarzımızı oluşturmak çok kolaylaştı. Bu sizin karşınıza bir engel olarak çıkıyor mu?

Tam tersine, bu durum bizlere birçok fayda sağlıyor diyebiliriz. Müşterilerimizin bilinçlenmesi, çeşitli kaynakları takip ederek görsel anlamda kendini geliştiriyor ve bilgi ediniyor olması çok daha olumlu sonuçlar doğuruyor.

Cebimizden çok fazla para çıkarmadan, yeni evimizi en güzel şekilde dekore etmek istiyoruz. Önerileriniz neler olurdu?

Öncelikle internetten araştırma yapmak, mümkün olduğunca çok mağaza dolaşmak, ürünleri görmek hatta dokunmak ve hissetmek gerekir. Sadece konu ile ilgili dergileri karıştırmak yeterli olmayacaktır.

Bir mekânın güzel ve etkileyici olması için ille de çok para harcamak gerekmez. Tabi ki, her projenin bütçe anlamında alt limitleri olur ama kullanacağınız alternatif malzemeler ile istediğiniz efekti daha ekonomik şekilde yakalamak mümkün. Öte yandan bir mekânı dekore etmek sadece mobilya ve aksesuar detayı ile çözümlenemediği için; sıhhi tesisat, elektrik tesisatı, zemin, duvar ve tavan detayları gibi altyapı unsurlarını da içerdiği, her detayın birbirine bağlı olması ve bütünde bir ahenk yakalanması gerektiği için daha proje aşamasından itibaren profesyonel mimari bir ekip ile çalışmanın her yönden faydalı olacağını düşünüyorum.

Bugünkü işlerinizden bahsedecek olursak; ne tarz işler yapıyorsunuz, kendinize has bir stiliniz var mı yoksa müşteriye göre yönleniyor musunuz?

 

Ağırlıklı olarak ofis, ev tasarımları ve uygulamaları yapıyoruz. Ayrıca birçok kurumsal markanın zincir mağazalarının iç mekân tasarımları da çalışmalarımız arasında. Kendimize has bir stilimiz var tabi ki. Ancak müşterilerimizin isteklerini de önemsiyor ve tasarımlarımızı, müşterilerimizin zevk ve ihtiyaçları ile harmanlayıp bu yönde şekillendiriyoruz. Neticede tasarlanan işyeri veya ev, müşterinin yaşam alanıdır ve maksimum düzeyde rahat edeceği, hayatını kolaylaştıracağı, keyifle kullanacağı şekilde yapılandırılması gerektiği hiçbir zaman unutulmamalıdır.

Sizi tercih eden müşterilerinizle çalışmaya başlarken nasıl bir yol izliyorsunuz?

 

İşe tasarım ve uygulama yapacağımız mekânın keşfini yaparak başlıyoruz. Sonrasında müşterimizle görüşmelere başlıyor; yaşam tarzları, alışkanlıkları, ihtiyaçları, zevkleri ve istekleri ile ilgili bilgi ediniyoruz. Bu ilk safha bizler için çok önemli. Bu aşamadan sonra sırası ile tasarım, projelendirme ve uygulama çalışmalarını gerçekleştiriyoruz. Sahada ve mimari olarak çok profesyonel ve uzman ekiplerimiz var.

Sizinle çalışmak isteyen müşterilerinizin, sizi tercih etmelerinin sebepleri nelerdir?

Müşterilerimiz ile projenin başından sonuna kadar her detayda bire bir ilgileniyor olmamız, kaliteden taviz vermeyen tarzımız, marjinal çizgilerimiz ve sunduğumuz yüksek kalite karşısında fiyatlarımızın makul sınırlarda olması...

İş hayatınızda ilham aldığınız, etkilendiğiniz kişiler kimler? Hayattaki en değerli varlığınız nedir?

Rahmetli dedem Jak Yako Penso, babam Erol Penso ve amcam Levent Penso.

Hayattaki en değerli varlığım hiç şüphesiz biricik kızım Jasmin.

Sizce bir sanatçının en büyük ödülü nedir?

Bence sanatçının en büyük ödülü eserinin beğenilmesi, takdir edilmesi ve müşterinin memnun olmasıdır.  Bu bir sanatkârın gıdasıdır ve meblağı ne olursa olsun kazanacağı paradan çok daha değerlidir.

İstanbul’da veya dünyada ‘Şurayı dekore etmiş olmayı çok isterdim’ dediğiniz yerler var mı?

 

İstanbul’da bir modern sanatlar müzesi tasarlamak ve iç mekân kurgularını yapmayı çok isterim.

Teşekkürler...

Cenk Penso’nun tercihleri

Mimari açıdan dünyada en beğendiğiniz şehirler?

Tarihi dokusu ve mimarisi ile ilk sırada İstanbul geliyor tabi ki. Roma, Venedik, Viyana, Londra, Paris, Tokyo, Şanghay, Sydney, Moskova ve New York en beğendiğim şehirlerarasında.

İstanbul’un en görkemli semtleri ve yapıları?

İstanbul’un en görkemli semtleri, Beylerbeyi, Bebek, Arnavutköy ve Sultanahmet. En görkemli tarihi yapılar Topkapı Sarayı, Sultan Ahmet Camii, Süleymaniye Camii ve Ayasofya. Modern yapılarda ise Trump Towers, Adalet Sarayı, İstinye Park AVM ve tamamlandığı zaman Zorlu Center çok görkemli olacak diye düşünüyorum.

Tasarım dehası olarak gördüğünüz mobilyalar?

Taklamakan Sedir by Atilla KUZU.

Bir de insan vücudunda sizi şaşkınlığa uğratan organlar?

İnsan vücudu, evrende var olan her şey gibi,  Yüce Yaratanın bütünüyle kusursuz ve mükemmel şekilde yarattığı bir tasarım harikası. Bu sebeple vücudumuzun bir kısmı muhteşem demek çok doğru olmaz. İlk bakışta gözler dikkat çekicidir bence.